Sağlık Bakanı Fahrettin Koca önümüzdeki hafta maske zorunluluğunun ne zaman kaldırılacağı dahil önemli açıklamalar yapacağını söyledi. Çünkü geçen hafta zirveye ulaşan Covid-19 salgının 2-3 haftaya dek azalacağını tahmin ediyordu. Bakan Covid salgının seyrinde olumlu gelişmeler olduğunu söylediği 17 Şubat günü 258 kişinin öldüğünü de açıkladı. Salgının başından bu yana resmî kayıtlara göre Covid kaynaklı ölümler
Tacan İldemFatih Ceylan Çin’in yükselen gücü ve küresel erişimi, bu ülkenin özellikle ekonomik nüfuzunu hissedilir biçimde Avrupa kıtasına ve NATO topraklarına doğru genişletti. Batı toplumlarındaki yaygın algı, Çin’in otoriter eğilimleri bulunan, stratejik ideolojik hedeflere sahip önemli bir rakip olduğu yönünde. NATO-Çin ilişkileri yeni bir döneme giriyor. Özellikle son beş yıldır Çin, Batı için Rusya’nın yanısıra
Yakın geleceğimizin nasıl şekilleneceğini belirleyecek dört küresel oyuncu var: ABD, Avrupa Birliği (AB), Çin ve Rusya. “Mahşerin dört atlısı” olarak adlandırdığım bu oyuncular arasındaki ilişkiler, önümüzdeki dönemde dünya düzeninin alacağı şekil bakımından büyük önem taşıyor. Bugün için gelişmeler sürecin çok kutuplu bir dünya düzenine doğru evrilmekte olduğunu gösteriyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 4 Şubat’ta
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu geçenlerde bir trol raporu açıkladı. Raporda kendisini ve partisini hedef alan AK Parti iktidarı destekli trol hesapları, gerçek isimleri kendilerinde saklı tutularak deşifre ediliyordu. Raporu edindim ve okudum. Raporda CHP ve Kılıçdaroğlu’nu hedef alan trollerin 3 kademeli bir yapılanma içinde hareket ettikleri saptanmış. Piramidin en üstünde üretilen etiketler (hashtag) ikinci kademedeki
Madem YÖK’ün kaldırılmasını konuşuyoruz; başarılı ülkelere bir bakalım; acaba onlar üniversitelerini nasıl yönetiyorlar? Ne kadar kaynak ayırıyorlar? Uluslararası üniversite sıralamalarına, mesela THE’ye göre, ilk 100’de en çok üniversitesi olan ülke, 39 üniversite ile Amerika. Onu 11 üniversite ile İngiltere ve 10 üniversite ile Çin izliyorlar. OECD ülkeleri içinde, Kanada (6), Hollanda (8), Avustralya (7) ilk
Sanki Kazakistan’da serbest seçimle hükümet değişikliği mümkünmüş gibi bütün bölge liderleri “darbe savuşturuldu” demeçleri patlatmaya başladı birbiri ardına. Oysa Kazakistan’da 2 Ocak’ta başlayıp 5-6 Ocak’ta zirveye ulaşan olayları planlı bir ayaklanma dahi saymak mümkün görünmüyor. Belli bir liderliğin bulunmadığı, biriken bardağın otogaz fiyatlarına zam ile gelen son damlayla taştığı bir öfke patlaması. Öfkenin asıl nedeni,
Türkiye’de yeni uygulamaya konulan ekonomik programın “Çin modeli” olarak adlandırılmasının ne derece uygun olacağı tartışılırken, Hong Kong dramatik bir seçim süreci yaşadı. 19 Aralık’ta yapılan Yasama Kurulu seçimlerinde Pekin yanlısı adaylar ezici çoğunlukla yönetimi ele geçirdi. Ancak bu zaferin arkasında kent halkının desteğinden ziyade seçim sisteminde yapılan değişiklik ve muhaliflere uygulanan ağır baskı vardı. Bundan
Yelda OngunFatih Ceylan 2021 Haziran’ında Ermenistan’da yapılan seçimler sonrasında Türkiye ve Ermenistan arasında “yeni normalleşme” döneminin başlayacağı yönündeki umut ve beklentiler dört etkene dayanıyor:1- Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın yaptığı açıklamalarda Türkiye ile önkoşulsuz diyaloğa hazır olduklarını söylemesi;2- Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 13 Aralık 2021’de TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada “Ermenistan ile normalleşme adımları çerçevesinde karşılıklı
2009 yılında Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi amacıyla imzalanan Protokollerin ardından Türkiye 2010 yılı itibariyle ilk aşamada Güney Kafkasya’daki bölgesel ilişkilerin ekonomik-ticari yollardan desteklenmesini hedefleyen, bölgesel olduğu kadar küresel çapta da etki doğurmaya aday bütüncül bir işbirliği projesini hayata geçirmek için insiyatif aldı.Bu bütüncül proje sadece Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan üçlüsünü değil, çok daha geniş ölçekteki bir
Yeni Ekonomik modelin Çinliliği bir ay sürmedi; onu da yerlileştirdik. Adı da “Türk Ekonomi Modeli” oldu. Kısa süren Çin döneminin bir faydası, basında Çin ile ilgili pek çok bilgi dolu yazı çıkması oldu. Tüm bu yazıları okuduktan sonra Çin’in eğitim konusunda geçirdiği dönüşüm ve başarısını Türkiye’nin mevcut eğitim durumu ile karşılaştırmak istedim. Sonuç parlak diyemem.