Gazeteci-Yazar
Fethullah Gülen’in hastaneye kaldırıldığı haberi 11 Temmuz öğleden sonra örgütün kullandığı bir Twitter hesabından duyuruldu. Zamanlama önemli, çünkü o saatte ABD’de henüz sabah olmuştu. Gülen o sabah mı hastaneye kaldırılmıştı, yoksa örgüt o sabah mı bunu kamuoyuna duyurmaya karar vermişti? Orası belli değil. Gülen hakkında daha önce de defalarca öldüğü, zehirlendiği vb haberleri yayılmıştı. Ayrıca
Türkiye ABD Kongresindeki Yunan lobisine çok şey borçlu; daha çok da silah sanayii alanında. ABD Kongresinin 35 üyesinin Başkan Joe Biden’e mektup yazarak Türkiye’nin istediği F-16 uçakların satılmamasını istediği haberini okuyunca zihnimde bu cümle belirdi. Çünkü aynı 9 Temmuz günü Türkiye’nin insansız hava aracı üreticilerinden Baykar ürettiği 7 adet Akıncı silahlı (İHA) aracının görüntülerini basınla
Doktor Ekrem Karakaya’nın bir hasta yakınınca katledilmesi hekimlere ve genel olarak sağlık çalışanlarına şiddet konusu yeniden gündeme geldi. Son çıkan yasayla sağlık çalışanlarına saldıranların tutuklanması ve yargılanırken iyi hal uygulamasından yararlanmayacak olması gibi düzenlemeler de çare olmuyor. Muhalefetin cezaların yükseltilmesi için getirdiği yasa teklifleri Meclis’te iktidar koalisyonu oylarıyla reddediliyor. Yasa değişmeden kafanın değişmeyeceğine inanırım. Ama
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 6 Temmuz’da AK Parti Genel Başkanı şapkasıyla Ankara Ticaret Odası konferans salonunda yaptığı toplantı ve orada söyledikleri en büyük endişesini açığa vurdu. Erdoğan’ın yüreğine seçimi kaybedebileceği korkusu düşmüş ve bu korkunun nedenini gayet doğru olarak saptamış. Erdoğan’ın yüreğine düşen korku 2023 seçiminin kızgınlık ve kırgınlık seçimi olması. O yüzden diyor “Bu seçim
NATO Zirvesi Türkiye’nin ABD ve AB’den tıkanan silah alım (ve ortak üretim) projelerinin önünü açacak gibi görünüyor. İtalya Başbakanı Mario Draghi’yi dün (5 Temmuz) Ankara’da ağırlayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan SAMP-T hava savunma sistemi için imza aşamasına gelmeyi konuştuklarını söyledi. Aynı saatlerde bir basın toplantısı düzenleyen Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre ise ABD Başkanı Joe Biden’ın
Belki uç bir soru oldu ama HDP’nin beş yıldır cezaevinde tutulan önceki eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın T24’teki “İğneyi kendimize” başlıklı önemli yazısını okuyunca aklımda beliren soru bu oldu: Demirtaş HDP’nin PKK’nın şiddet eylemlerini kınamasını mı istiyor? Demirtaş belli ki HDP’nin ve kendisinin de) öteden beri kullandığı “Her türlü şiddet eylemini kınıyoruz” söyleminin artık toplumda bir
Hayır, edindiğim bilgilere göre yarın, 3 Temmuz’da yapılacak muhalefet koalisyonu toplantısı gündeminde Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Tayyip Erdoğan karşısına kimin ortak aday çıkarılması gerektiği başlığı bulunmuyor. Birazdan o konuya geleceğiz. Ama Altılı Masada ilk defa ilk defa dış politikadaki gelişmeleri ve ekonomiyi düzeltmek için atılması gereken adımları gündemine aldı. Dış politikayı gündeme alma önerisi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesinden yaklaşık bir gün sonra basının karşısına çıktı. Doğrusu yabancı meslektaşlarımızı kıskanmadım dersem yalan olur. Düşünsenize şu televizyon, bu gazete izleyemez yasakları olmadan, “Soruya kızar da işimden olur muyum?”, ya da “Bir daha alınmaz mıyım?” kaygısı olmadan özgürce sordular sorularını Cumhurbaşkanına. Ve inanır mısınız? O da yanıtladı.
Bu yazıyı 30 Haziran sabahı yazdım, saat 09.00’da bitirdim. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesi üzerinden 12 saatten fazla geçmişti. Görüşmenin içeriği üzerine Amerikan tarafından ilk açıklama hemen yarım saat sonra gelmişti ama Türk tarafından yarım gün sonra hala açıklama yoktu. Dahası, akla “dakika bir, gol bir” manşetlerini hatırlatacak şekilde. Daha Erdoğan