Gazeteci-Yazar
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 28 Mayıs’ta ikinci turu almasının anahtarının neden İYİ Parti lideri Meral Akşener’in elinde olduğunu anlatmadan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 17 Mayıs’ta AK Partililere hitabındaki ağır sözlerine değinmek gerekli. Çünkü konular bağlantılı. Erdoğan’ın konuşmasında şöyle bir bölüm vardı: “Anlaşılan o ki, CHP, seçime beraber gittiği ortakları üzerinden, Türk siyaset tarihinin en büyük yankesiciliğine
İddialar vahim: bazı sandıklarda muhalefet partilerine verilen oylar tutanaklarda iktidar bloku partilerine yazılarak Yüksek Seçim Kurulu verilerine öyle mi işlendi? Bu durumda kaç sandık vardı? Bu nedenle mi -özellikle milletvekili seçimlerinde iktidar ve muhalefet partileri arasındaki fark bu kadar açıldı? Tartışma Diyarbakır’ın Bismil ilçesindeki 1234 sayılı sandık tutanağının sosyal medyaya yansımasıyla başladı. Buna göre 267
14 Mayıs seçimleriyle oluşan Meclis, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100 yıllık tarihindeki en milliyetçi ve İslami siyasi köklerden gelme anlamında, en muhafazakâr parlamentosu oldu. Ancak izninizle önce CHP’nin 14 Mayıs hayal kırıklığının faturasını sadece bilgi işlem ve veri akışı sorumlusu Onursal Adıgüzel’e kesmesi üzerinde durmak istiyorum. Adıgüzel’in kurduğu sistemin işleyişi üzerine seçimden önce gelen eleştirilerin CHP yönetimince
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın YSK açıklamasına göre yüzde 49,51 oyla, barajın yarım puan altında kalmasına bakarak “İlk turda seçilemedi, güvenoyu alamadı” diye teselli aramak elbette mümkün muhalefet sözcüleri bakımından. Bu teselli arayışlarının 28 Mayıs’taki ikinci turda ne Millet ittifakı ne de diğer muhalif kesimlere en küçük faydasının olmayacağı açık. Neticede CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da tıpkı
Sabah erkenden oyumu, oyumuzu kullanmak için sandık başındaydık. Daha saat 08.00 olmadan 2377 sayılı sandığın önünde 10-15 kişilik kuyruk birikmişti. Diğer sandıklarda da öyle; bizim mahalle sandığa hücumdaydı. Oy verme başladı; bizim ailede önce kadınlar, sandıkta ilk oy veren eşim oldu, ikinci bendeniz. “Evet” mührünü iki pusulaya da basarken bu oyu ne için kullandığımı hızla
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 11 Mayıs’ta Ankara, Sincan’da seçim mitinginde. Daha iki saat kadar önce Pursaklar mitingindeyken Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanlığı adaylığından çekildiği haberini aldığında “üzüldüğünü” söylemişti. Sincan’da konuya yeniden giriyor. Bu defa “kasetle gelen” Kılıçdaroğlu’nun, İnce’yi “saf dışı bıraktığını” öne sürerek devam ediyordu: “Nasıl bıraktılar? O da yarın, bilemediniz Cumartesi günü ortaya çıkar.” Örneğin “Er geç
TRT izleyicileri yıllardan beri ilk defa muhalefetin dış politika görüşlerini 10 Mayıs akşamı CHP’nin yeni dış politika kozu Namık Tan’ın konuşmasıyla duydular. Aslında bu konuşma CHP’ye son zamlarda yöneltilen “Dış politikada ne yapacaksınız?” sorularına da yanıt oldu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim propaganda konuşmalarından bir bölümünü dış politikaya ayırması da CHP Genel merkezinde konuya verilen önemi gösteriyor.
14 Mayıs seçimine üç gün kala tablo hâlâ belirsizliğini koruyor. Anketler CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimi ilk turda alma ihtimalini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan önde gösteriyor. Bir dip dalga geliyor, yönü az çok belli ama şiddetini kestirmek zor. Kılıçdaroğlu’na ilk turda seçimi kazandırırsa o dip dalga kazandıracak; sessiz çoğunluğun sesi. Meydanlarla anketler aynı dilden konuşmuyor. İktidar
“Herkes sandığı bekliyor, sürprizler olabilir”. Bu sözlerin benzerini ilk defa 2022 Mart ayında DEVA Partisi lideri Ali Babacan’dan duymuştu Ankaralı gazeteciler. “Korku eşiği hızla düşüyor” demişti Babacan, “İnsanlar sabır gösteriyorsa, seçim sandığı önlerine konacak diye sabrediyor”. Dün Yeşil Sol Parti’nin Ankara 1’inci bölge adayı Emirali Türkmen de basın toplantısında Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum’da taşlanması ve muhalefete
Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığı seçimi kampanyasının en önemli mitinglerinden birini 6 Mayıs’ta ortaklarıyla birlikte İstanbul, Maltepe’de yaptı. Aslında Kılıçdaroğlu da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan gibi 7 Mayıs’ta yapmak istiyordu İstanbul mitingini, ama Kılıçdaroğlu bir gün öne çekti. Erdoğan da 7 Mayıs’ta Atatürk Havalimanından çevirdiği Millet Bahçesinde benzeri bir gövde gösterisiyle Kılıçdaroğlu’na yanıt verdi. Tahmin edildiği gibi İstanbul









