Bugünlerde Orta Doğu’da ve hemen kuzeyimizde, toprakla bağı olan halklar bir kez daha savaşın yıkımına tanıklık ediyor. Evlerini, ürünlerini, çocuklarının geleceğini kaybeden bu insanların en çok ihtiyaç duyduğu şey belki de hâlâ barış. Ve bu barışı simgeleyen şeylerden biri, binlerce yıldır Akdeniz’in kıyılarında varlığını sürdüren zeytin ağacı. Kökleri derine inen, gövdesi zamanla buruşan ama hâlâ
İş insanı Leyla Alaton’un 18 Haziran’da AK Parti grubunu izlemesi, sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştüğü haberleri hem siyaset hem ekonomi kulislerinde iddia ve yorumlara neden oldu. Alaton yalnızca önce gelen bir iş kadını değildi. Türk Yahudi Toplumunun bir üyesiydi ve babası İshak Alaton’un sağlığında siyasete yakın ilgisi biliyordu. İddia ve yorumlar, İsrail-İran savaşında Türkiye’nin muhtemel rolünden
İstanbul’un tutuklu Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan 19 Haziran’da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının ifadesine başvurma çağrısına uyarak Adliyeye gitti. Akşam saatlerinde tutuklandığı haberi geldi. Savcılık “suç örgütü üyeliği” gerekçesiyle talepte bulunmuş, Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği de tutuklamıştı. CHP lideri Özgür Özel “Bu da oldu!” diye tepki gösterdi; “Pehlivan’ı müvekkilini savunduğu için tutukladılar. Türkiye’yi
İran, son kırk altı yıldır bölgede hem istikrarı hem de krizleri aynı anda temsil eden bir rejim yapısına sahip. 1979 Devrimi’yle Şah’ın devrilmesinden bu yana, Ayetullahlar rejimi; teokratik bir otoriterlikle toplumu baskı altına alırken, aynı zamanda sistem içi krizleri ustalıkla yöneterek iktidarını korumayı başardı. Ancak artık hem içeriden hem dışarıdan gelen dalgalar ve de ekonomik
Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) yayımladığı 2025 Cinsiyet Eşitliği Raporu (Global Gender Gap Report 2025, World Economic Forum), ülkelerin kadın-erkek eşitliği açısından nerede durduğunu yeniden gözler önüne serdi. Rapor, Türkiye için alarm veren bir tabloyu ortaya koydu. Türkiye, 148 ülke arasında 135. sırada yer alarak cinsiyet eşitliği açısından sadece küresel sıralamada yerini kaybetmekle kalmadı, Avrupa kıtasında
Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı Mali Suçları Araştırma Kurulunun (MASAK) 4 Haziran tarihli, Ekrem İmamoğlu ve ailesini suçlayan “Aklama Suçuna İlişkin Değerlendirme Raporu” 18 Haziran’da su yüzüne çıktı, 19 Haziran’da medyada işlenmeye başlandı. Arada bağlantı var iddiasında değilim ama DEM Parti eş başkanlarının 19 Haziran’da Silivri Cezaevinde tutuklu İmamoğlu’nu ziyaret edeceğinin de 18 Haziran’da kesinleşmesini
İsrail’in İran’a 13 Haziran’da başlattığı hava harekâtı, sadece birkaç gün içinde klasik savaş tanımlarını aştı. Bu, konvansiyonel çatışmadan öte; altyapı yıkımı, istihbarat hâkimiyeti ve rejim hedefli sistematik bir yıpratma operasyonuydu. Füze atışlarının oluşturduğu denge algısının ötesinde, uluslararası analizler İran’ın hızla çözüldüğüne işaret ediyor. Ancak bu savaşın en belirgin özelliği, etkisinin İran sınırlarını aşması. Türkiye, sadece
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “İran’da yaşanan son olaylar nedeniyle sınırlarımızdaki güvenlik tedbirleri artırılmıştır” dedi. Güler bu açıklamayı, Genelkurmay Başkanı Metin Gürak ve üst düzey komutanlarla Van’da İran sınırında yaptığı inceleme ve denetlemelerden sonra yaptı. Savunma kaynakları, YetkinReport’un sorusu üzerine arttırılan önlemlerin “Askeri bir tehdide yönelik teyakkuz değil, olası kitlesel göç ihtimaline karşı bir teyakkuz”
İsrail’in İran’a saldırmasıyla başlayan ABD’nin doğrudan dahliyle tırmanan krizle hem Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hem MHP lideri Devlet Bahçeli, “iç cepheyi güçlendirme” söylemini daha güçlü dillendirmeye başladı. Bunun kendi içinde bir mantığı olabilir; her ülkede iktidarlar dış sorunlarla başa çıkmaya çalışırken içeride daha rahat hareket etmek ister. Ama birincisi, gerçekçi olmak lazım ki tarih boyunca hemen
İran, İsrail’in saldırılarına İsrail şehirleri üzerine füze yağdırarak yanıt veriyor, İsrail ise hava saldırılarına ek olarak her gün İran İslam Cumhuriyetinin birkaç kilit ismini daha öldürüyor. Son olarak daha iki gün önce göreve atanan Genelkurmay Başkanı öldürüldü. ABD İran’ı bombalayacak mı? İsrail’in füze kapasitesi, İran’ın toprağın derinliklerindeki uranyum zenginleştirme tesislerine erişmeye yetmiyor. Natanz ve Ferda