Gazeteci-Yazar
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 11 Mayıs’ta Ankara, Sincan’da seçim mitinginde. Daha iki saat kadar önce Pursaklar mitingindeyken Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanlığı adaylığından çekildiği haberini aldığında “üzüldüğünü” söylemişti. Sincan’da konuya yeniden giriyor. Bu defa “kasetle gelen” Kılıçdaroğlu’nun, İnce’yi “saf dışı bıraktığını” öne sürerek devam ediyordu: “Nasıl bıraktılar? O da yarın, bilemediniz Cumartesi günü ortaya çıkar.” Örneğin “Er geç
TRT izleyicileri yıllardan beri ilk defa muhalefetin dış politika görüşlerini 10 Mayıs akşamı CHP’nin yeni dış politika kozu Namık Tan’ın konuşmasıyla duydular. Aslında bu konuşma CHP’ye son zamlarda yöneltilen “Dış politikada ne yapacaksınız?” sorularına da yanıt oldu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim propaganda konuşmalarından bir bölümünü dış politikaya ayırması da CHP Genel merkezinde konuya verilen önemi gösteriyor.
14 Mayıs seçimine üç gün kala tablo hâlâ belirsizliğini koruyor. Anketler CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimi ilk turda alma ihtimalini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan önde gösteriyor. Bir dip dalga geliyor, yönü az çok belli ama şiddetini kestirmek zor. Kılıçdaroğlu’na ilk turda seçimi kazandırırsa o dip dalga kazandıracak; sessiz çoğunluğun sesi. Meydanlarla anketler aynı dilden konuşmuyor. İktidar
“Herkes sandığı bekliyor, sürprizler olabilir”. Bu sözlerin benzerini ilk defa 2022 Mart ayında DEVA Partisi lideri Ali Babacan’dan duymuştu Ankaralı gazeteciler. “Korku eşiği hızla düşüyor” demişti Babacan, “İnsanlar sabır gösteriyorsa, seçim sandığı önlerine konacak diye sabrediyor”. Dün Yeşil Sol Parti’nin Ankara 1’inci bölge adayı Emirali Türkmen de basın toplantısında Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum’da taşlanması ve muhalefete
Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığı seçimi kampanyasının en önemli mitinglerinden birini 6 Mayıs’ta ortaklarıyla birlikte İstanbul, Maltepe’de yaptı. Aslında Kılıçdaroğlu da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan gibi 7 Mayıs’ta yapmak istiyordu İstanbul mitingini, ama Kılıçdaroğlu bir gün öne çekti. Erdoğan da 7 Mayıs’ta Atatürk Havalimanından çevirdiği Millet Bahçesinde benzeri bir gövde gösterisiyle Kılıçdaroğlu’na yanıt verdi. Tahmin edildiği gibi İstanbul
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve İletişim Başkanı Fahrettin Altun geçen hafta İngiltere’de yayınlanan The Economist dergisinin 14 Mayıs seçimlerini 2023’te dünyadaki en önemli seçim olarak gösteren kapak konusuna sert tepki verdiler. Bunun nedeni derginin seçimin “diktatörlerin seçimle de gidebileceğini” gösterirse bunun “küresel sonuçları” olacağını yazmasıydı. Beştepe’ye göre dış güçler yine devredeydi. Türkiye’deki seçmeni etkilemek istiyorlardı; sanki
Gazeteci Hasan Cemal 60 yıla yakın gazetecilik hayatından sonra parlamenter siyasete atıldı. Yeşil Sol Parti’nin İstanbul İkinci Bölge adayı olarak seçilebilirse en yaşlı üye sıfatıyla TBMM’nin açılışını yapabilir. Bu kadar yıl gazeteci milletinin Hasan Abi’si olduktan sonra belki de bu seçimin -liderler hariç- medyada en çok yer verilen milletvekili adayı olmasına şaşmamak lazım. Yalnız Hasan
Erdoğan’ın gideceğini de nereden çıkardığımı dolayısıyla gidişine dair soruları neden başlığa çektiğimi sorabilirsiniz, haklısınız. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 14 Mayıs seçimini yitireceğine dair kesin bir tahmin yapmak mümkün değil. Kamuoyu araştırmacıların ciddi bir kısmı seçimin 28 Mayıs’taki ikinci tura kalacağı tahminine bakılacak olursa CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da ilk turda yüzde 50+1 oy alacağı kesin değil.
Seçime on gün kala siyasetin rengi hızla değişiyor. Daha doğrusu siyasetin muhalefet kanadında hızla değişiyor, iktidar kanadında adeta betonarme. Örneğin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hâlâ bir saatten az sürmeyen konuşmalarla ne kadar yol, havalimanı yaptığını anlatırken, rakibi CHP lideri Kılıçdaroğlu kendisini de aşarak dün tek cümlelik, 4 saniyelik bir video mesajı yayınladı: “Bugün dünden fakirsen, tek
Dün akşam önemli bir bankanın üst yöneticisi aradı. Sohbete doğrudan “Çevreniz geniştir. Döviz bürosu işleten tanıdığınız var mı?” sorusuyla girdi. Yoktu ama soruyu garipsedim. Uluslararası deneyimi de olan bu etkili bankacı neden benden tanıdık döviz bürosu sorardı? “Kendim için” dedi; “Artık bankacı olmanın anlamı kalmadı, hiç değilse döviz bürosunda işe gireyim dedim”. Şaka yapıyordu ama









