CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır temaslarında beni en çok etkileyen kısmın esnaf ziyaretleri ya da yeni üyelere rozet takma töreninden çok “gençlerle buluşma” kısmı olduğunu söylemek zorundayım. Ama ondan önce Diyarbakır’daki Selahattin Demirtaş gerçeğinden söz etmeliyim. Demirtaş’a sempati artık HDP sınırlarını aşmış vaziyette. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve müttefiki MHP lideri Devlet Bahçeli onu hedef aldıkça
Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Rusya’nın istilası altındaki Ukrayna için “Bizden biri. AB’de görmek istiyoruz” dedi. Leyen’in de kürsü aldığı Avrupa Parlamentosu’nun 1 Mart oturumuna video ile bağlanan Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelensky ise Avrupa’nın Ukrayna’nın yanında olduğunu, Ukrayna’yı üye alarak kanıtlamasını istedi. Aynı gün Ankara’da konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise “Ukrayna’ya gösterdiğiniz
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 2 Şubat günkü toplantısında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Osman Kavala için verdiği tahliye kararına uymadığı gerekçesiyle Türkiye aleyhine başlattığı “ihlal sürecini”, üyelik yaptırımları yolunda devam ettirme kararı aldı.İhlal edildiği öne sürülen, Türkiye’nin de imzacısı olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesidir.Ortada utanç duymamızı gerektiren üç durum var. Birincisi: susturma davaları İlk utanç
İktidar derken sadece 2002’den bu yana tek başına hükümet kuran AK Parti’yi kast etmiyorum elbette. Anayasa değişikliği için 2017 halkoylamasından itibaren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın iktidarını fiilen MHP lideri Devlet Bahçeli’ye borçlu olduğu gibi bir gerçek var. Anayasa Mahkemesinden çıkması gün meselesi olan HDP’nin kapatılması davası da MHP’nin zorlamasıyla gündemde.Bunu söylerken AK Parti yönetimi ve Erdoğan’ın
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince (AİHM) tahliye kararı verilmesine karşın 4 yıl 5 aydır tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala için Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin ihlal prosedürü başlatmasına rağmen tutukluluğun devamına karar verildi. Birleştirilmiş Gezi-Çarşı Davasının üçüncü duruşması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Davanın tek tutuklu sanığı olan ve 4 yıldır tutuklu bulunan Kavala, casusluk
Tuhaf bir denklem var ortada. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun devlet dairelerinin kapısına dayanma taktiğine karşı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ya da ona yaranmak isteyenler ana muhalefet liderini kapılardan çevirerek halkın gözünden düşürdüklerini düşüyorlar. Bir zamanlar kapılardan çevrile çevrile siyasi iktidara yükselen AK Parti, müttefiki MHP’nin desteğiyle muhalefete haddini devlet zoruyla bildirme siyaseti güdüyor.Bir zamanlar İstanbul Büyükşehir
Almanya ve Fransa bir süredir her yıl ortaklaşa İnsan Hakları ve Hukuk Devleti Ödülü veriyor. Bu yıl Türkiye’deki Fransız ve Alman büyükelçiliklerinin ödüle layık gördüğü kişi Diyarbakır merkezli kadın hakları vakfı KAMER’in kurucu başkanı Nebahat Akkoç oldu. Ödül töreni 14 Aralık akşamı Fransa’nın Ankara Büyükelçiliğinde yapıldı.Gerek ev sahibi, Fransa Büyükelçisi Hervé Magro gerekse Almanya Büyükelçisi
Birleştirilen Gezi Parkı, 15 Temmuz ve casusluk davasında mahkeme, 4 yılı aşkın bir süredir tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verdi. Aralarında Osman Kavala ve Henri Barkey’in de bulunduğu 52 kişinin “hükümeti ortadan kaldırmaya teşşebbüs” ile suçlandığı davanın ikinci duruşmasında mahkeme oy çokluğuyla Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verdi. Dava, 17 Ocak 2022’ye
Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) güçlü ismi, Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid el Nahyan birkaç ay öncesine dek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yönetiminin Türkiye’ye karşı her hamlenin arkasında gördüğü kişiydi. Hisler karşılıklıydı. Uluslararası siyasette isminin baş harfleriyle MBZ olarak anılan Prens de Erdoğan’ı, terörist örgüt saydığı Müslüman Kardeşlerin (Katar’la birlikte) en önemli destekçisi görüyordu.Erdoğan’a göre
Aralarında YetkinReport’un da bulunduğu gazetecilere konuşan bir ABD’li yetkili, Türkiye’nin NATO müttefiki ABD’nin 40 yeni F-16 savaş uçağı ve 80 güncelleme takımı satın alma talebiyle ilgili müzakerelerin önümüzdeki ay, Aralık ayında Ankara’da başlayacağını söyledi. İsminin açıklanmasını istemeyen yetkili, F-16 görüşmeleri F-35 görüşmelerinden tamamen ayrı ele alındığını, çünkü Türkiye’nin F-35’e dönüş kapısı artık kapandığını ve görüşmelerin