Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, 26 Kasım’da TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının 2025 yılı bütçesini savunurken Türkiye’nin silahlanma programına dair önemli açıklamalarda bulunmuştu. Buna göre, Türkiye’yi Rusya’dan S-400 füzeleri aldığı için F35 uçakları programından çıkaran ABD son gelişmelere göre fikir değiştirmiş, S-400’lere rağmen F35’e dönüş için kapıyı aralamış, Türkiye de 40 F35 alımı için
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, ABD’nin Türkiye’nin elindeki Rus yapımı S-400 füzelerine rağmen F-35 satış programına yeniden dahil edebileceğini, F-35’ler için yeni başvuru yapıldığını açıkladı. Güler bu açıklamayı 26 Kasım’da TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının 2025 yılı bütçesini savunurken yaptı. Sadece F-35’ler de değil, ABD ve NATO ile savunma dengelerinin değiştiğine işaret eden, örneğin
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye’nin S-400’leri başka ülkeye satarak ya da aktararak ABD’nin F-35 programına dönebileceği tartışmalarına müdahale etti. Lavrov, Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemini başka ülkeye satmak için Rusya’nın izin vermesi gerektiğini söyledi. Bu aslında malumun ilamı, çünkü füzelerin alım anlaşmasının “non-transferrable” yani “devredilemez” hüküm taşıdığı biliniyordu. Ruslar acaba daha iki hafta önce
Türkiye-ABD ilişkilerinde artan trafik konusunda görüştüğüm bir devlet yetkilisi “Bütün konularda görüş alışverişi yapıyoruz” dedi, “Ama ABD seçimlerine dek ABD ile herhangi bir görüşmeden sonuç beklememek gerek.” Dünya siyasetinin adeta kilitlendiği 5 Kasım başkanlık seçimlerinin son yıllarda sert iniş çıkışlarla (daha çok inişlerle) dolu Türkiye-ABD ilişkilerinde de bütün karar alma süreçlerini dondurması doğal. Temas trafiğinin
ABD’de 5 Kasım’daki başkanlık seçimlerini Donald Trump ya da Kamala Harris kazansa Türkiye için neyin değişeceği sorusuna çoğunuzun “Hiçbir şey” dediğini duyar gibiyim. Pek öyle değil ama anlamak için Türkiye-ABD ilişkilerinde bugün yaşanan sorunların hangilerinin hangi başkanın yönetiminde -hadi çözüleceğine demeyelim- “normalleşeceğine” bakmamız gerekir. Sorunları sıralamadan önce Türkiye-ABD ikili ilişkilerinde değil ama akut, güncel siyasi-ideolojik
Karl Marx’ın güzel ve isabetli bir sözü vardır: “Tarihi olaylar ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak tekrarlanır”. 2 Eylül’de İzmir’de Konak çarşısında sivil giyimli Amerikan askerinin dövülüp kafasına çuval geçirilmesi eylemi bu sözü bir kez daha hatırlattı. Doğu Perinçek’in Vatan Partisi gençlik örgütü Türkiye Gençlik Birliği’ne göre bu anti-emperyalist bir eylemdir. 4 Temmuz 2003’te Irak, Süleymaniye’deki
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 24 Ağustos’ta Marmaris, Aksaz Deniz Üssünde, Türkiye’nin donanma ve ordusunu daha da güçlendirme sözü verdiği konuşmasını, Türkiye’nin ilk amfibik savaş gemisi TCG Anadolu’nun heybetli fonunda yaptı. Anadolu ABD ile Doğu Akdeniz’de yapılan askeri tatbikattan yeni dönüp Aksaz’a demirlemişti. Erdoğan, konuşmasında Mavi Vatan’ın korunmasını vurgularken ABD donanması ile 13-17 Ağustos tarihlerinde yapılan bu
Millî Savunma Bakanlığı (MSB) Sözcüsü Tuğamiral Zeki Aktürk ABD’den yeni F-16’lar satın alınmasında önemli bir aşamanın geride kaldığını duyurdu. Tuğamiral Aktürk, Türkiye’nin ABD’den 40 adet F-16 Blok-70 (F-16V) ve eldeki F-16’lardan 79’unu da o düzeye yükseltecek “modernizasyon kiti” satın amma talebinin ABD’den gönderilen ‘Taslak Teklif ve Kabul Mektuplarının’ Bakanlığa ulaştığını açıkladı. Böylece Türkiye ve ABD
24 Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı ikinci saldırı dalgasından yaklaşık dört ay önce Ekim 2021’de Türkiye, 4.5 nesil yeteneklerine sahip 40 adet F16 Viper (F-16V) savaş uçağı ile Türk Hava Kuvvetleri’nin envanterindeki 79 F-16 uçağını güncelleyecek modernizasyon kitlerini satın almak üzere ABD’ye başvurdu. ABD Kongresindeki 15 günlük sessizlik süresinin itiraz gelmeden dolmasıyla bu satışa
Kongredeki 15 günlük itiraz (ya da sessizlik) süresinin 10 Şubat’ta dolmasıyla Türkiye’nin ABD’den almak istediği F-16V savaş uçaklarının satışı önünde engel kalmadı. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake “X” hesabı üzerinden bu gelişmeyi “ileriye doğru atılmış önemli bir adım” olarak niteledi. Flake, “Türkiye’nin F-16 filosu, NATO’nun gücü açısından hayati önem taşımakta, Müttefikler’in gelecekte birlikte çalışabilirliğini teminat