Ankara’da cumhurbaşkanlığı aday telaşı HDP öncülüğündeki Emek ve Özgürlük İttifakının aday göstermeyeceğini ilan etmesiyle duruldu. Meclis grubu desteği olmadan asgari 100 bin imzayla cumhurbaşkanı adayı olabileceklerin YSK’da ilk gün aldıkları imza desteği beklediklerinin çok altında kaldı; yarış beklendiği üzere Cumhur İttifakı adayı Tayyip Erdoğan ile Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu arasında geçecek. Şimdi siyaset kulisinde
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) görülen kapatma davası ile ilgili yargı sürecinin seçimlerden sonraya ertelenmesi talebinini inceleyen AYM, talebi oy birliği ile reddetti. HDP, partileriyle ilgili AYM’de süren kapatma davası ile ilgili işlemlerin 2023 Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerinin sonrasına bırakılması talebiyle AYM’ye başvurmuştu. 26 Ocak’ta yapılan duruşmada AYM üyeleri oy birliğiyle HDP’nin
Anayasa Mahkemesi (AYM) Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) açılan kapatma davası kapsamında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının partiye hazine yardımı ödenen hesaplara bloke konulması talebini kabul etti. AYM, HDP’ye savunma yapması için bir ay süre verdi. Bir ay sonra tedbir kararı gözden geçirilerek hazine yardımı alıp almaması belli olacak. Başsavcının bloke talebi kabul edildi 17 Mart 2021’de partinin
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanches Amor, 19-20 Aralık tarihlerinde yıllık Türkiye raporunun hazırlıkları kapsamında gerçekleştirdiği ziyaretleri tamamladı. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonunda 20 Aralık’ta basin açıklaması gerçekleştiren Amor, Türkiyenin Rusya-Ukrayna savaşındaki arabuluculuk rolünü takdir ettiklerini “ancak bunun Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım sürecini ve insan hakları durumunu” etkilemediğini belirtti. İmamoğlu hakkında verilen hapis cezasına ve HDP
HDP İzmir İl Binasına 17 Haziran’da yapılan silahlı saldırı sonucu Deniz Poyraz isimli parti çalışanı öldürüldü. Binaya girerek rastgele ateş eden Onur Gencer saldırıdan hemen sonra yakalandı. Saldırganın ilk ifadesinde “Kimseye bağlı değilim” demesi, bana ilk anda 1979’da gazeteci Abdi İpekçi’yi öldüren Mehmet Ali Ağca’nın yakalandığı anda “Kimseye bağlı değilim, bağımsız bir teröristim” demesini hatırlattı.
Doğrusu ilginç tabloydu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 2019 seçimleri öncesinde “İstanbul’u alacağız” demesine kahkaha atan -o zaman KanalD sunucusu- Buket Aydın’a geçen hafta Global TV’de “isterseniz bir kahkaha da buna atın” deyiverdi. Soru “Cumhurbaşkanlığına aday olacak mısınız?” sorusuydu, CHP liderinin cevabı da Millet İttifakı olarak üzerinde “anlaşma sağlanırsa olurum” idi. Oysa AK Parti çevrelerinin beklediği
Kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinden çıkılacağı söylentileri dün (19 Mart) akşama doğru yoğunlaşmıştı. Gece yarısına kadar çalıştı gazeteciler. Kapılar duvardı, kötü bir şeyler döndüğü belliydi. Haber 20 Mart sabaha karşı yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle doğrulandı. Ama Merkez bankası Başkanlığına daha dört ay önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından atanan Naci Ağbal’ın Yeni Şafak gazetesinin manşet operasyonuyla görevden
HDP hakkında kapatma davasının açılıp Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürüldüğü 17 Mart günü hem ABD hem AB’den tepkiler yağdı. Bu tepkilere Dışişleri Bakanlığı yine “içişimize karışmayın” yanıtı verdi. Ancak 18 Mart günü İngiliz ajansı Reuters’ın bir haberi sert tepkilerle neredeyse taban tabana zıt görüntü veriyordu. Ajans, AB liderlerinin 25-26 Mart’ta yapılacak toplantısında Türkiye’ye ekonomik yaptırım
Meclis’te HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin 17 Mart’ta düşürülmesinin hemen ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı HDP’nin kapatılması için dava açtı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Anayasa Mahkemesine gönderdiği iddianamede HDP’nin “devletin milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı, ortadan kaldırmayı amaçladığını” öne sürdü. İnsan hakları konularını gündeme getiren Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi ve HDP’ye kapatma davası açılması, Cumhurbaşkanı Tayyip
Önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Anayasa Mahkemesi üzerine 15 Ekim’de yaptığı çıkış yalnızca tartışmayı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti’nin çekmeye çalıştığı zeminden çıkarmakla kalmıyor. Aynı zamanda Cumhurbaşkanlığından ayrılmasından bu yana yaptığı en siyasi çıkış.“Yüksek yargı mensuplarının veya herhangi bir hâkimin siyasi görüşlerini, polemikli görüşlerini sosyal medya vasıtasıyla paylaşmasını çok yanlış bulurum. Devletin yüksek kademelerinde görevli