Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 21 Ocak’ta Bursa’da (yine toplu açılış töreni kılığına sokulan) AK Parti mitingi vardı. Miting kamuoyunda Erdoğan’ın başarılarını anlattığı konuşmasıyla değil, “Sinan Ateş” pankartı açılması ve polise pankart açanlara müdahale emri verilmesiyle konuşuldu. Seçime bugün 110 gün kalmışken sonuncu baş ağrısı olup olmayacağını bilemeyiz ama Sinan Ateş cinayeti Erdoğan’ın son baş ağrısı. Erdoğan
Türkiye, CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel’in 12 Ocak’ta yaptığı açıklamalarla bir kez daha ‘trolleri konuşmaya başladı. CHP’nin geçen yıl Kemal Kılıçdaroğlu tarafından duyurulan bir troll raporu da mevcut. Ancak bu sefer seçim güvenliği açısından hükümet çizgizindeki troller, ya da sosyal medyada kullanılan şekliyle “Aktroller” daha önemli. Büyük olasılıkla biliyorsunuzdur ama yine de tanımlayalım; “Troller,
CHP İçişleri Bakanı Süleyman Soylu üzerindeki baskıyı Fethullahçı geçmişi ve muhalefete karşı trol ordusu kurdurduğu iddialarıyla artırıyor. İddialar 12 Ocak’ta Meclis’te düzenlediği basın toplantısında CHP’nin Grup Başkan Vekili Özgür Özel tarafından ortaya atıldı. Özel’in bir gün önce “Başıma bir şey gelirse üç arkadaşımla paylaştım” diye duyurduğu saptama ve iddialar dokuz madde altında toplanabilir. 1- Sadece
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ 11 Ocak’ta Selahattin Demirtaş’ın Edirne Cezaevinden avukatları aracılığıyla yayınladığı sosyal medya mesajlarını kesme hazırladığını açıkladı. Demirtaş da “Kendinizi bizim yerimize koyun. Bizim yerimizde olmanıza az kaldı” diye sert bir yanıt verdi. Bozdağ’ın bir grup gazeteciyle yaptığı toplantıda bu açıklamayı yaptığı sırada Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı İstanbul 24.
Şöyle başlayalım mı? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun her adımı üzerine neredeyse her gün konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, siyaseti sallayan Sinan Ateş Cinayeti üzerine beş gün sonra konuştu. Aslında bugün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 3 Ocak’ta memur ve emeklilere “müjdelediği” yüzde 25 maaş zammını, 4 Ocak’ta sanki gönlünden kopmuş gibi yüzde 30’a çıkarması, altı
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun merkezinde olduğu İçişleri Bakanlığı incelemesi ile ilgili sert konuştu. İncelemeyi “komplo” olarak nitelendiren Kılıçdaroğlu, kayyum atanması halinde durumu “terörizm” kabul edeceklerini söyledi. 3 Ocak’ta partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri, “Ekrem başkanımıza bu komployu devam ettirirlerse allah korusun kayyum atama aptallığına girişirlerse, bunu bir diktatörün
Önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bir müjde verelim. On yıl kadar gecikse de Şam’da Emevi Camiinde yakında namaz kılabilecek; ama Beşar Esad’ı devireceğini umduğu orduların konuğu olarak değil, bizzat Esad’ın konuğu olarak. (*) Çünkü Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in bastırmasıyla Türkiye-Suriye barışı da yakın görünüyor. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve MİT Başkanı Hakan Fidan 28 Aralık’ta
Murat Yetkin’in 15 Aralık tarihli yazısında, “Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Erdoğan yargısını hızlandırıp istinaf mahkemesi ve Yargıtay süreçlerini hızlandırıp seçimlerden önce İmamoğlu’nun kararını onaylamasını sağlayabilir” ifadeleriyle dikkat çektiği ihtimal gerçek olabilir mi? İstinaf ve temyiz süresinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine veya Yargıtay’a Ekrem İmamoğlu’nun mahkûmiyet ve siyasi yasak kararı ile ilgili talimat verilir mi? Karar
“İmamoğlu büyük lokmadır, boğazınızda kalır, boğarız, boğarız!” CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 20 Aralık’ta partisinin TBMM Grup toplantısına davet ettiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu görevden alabileceğini söyleyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu böyle uyarıyordu. Doğru, 2019 seçiminden bu yana İmamoğlu lokması AK Parti’nin boğazında kalmıştı ama CHP için de kolay lokma olmadığı görülmüştü. Dün Meclis’teki
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında Yüksek Seçim Kurulu başkanı ve üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla açılan davanın duruşması 14 Aralık’ta İstanbul Kartal’daki Anadolu Adliyesinde görüldü. Anadolu 7. Asli Ceza Mahkemesinde görülen davanın duruşmasında İmamoğlu için “kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı alenen zincirleme hakaret” suçundan 2 yıl 7 ay 15 gün mahkumiyet cezası verildi.