Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya-Ukrayna savaşının giderek daha geniş bir coğrafyaya yayıldığını, bunun “çok korkutucu bir şey olduğunu” ama Avrupa Birliğinin Türkiye’den beklentilerinin Güney Kıbrıs Rum Yönetimince “rehin alındığını” söyledi. Fidan bu açıklamayı NATO Dışişleri Bakanlarının 3 Aralık’ta Brüksel’deki Ukrayna konulu toplantı ardından yaptı. Son zamanlarda Rusya’yla ticaret yapan gemilere Türk münhasır ekonomik bölgesinde Ukrayna’nın
Asya bugün yalnızca dünyanın ekonomik motoru değil; küresel enerji güvenliğinin de tartışmasız merkez üssü. Dört büyük tüketici — Çin, Hindistan, Japonya ve Güney Kore — tek başlarına dünyanın petrol ithalatının yaklaşık yüzde 45’ini, LNG ithalatının ise yüzde 70’ini gerçekleştiriyor. Böylesine dev bir talep odağı, kaçınılmaz olarak Rusya’dan ABD’ye, Katar’dan Suudi Arabistan’a kadar tüm büyük üreticilerin
Son bir haftadır Çin’in sokaklarındayım; bir hafta daha kalacağım. Sadece resmi toplantı salonlarında değil, sokak tezgâhlarının başında pazarlık yaparken, gece yarısı Moutai kadehleri eşliğinde yapılan uzun sohbetlerde, laboratuvarlarda, limanlarda, fabrikalarda, üniversitelerde, askeri yetkililerin brifinglerinde… Onlarca iş insanı, general, akademisyen, danışman ve bürokratla konuştum. Çin’i dışarıdan okumak kolaydır; içeriden okumak cesaret ister. 1989’dan bu yana bu
Bizim kuşağımız enerji jeopolitiğini petrol üzerinden öğrendi. Petrol savaşlarını, ambargoları, tanker krizlerini, OPEC’in politik gücünü, ABD’nin enerjiyle dünyayı nasıl şekillendirdiğini gördük. Sonra doğalgaz geldi. “Geçiş yakıtı” denildi ama kısa sürede stratejik bağımlılığın yeni aracına dönüştü. Bugün ise yepyeni bir enerji çağının eşiğindeyiz. Bu defa başrolde ne petrol ne gaz var — kritik mineraller ve nadir
Fotoğrafları Rusya Dışişleri Bakanlığının Telegram sayfasından aldım. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in 1 Eylül’de Çin’in Tianjin şehrinde 31 Ağustos-1 Eylül tarihlerinde yapılan Şangay İşbirliği Örgütü zirvesi çerçevesinde yaptıkları görüşmeden. Rus resmi fotoğrafçısı sadece toplantı masası dizilimini değil iki liderin toplantı sırasında birbirlerine bakışlarını da çekmiş yakalamış ve daha önemlisi, Rus Dışişleri de
Bizim dünyamızda sık rastlanan bir refleks var: Bir ülkeyi ya göklere çıkarırız ya da yerin dibine batırırız. Çelişkilerin iç içe geçtiği gri tonlara sabrımız yoktur. Çin, bu uç yaklaşımların en çok esir aldığı ülkelerden biri. Bir bakış açısına göre Çin, çağımızın en büyük mucizesi. 1,4 milyarlık nüfusuyla dev bir tüketim pazarı; disiplinli işgücüyle küresel üretim
Uluslararası ve bölgesel düzeyde sarsıcı gelişmeleri her gün izliyoruz. İsrail’in İran’a saldırısı, Ukrayna ve Rusya arasındaki savaş, Gazze trajedisi ve bunlarla birlikte Hindistan-Pakistan krizi bunlardan… Ortak yanları var mı? Kurallara dayalı uluslararası düzeni sarsmaları, sorunlara kalıcı çözümlerden uzak kalmaları, büyük belirsizliklere yol açmaları ve yeni felaketleri doğurabilen nitelikleri. Birçok yönüyle alışamadığımız, anlamakta zorlandığımız bir dünyada
Kimileri Trump-Musk kavgasını “Dünyanın en güçlü adamıyla dünyanın en zengin adamı arasındaki kavga” olarak görüyor. İlk bakışta öyle de görülüyor. Elon Musk, başta Tesla ve Space X olmak üzere pek çok yenilikçi şirketin başında. Donald Trump, dünyanın en büyük ekonomisine ve en büyük askeri gücüne sahip ABD’nin başında. İkisi de ellerindeki gücü akıllarına gelen her
Donald Trump, ikinci kez ABD Başkanlığı koltuğuna oturduğunda, Ukrayna’daki savaşı “bir günde” bitireceği vaadiyle dünya kamuoyunun ilgisini çekmişti. Putin’le geçmişten gelen “özel” ilişkisine güvenen Trump, Kremlin’i masaya oturtabileceğini ve savaşı ani bir hamleyle sona erdirebileceğini iddia ediyordu. Ancak yeniden başkanlık görevine başlamasından bu yana ne barış sağlanabildi ne de somut bir ateşkes ilanı geldi. Aksine,
PKK’nın fesih anlaşmasından Suriye’de değişen dengelere, Rusya-Ukrayna görüşmelerine dek Türkiye yoğun bir siyasi ve diplomatik süreçten geçiyor. Temmuz ayında başlayacak başka bir süreç daha var. Türkiye-İngiltere serbest ticaret anlaşması görüşmeleri, eğer doğru yönetilirse sadece ekonomik değil, diplomatik ve siyasi alanlarda da Türkiye’ye yeni ve olumlu imkânlar sunabilir. Brexit sonrası Türkiye-İngiltere Birleşik Krallık ile Türkiye arasındaki









