Londra Enerji Kulübü YK Başkanı
Bir zamanlar “Kürt” sözcüğünü kullanmak bile sakıncalı idi. PKK, bölücülük ve terör ile eşanlamlı görülüyordu, özellikle resmi jargonda. Ülkenin en az gelişmiş bölgesinde yaşayan insanlarımızdı. Zamanla büyük kentlere göç ettiler, ettirildiler. Tarih boyunca kendi devletlerini kurmalarına izin verilmedi, geçmişte birkaç başarısız girişimi saymazsak. Yaşadıkları coğrafyalarda sürekli isyan ettiler, ayaklandılar. Benim hatırlayabildiklerim: Bedirhan, Bitlis, Molla Selim,
İklim değişikliği nedeniyle yaşadığımız, daha vahimini de bu yaz yaşayacağımız söylenen hava sıcaklıklarından bahsetmiyorum sadece. Hem ülke içinde hem de küresel düzlemde oldukça sıcak bir yaz gündemi bekliyor bizi. Sıcak yaz, AYM kararı Anayasa mahkemesinin son gecikmiş kararları tesadüf olamaz. Malum, Anayasa’nın 153/2. maddesinde Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümeyeceği açıkça düzenleniyor. İptal edilenlerin yerine
“Din eğitimi – Bilim Eğitimi dengesi nasıl kurulacak?” başlığı aslında yanıltıcı bir önermeyi yansıtıyor. İkisine de ihtiyaç var, biri diğerinin alternatifi değil. Asıl soru, eğitim müfredatı içinde çocuklarımıza, gençlerimize hangi dozda bilim ve teknolojinin temel harcı olan matematik, fizik, kimya, biyoloji, ekonomi, hangi dozda maneviyatın kökenini oluşturan din, sosyoloji eğitimi verilmesi gerektiği olmalı. Tabii ki
Arap dünyası ile Türkiye arasındaki ilişkilerin, siyasi, ticari ve yatırım boyutunu besleyen parasal ayağı sürekli genişliyor. En son, Birleşik Arap Emirliklikleri’nin en büyük bankası First Abu Dhabi Bank, Türkiye’nin dördüncü büyük bankası, Koç Holding’e ait, Yapı Kredi Bankası satın almak üzere, sundukları ve son müzakereleri yapılmakta olan 8 milyar dolar civarında bir teklif ile. Daha
Bugün neresinden bakarsanız bakın Çin kaçınılmaz şekilde dünya ekonomisini, jeopolitiğini, teknoloji yarısını, uzay ve okyanus hakimiyetini derinden etkileyen bir süpergüç. Siyasi sistemi, kültürü, etnik mozaiği, küresel vizyoner girişimi “Kuşak ve Yol” ile her denklemde mutlaka hesaba katılması gerekiyor. Aklı başında tüm öngörüler, şayet doğal bir felaket, COVID’ten daha vahim bir salgın hastalık ya da kapsamlı
Ateşli tartışmalarımızda “bugün dünyadaki en önemli oyun değiştirici gelişme nedir?” diye sorulduğunda kimisi iklim değişikliğini, gezegenimizin sürdürülebilirliğini, enerjideki yeşil dönüşümü öne atıyor, kimisi jeopolitik çatışmaları, kimi Z kuşağının yeni değerlerini. Ama “yeni teknolojilerin” zincirleme tetikleme, hemen her şeyi süratle dönüştürme, değiştirmede çok daha belirleyici olduğunu söylediğimizde pek itiraz gelmiyor. Hayatımızı gerçekten de kökten değiştirdi, daha
Genellikle ülkeler arasında imzalanan mutabakat muhtıralarına şüphe ile bakıyorum. Zira, genellikle niyet beyanının birazcık ötesinde ciddiyete sahiptir: tarafları bağlamaz, siyasi mesaj yüklüdür, çoğu zaman da “boşa görüşmedik yazılı bir sonuç çıkardık” anlamını taşıyor. Özellikle cumhurbaşkanı düzeyindeki ziyaretlerde, açın bakın ortak bildirilere, çoğun süratle kaleme alınan onlarca mutabakat muhtırası imzalanır. Bunlardan kaçı gerçektir, belli ihtiyaçlara yanıt
Hiç görmemiş olanlar, Yunan tarihçi ve coğrafyacılarının Daranis ve Derksene adını verdikleri bu kadim kenti, Dersim isyanları, Şeyh Said, Zaza’lar, Aleviler, aşiretler, güvenlik riskleri, siyasetçi rahmetli Kamer Genç, eski CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ülkemizin tek komünist belediye başkanı ve kutsal Munzur nehri ile özdeşleştirebilir. Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Fırat bölümündeki Tunceli, kuzeyde ve batıda Munzur
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, ardından da iktidarın gayrıresmi koalisyon ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli ile görüşmesi farklı tepkiler doğurdu. Ateş püskürenler de var, alkışlayanlar da. Kimisi Özel’in bu görüşme ile Erdoğan’ın tartışmalı hukuki konumunu meşrulaştırdığını, 31 Mart seçimini kaybettiği bir dönemde hemen erken seçim isteyerek devirmek yerine ona imdat simidi attığını,