Gazeteci-Yazar
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın son beş yıldır aralarından su sızmayan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile araları bir süredir eskisi gibi değil. Rüzgâr, tam olarak Ukrayna kriziyle tersine dönmeye başladı. Dün, 31 Mayıs’ta Putin’in Türkiye’ye uçuş kısıtlamasını bir ay daha uzatmasıyla cari açığı Rus (ve Alman) turistler üzerinden kapatma hedefi yara aldı, rüzgâr biraz daha döndü.
Aslında uzun vadede hiçbir çıkarı yok, ama o bunun farkında değil.Artık yeni seçmen tabanına ulaşmayı bir yana bırakmış, dikkatini AK Parti’nin siyasi İslamcı çekirdeğini elde tutmaya vermiş görünen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, oturduğu koltuğun ilk sahibi ve Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e yapılan hakaret ve saldırılara, AK Parti’nin siyasi İslamcı tabanını yuvada tutma gayretine yardımcı olacağını
“Erdoğan’ı iktidara kadınlar getirdi, kadınlar götürebilir” tahminini sadece Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İYİ Parti lideri Meral Akşener’e, salt kadın olmasından dolayı küçümsemeye kalkan “Gelin Hanım” demesinden dolayı söylemiyorum. Daha da öteye gidip sadece “Bunlar iyi günler. Daha neler olacak” diye tehdit etmesinden dolayı da söylemiyorum. Hem de Akşener, Rize’de doğal koruma alanına Erdoğan’ın gözde müteahitlerinden Mehmet
B-planının mafyacılıktan siyasi muhalifliğe terfi edip bir yerlerden iltica almak olduğu anlaşılan Sedat Peker’in dahi dilinde olan bir masal var. Türkiye’de siyaseti daha Cumhuriyet öncesinden esir almış bir ikiyüzlülük bu. “Kendisi iyi de çevresi kötü” masalı.Başta kim varsa onu doğrudan hedef almak istemeyen, hala baştakinden bir çıkar gözetenlerin en büyük sığınağı bu söylem. Peker de
“Yaptığı açıklamalar ilişkilerimize ilave ek yük getirse de”, her şeye rağmen Başkanı Joe Biden ile Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir dönemin arayışında olduğu sözleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ait. Erdoğan’ın 26 Mayıs’ta önde gelen 20 Amerikan şirketinin yöneticileriyle yapılan video-konferans sırasında söylendi.Toplantı, Türkiye’nin yeni ABD Büyükelçisi Murat Mercan ile ABD Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Myron Brilliant’ın girişimleriyle
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan suç örgütü lideri Sedat Peker’in video yayınlarına başlamasından bu yana süren sessizliğini 26 Mayıs’ta bozdu ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya istediği tam desteği verdi. AK Parti TBMM Grubuna hitap eden Erdoğan, bunu yaparken Soylu’nun 24 Mayıs’ta Habertürk yayınında kullandığı ifadeyi kullanarak asıl hedefin kendi liderliğindeki “büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası” çabası olduğunu
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 24 Mayıs gecesi üç saat süren Habertürk canlı yayınından aklınızda en çok ne kaldı? Yani Soylu’nun gazetecilerin fırsat bulup sorabildikleri soruları geçiştirme ustalığı dışında; programın amacı suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddialarına yanıt vermekti ama Soylu ne zaman somut bir soru gelse konuyu ya Türkiye üzerine oynanan emperyalist oyunlara ya da
Sizce Sedat Peker’den “siyasi mülteci” çıkar mı? Evet ya da hayır demeden 23 Mayıs’ta yayınladığı 7’inci videoda, tamamen başka görüntüler arkasına “siyasi mahkûm” ve “siyasi iltica” ifadelerini zihinlere sokuverdi. Belki de B-planı bu videolarla Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bayılmayan bir hükümetten siyasi mülteci statüsüyle vatandaşlık almak da vardır. Yaşayıp göreceğiz. Ancak Peker konuştukça Erdoğan’ın
Hükümet kontrolündeki Anadolu Ajansının bir muhabirinin iki bakanın 21 Mayıs’taki ortak basın toplantısı sırasında sorduğu bir soru ortalığı karıştırdı. Daha doğrusu AK Parti’den tüten dumanları biraz daha görünür hale getirdi. Soruyu sorduğu için derhal işten atılan muhabir Musab Turan’ın daha sonra video aracılığıyla söyledikleri ise adeta röntgen filmi, ya da kan tahlili gibi AK Partinin
Evet, bu devir geçince kime gazeteci diyeceksiniz?Ve hiç düşündünüz mü, kime gazeteci demeyeceksiniz?Belki şu anda Sedat Peker videolarıyla başlayan tartışmanın sıcaklığı içinde bazılarınızın cevabı hazır olabilir. Devlet-mafya-siyaset-ticaret dörtgenine beşinci köşe olarak dahil olan medyanın içinde olanları sayabilirsiniz. Örneğin, Sedat Peker’in aralarındaki konuşmayı kaydedip yayınlaması üzerine Hadi Özışık, “hatam mesafeyi koruyamamak” dedi. Mesafeyi koruyamama eşiğini çoktan









