Önce size Ankara’da hükümet çevrelerinde şu günlerde hâkim anlayışı bir cümlede özetleyeyim: “İşleri toparlamak için reform yapmaya mecburuz ama ipleri elimizden kaçırmayacak kadar yapalım.” İyi polis, kötü polis benzetmesine gelmeden bu özeti vermemin bir gerekçesi var.Bu açıdan baktığınızda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun reformlar Avrupa Birliği ile “pozitif atmosfere katkı sağlayacaktır” cümlesini kurması da uygulamayla çelişkili
Gerek Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Tayyip Erdoğan gerek MHP lideri Devlet Bahçeli her fırsatta Cumhur İttifakının dimdik ayakta olduğunu vurguluyor. Cumhur İttifakının 2023 seçimlerini de kazanacağı inancını tekrarlıyorlar.Oysa 2020’nin son aylarından itibaren tanık olduğumuz bir dizi gelişmeye Ankara’nın kapalı kapılarını biraz aralayarak baktığımızda Cumhur İttifakı içinde işlerin örneğin 2018 seçimleri, ya da 2019 seçimlerindeki
Devletin güvenlik ve dış ilişkileriyle ilgili bir kaynağımla konuşmaya “Neler oluyor?” diye başladığımda “Bu ara işler tekdüze biraz” yanıtı almayı doğrusu beklemiyordum. Benim Türkiye’de neler olduğunu tanımlayacağım son sıfat bu olurdu. Kovit ölümleri o gün yine zirve yapmıştı. Merkez Bankası 24 Aralık’taki toplantıda faiz artışı işareti verirken AK Parti bünyesinden karşıt sesler yükseliyordu. Sendikalar hükümetle
Haberlere göre Veysel Filiz, 9 Aralık günü aracıyla Türkiye’den Bulgaristan’a giderken Hamzaköy sınır kapısında durdurulmuş. Gümrük Muhafaza ekipleri aracındaki gizli bölmelerde piyasa değeri 5 milyon avro (yaklaşık 46 milyon 500 bin lira) olan 100 kilo kadar eroin bulmuşlar. Veysel Filiz, aracından çıkan 100 kilo eroinle bir bağlantısı olmadığını söylemiş ama tutuklanmış. Babasına “komplo kurulduğunu” söyleyen
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Bakü’nün Azatlık Meydanında 10 Aralık “Zafer Günü” törenindeki konuşmasın bir yerinde önemli bir saptamada bulundu. “Bize hep dediler bu [Karabağ] meselesinin harbî halli [askeri çözümü] yoktur. Biz sübut etmişiz ki [saptamış, göstermişiz ki] bu meselenin harbî halli vardır. Bir 30 il [yıl] daha mı bekleyecektik?” Uluslararası siyaset bakımından Azerbaycan’ın 44 gün
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Avrupa Birliği’nin (AB) 70’inci kuruluş yıldönümü münasebetiyle 9 Mayıs tarihinde AB’ne bir mektup göndermesi ve mektubunda korona virüsüyle mücadele kapsamında birlik olma daveti yaparak, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği için de çağrıda bulunması, üzerinde önemle durulması gereken bir gelişme. Cumhurbaşkanı, müzakere sürecinde karşılaştığımız tüm zorluklara rağmen AB’ni stratejik hedef gördüğümüzü belirtiyor
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 9 Mart’ta Brüksel’e Rus devlet televizyonu Rossiya tarafından yayınlanan “Putin iki dakika bekletti” haber ve görüntüsünün kamuoyundaki etkisi altında gitti. Rus televizyonunun 5 Mart’taki bu görüntüleri, üstelik altına kronometre yerleştirerek 8-9 Mart’ta yayınlaması tesadüf değildi. Nitekim muhalefet partileri CHP ve İYİ Parti, eleştirilerini Türk diplomasisinin ne hale düşürdüğü üzerine kurarken MHP Erdoğan’ın
Yunanistan Başbakanı Kyrikos Mitsotakis 6 Mart’ta CNN’e Avrupa’nın “Türkiye’nin şantajlarına boyun eğmeyeceğini” ilan etti. Bununla Türkiye’den ülkesinin sınırına yığılan on binlerce Suriye’li (ve diğer) mülteciyi kast ediyordu. Yunan polisinin sınıra dayanan mültecilere göz yaşartıcı bomba attığı, hatta ateş açıp ölüm ve yaralanmalara yol açtığı haberleri medyada yayılırken, Mitsotakis AB ile Türkiye arasında 2016’da imzalanan “düzensiz







