Danıştay Başsavcılığı, Danıştay 10. Dairesi’nde görülen İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptaline ilişkin dava için Daire’ye görüş bildirdi. Görüşte, “Cumhurbaşkanı’nın sözleşmeden çekilme kararının hukuka aykırı olduğu ve iptal edilmesi gerektiği” belirtildi. Kısa Dalga’dan Kemal Göktaş’ın haberine göre Aydın’ın Kuşadası ilçesinde yaşayan avukat Lalezar Nergiz ve 12 kadın adına açılan davada görüşünü ileten Danıştay Savcısı Elmas Mucukgil,
Geçtiğimiz yıl hem dünyada hem ülkemizde önemli çevre felaketleri yaşadık. Türkiye’de tarihinin en büyük orman yangınları, artan sıcaklıklar nedeniyle geçtiğimiz yıl deneyimlendi. Bunun yanı sıra can alan seller, kuraklığın sonucu yok olan göl ve gölcüklerimiz aslında gözümüzün önünde olan ama bir türlü farkında olmadığımız çevresel kayıplar olarak kayıtlara geçti. Dünya ekonomik forumu küresel riskleri sıraladığında,
Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden, iktidar partisi radikal bir tabanı ve bu tabanın ürettiği argümanları savunan muhafazakar bir kesimi memnun etmek istediği için çekildi. Kadınlara ve toplumun kırılgan kesimlerine yönelik şiddetin önlenmesi için taraf olunan uluslararası bir sözleşmeden çekilmek, iktidarın kadın erkek eşitliğini öngören yasalarda yapmak istediği tek değişiklik değil. Aslında İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline sebep olanların, bununla
YetkinReport okurları hatırlayacaktır. 7 Kasım 2020’de ekonomi-politik çağrışımları olan “Ara sıra kuzuyu değiştirtiyoruz” fıkrasını anlatmıştım; hatırlamak isteyenler bu bağlantıya tıklayabilir. Bu defa “Bu pisliği niye yedik” fıkrası geliyor; tabii fıkra bu, kimse üstüne alınmak zorunda değil.Ama önce kuzu fıkrasını neden altattığımı hatırlatayım. O fıkradan bir gün önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan daha 16 ay önce atadığı
Ankara’daki Avrupa Birliği (AB) ülkeleri büyükelçileriyle 19 Ocak’taki yemekli toplantıda onların sorularına yanıt verdikten sonra CHP lideri “bir soru da ben sorabilir miyim?” demiş. Tabii demişler. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 13 Ocak’ta AB büyükelçilerine verdiği yemeği hatırlatarak “Erdoğan ile de konuştunuz? Ona ne sordunuz ne yanıt aldınız?” diye sormuş.Masada kahkahayla gülenler olmuş. Çünkü Erdoğan’a soru soramadık
Altı muhalefet partisinin, güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmalarını önce yazılı basında okuduk, sonra CHP’den Muharrem Erkek, İYİ Partiden Bahadır Erdem ve DEVA Partisinden Mustafa Yeneroğlu, televizyonda Yüksek Öğrenim Kurulu’nun (YÖK) kaldırılmasında çok kararlı olduklarını anlattılar. Muharrem Erkek, 2. Dünya savaşı sonrasında Almanya’nın, üniversitelerinin ayakta olması sayesinde yeniden inşa edilebildiğini örnek gösterdi. Üniversitelerimizi tamamen kaybetmek istemiyorsak, YÖK’ü
Siz bakmayın geçim sıkıntısı dendikçe “Ver bir Sezen Aksu”, dolar kuru dendikçe “Yap bir dişçi kumpası”, belediyeler çalıştırılmıyor dendiğinde “Ama Kazakistan’da darbe” diye gündem saptırma taktiklerine. Gelin Ankara’da merak konusu şu beş soru ve alt başlıklarına bakalım. Birinci soru: faiz indirilecek mi? 20 Ocak’ta Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizi yüzde 14’ün altına
Fatih Ceylan (*) Hasan Göğüş (*) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 17 Ocak’taki Arnavutluk seyahatinden dönüşünde Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edeceğine dair yaklaşımları “gerçekçi bulmadığını söyledi. Bu ifadeyi Kırım’ın ilhakını “Rusya Ukrayna’ya çöktü” diyerek tanımlamasıyla aynı yanıt içinde kullandı. Rusya’nın işgale kalkışması için “dünyadaki durumu ve kendi durumunu gözden geçirmesi gerekir” dedi. Bununla Türkiye’nin Ukrayna konusunda NATO kararlarıyla
İktidar derken sadece 2002’den bu yana tek başına hükümet kuran AK Parti’yi kast etmiyorum elbette. Anayasa değişikliği için 2017 halkoylamasından itibaren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın iktidarını fiilen MHP lideri Devlet Bahçeli’ye borçlu olduğu gibi bir gerçek var. Anayasa Mahkemesinden çıkması gün meselesi olan HDP’nin kapatılması davası da MHP’nin zorlamasıyla gündemde.Bunu söylerken AK Parti yönetimi ve Erdoğan’ın
CHP Grup Başkan Vekili Engin Özkoç, Türkiye’deki stratejik liman işletme hakklarının özelleştirmeyle devralan ve aralarında hükümete yakınlığı ile bilinen CİNER grubu, AKFEN, LİMAK’ın ve Katarlı Qterminals ve Singapur’un da olduğu 18 şirketin işletme sürelerinin ihalesiz 49 yıla kadar uzatılmasını, “iktidar değişimi kaygısı” olarak nitelendirdi. Mecliste düzenlediği basın toplantısında yasalaşan düzenlemeyi eleştiren Özkoç, “Türkiye’de limanlar ihale