Londra Enerji Kulübü YK Başkanı
Washington’daki son NATO liderler zirvesinde Rusya, Çin, İran ve Kuzey Kore şimdiye kadar olduğundan daha sert ifadelerle İitifak’a ‘hasım kamp’ olarak tanımlandı, fay hatları keskinleştirildi. Ukrayna asıl öncelik olarak gündemde yerini aldı. 2026 yılındaki NATO liderler zirvesinin Türkiye’de yapılmasının kararlaştırılması ise bizim açımızdan belki de en önemli karar idi. Ortak Bildiride bir de Karadeniz’deki seyrüsefer
Geçen hafta Astana’daki Şanghay İşbirliği Teşkilatı zirvesinde diyalog ortağı olarak bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın buluşabileceği haberi vardı gazetelerde. Erdoğan, başta Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin olmak üzere Azerbaycan’dan Pakistan’a, Moğolistan’a dek pek çok liderleri ile görüştü ama Esad ile herhangi bir fotoğraf karesine girmedi. Ancak uçakta dönüşte, Ankara-Şam ilişkilerinin normalleşmesi
Yakın geçmişte dünya genelinde birçok ülkenin etnik, dini ve ekonomik temellerde bölündüğüne, iç savaşların patlak verdiğine, haritaların yeniden çizildiğine şahit oluyoruz. Bu sabırla ve sistematik adımlarla ilerleyen gelişmeleri sadece bir tesadüf olarak görmemek, arka plandaki stratejik hamleleri iyi anlayarak, gelecekte neler olacağını bugünden öngörmek ve karşı hamleleri başlatmak mümkün. Bölünme ve çatışma örnekleri Son çeyrek
Gerçekten tehlikeli ve beklenmedik bölgesel sıcak çatışmalara dönüşebilecek kritik bir dönüm noktasındayız. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Üçüncü Dünya Savaşı”nı telaffuz etti, Millî Savunma Bakanlığı sözcüsü, “istemeyiz böyle bir felaket ama olursa da biz Türk silahlı kuvvetleri olarak hazırız” dedi. İlk canlı başkanlık tartışmasında Donald Trump, Joe Biden’ı Üçüncü Dünya Savaşı başlatmaya çalışmakla suçladı. Zaten ticaret,
Bir zamanlar “Kürt” sözcüğünü kullanmak bile sakıncalı idi. PKK, bölücülük ve terör ile eşanlamlı görülüyordu, özellikle resmi jargonda. Ülkenin en az gelişmiş bölgesinde yaşayan insanlarımızdı. Zamanla büyük kentlere göç ettiler, ettirildiler. Tarih boyunca kendi devletlerini kurmalarına izin verilmedi, geçmişte birkaç başarısız girişimi saymazsak. Yaşadıkları coğrafyalarda sürekli isyan ettiler, ayaklandılar. Benim hatırlayabildiklerim: Bedirhan, Bitlis, Molla Selim,
İklim değişikliği nedeniyle yaşadığımız, daha vahimini de bu yaz yaşayacağımız söylenen hava sıcaklıklarından bahsetmiyorum sadece. Hem ülke içinde hem de küresel düzlemde oldukça sıcak bir yaz gündemi bekliyor bizi. Sıcak yaz, AYM kararı Anayasa mahkemesinin son gecikmiş kararları tesadüf olamaz. Malum, Anayasa’nın 153/2. maddesinde Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümeyeceği açıkça düzenleniyor. İptal edilenlerin yerine
“Din eğitimi – Bilim Eğitimi dengesi nasıl kurulacak?” başlığı aslında yanıltıcı bir önermeyi yansıtıyor. İkisine de ihtiyaç var, biri diğerinin alternatifi değil. Asıl soru, eğitim müfredatı içinde çocuklarımıza, gençlerimize hangi dozda bilim ve teknolojinin temel harcı olan matematik, fizik, kimya, biyoloji, ekonomi, hangi dozda maneviyatın kökenini oluşturan din, sosyoloji eğitimi verilmesi gerektiği olmalı. Tabii ki
Arap dünyası ile Türkiye arasındaki ilişkilerin, siyasi, ticari ve yatırım boyutunu besleyen parasal ayağı sürekli genişliyor. En son, Birleşik Arap Emirliklikleri’nin en büyük bankası First Abu Dhabi Bank, Türkiye’nin dördüncü büyük bankası, Koç Holding’e ait, Yapı Kredi Bankası satın almak üzere, sundukları ve son müzakereleri yapılmakta olan 8 milyar dolar civarında bir teklif ile. Daha
Bugün neresinden bakarsanız bakın Çin kaçınılmaz şekilde dünya ekonomisini, jeopolitiğini, teknoloji yarısını, uzay ve okyanus hakimiyetini derinden etkileyen bir süpergüç. Siyasi sistemi, kültürü, etnik mozaiği, küresel vizyoner girişimi “Kuşak ve Yol” ile her denklemde mutlaka hesaba katılması gerekiyor. Aklı başında tüm öngörüler, şayet doğal bir felaket, COVID’ten daha vahim bir salgın hastalık ya da kapsamlı