Gazeteci-Yazar
MHP lideri Devlet Bahçeli 11 Ağustos’ta yaptığı “Belediyeler başta olmak üzere” vurgusuyla “yayılan ve yoğunlaşan hukuki davalardan süratle kurtulmak” gereğini vurgulayan açıklamasında doğrusu Ekrem İmamoğlu’nun adı geçmiyor. Ama siyasetle biraz ilgisi olan herkes bunu okuyunca konunun İmamoğlu Davaları, adresin ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olduğunu anlayabiliyor. Bahçeli adeta Erdoğan’a “İmamoğlu soruşturmaları uzadıkça iktidarı yıpratıyor, konuyu bir
Özgür Özel, CHP’yi sadece söylemleriyle değil eylemleriyle konuşturmaya başladı. 10 Ağustos’ta Tokat’ta 44’üncü mitingini yaptı; gerçi o miting değil “eylem” demeyi tercih ediyor, 13 Ağustos Çarşamba İstanbul, Bayrampaşa’da 45’incisini yapacak. CHP Türkiye’nin son yıllarda gördüğü en sıcak yazına, okulların tatilde olmasına, çiftçinin hasatta olmasına rağmen haftada iki defa meydanlarda. Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta gözaltına alındığı
Yükselen küresel dalganın ulaştığı aşamanın en açık göstergesi, sadece 9 Ağustos’ta dünyanın pek çok şehrinde milyonlarca insanın meydanları doldurup hükümetlerinden İsrail’e karşı daha sert yaptırımlar talep etmesi değildi. Aynı zamanda Almanya hükümetinin halktan gelen tepkiler üzerine almak zorunda kaldığı bir karardı. 8 Ağustos’ta Almanya Başbakanı Friedrich Merz, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Gazze’yi işgal planını ilanı
Azerbaycan ve Ermenistan liderleri İlham Aliyev ve Nikol Paşinyan’ın 8 Ağustos’ta Vaşington’da ABD Başkanı Donald Trump aracılığıyla vardıkları anlaşma, sadece Kafkaslar değil, Orta Asya ve Orta Doğu’daki siyasi ve ekonomik dengeleri de değiştirmeye aday. Özellikle iki tarafın çatışmasızlık sözü vermesi, yıllardır bir anlaşmayı sürüncemede bırakan Minsk Grubundan aynı anda çekilmeleri siyasi açıdan çok önemli adımlar.
Tipik bir “Dağ fare doğurdu” olayına daha Ulaştırma Bakanlığına bağlı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) 7 Ağustos’taki yazılı açıklamasında tanık olduk. Açıklamanın bağlantısını şuraya koyuyorum, isteyen okuyabilir, size özetini söyleyeyim: her şeyin 2024 yazından beri farkındaymışlar, her şeyi doğru ve zamanında yapmışlar. Neyse ki (duyduğuma göre Beştepe’nin teşvikiyle) İçişleri Bakanlığının daha önce yaptığı açıklama
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 20024’te Meclis Grup toplantısında “umut hakkından”, yani tahliye ihtimalinden de söz ederek PKK’nın 26 yıldır hapisteki lideri Abdullah Öcalan’dan örgütüne silah bırakma ve fesih çağrısı yapması üzerinden 9 küsur ay geçti. Alınan mesafe Türkiye standartlarına göre etkileyicidir. • DEM Parti’nin Öcalan ile İmralı’da görüşmesine izin verildi, • Öcalan silah
Sahte e-imza ve sahte diploma ve resmî belge sahteciliği skandalı devletin siber güvenlik zafiyeti olup olmadığını sorgulatırken Cumhurbaşkanlığına bağlı kurulan Siber Güvenlik Başkanlığının başına henüz kimsenin atanmadığını ortaya çıkardı; en azından bu yönde kamuya açık bir bilgi yok. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından 8 Ocak 2025’te Resmi Gazetede yayınlanan kararname ile kurulan Siber Güvenlik Başkanlığı’na (SGB)
Yüksek Askeri Şura 5 Ağustos’ta PKK’nın silah bırakmasının sağlanması için önemli bir adım olan TBMM Komisyonuyla aynı gün toplanacak. Aynı gün toplanmalarından sonuç üretmenin bir anlamı olmayabilir ama hükümetin bu YAŞ toplantısı öncesinde kuvvet komutanlarının 67 olan emeklilik yaşını Cumhurbaşkanı onayıyla 72’ye uzatan kararı TBMM’den geçirmesi arasında bir bağlantı var. Dünyanın belki de en yaşlı
CHP lideri Özgür Özel son yılların en sıcak yazında, Temmuz, Ağustos sıcağında insanları meydanlara çekebiliyorsa bunun tek nedeni yoktur. Daha açık konuşalım. Ağustos sıcağında kalabalıklar kişi Anadolu şehirlerinde, AK Partinin güçlü olduğu şehirlerde meydanları dolduruyorsa, bu sadece o insanların Ekrem İmamoğlu’nun tutuklu yargılanmasına duyduğu tepki nedeniyle değildir. Bu tepki toplumdaki başka rahatsızlıkların, tepkilerin de dışavurumuna
Fatih Altaylı yeni bir habercilik türü başlattı: hapishane haberciliği. Artık maalesef jenerik ismi hak eden Ekrem İmamoğlu soruşturmaları nedeniyle, Fatih’in de tutulduğu Silivri Cezaevinde o kadar çok siyasetçi, bürokrat var. Yaratıcı bir yöntemle onlardan, kendisiyle görüşmeye gelen milletvekillerinden, yazışanlardan, avukatlarından, sadece içeride olanları değil dışarıya dair bilgileri de aktararak haberciliğini aksatmıyor. Örneğin son olarak kendisini