Gazeteci-Yazar
Sadece Ankara değil, İstanbul’da da 23 Mart öğle saatlerine doğru sorulan aynı soruydu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bir süredir gölgelerde kalan Ekonomi Başdanışmanı Yiğit Bulut, ekran ekran dolaşmaya başlaması sıkıntının gerçekten büyük olduğunu mu gösteriyordu? Bulut, Naci Ağbal’ın Merkez Bankasının başından alınması üzerinden geçen ilk iş gününde, 22 Mart’ta 7 küsur milyar dolar döviz satılı yapılarak,
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a Merkez Bankası (MB) Başkanı dayanmıyor. Hatırlayacaksınız, bundan sadece dört ay kadar önce, 7 Kasım’da Erdoğan, Murat Uysal’ın MB Başkanı görevine son vermesi üzerine yazdığım yazıya da bu cümleyle başlamış ve ibret dolu bir fıkra anlatmıştım. Fıkrayı buradan tekrar okumanızı tavsiye ederim; kurtla kuzuyu aynı kafeste yaşatma iddiasındaki hayvanat bahçesi müdürünün kafese “ara
Kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinden çıkılacağı söylentileri dün (19 Mart) akşama doğru yoğunlaşmıştı. Gece yarısına kadar çalıştı gazeteciler. Kapılar duvardı, kötü bir şeyler döndüğü belliydi. Haber 20 Mart sabaha karşı yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle doğrulandı. Ama Merkez bankası Başkanlığına daha dört ay önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından atanan Naci Ağbal’ın Yeni Şafak gazetesinin manşet operasyonuyla görevden
HDP hakkında kapatma davasının açılıp Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürüldüğü 17 Mart günü hem ABD hem AB’den tepkiler yağdı. Bu tepkilere Dışişleri Bakanlığı yine “içişimize karışmayın” yanıtı verdi. Ancak 18 Mart günü İngiliz ajansı Reuters’ın bir haberi sert tepkilerle neredeyse taban tabana zıt görüntü veriyordu. Ajans, AB liderlerinin 25-26 Mart’ta yapılacak toplantısında Türkiye’ye ekonomik yaptırım
Meclis’te HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin 17 Mart’ta düşürülmesinin hemen ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı HDP’nin kapatılması için dava açtı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Anayasa Mahkemesine gönderdiği iddianamede HDP’nin “devletin milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı, ortadan kaldırmayı amaçladığını” öne sürdü. İnsan hakları konularını gündeme getiren Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi ve HDP’ye kapatma davası açılması, Cumhurbaşkanı Tayyip
Türkiye-Mısır diyalogun yeniden başladığının ilk işaretini 3 Mart’ta Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu “Akdeniz’deki yetki sahalarının” görüşüldüğünü söyleyerek verdi. İki gün önce Mısır, Türkiye’nin BM’ye verdiği yetki sahası anlaşmasını dikkate alarak petrol ve gaz arama ruhsatları vermişti. Onu Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın 6 Mart’ta “Mısır ile faklı gelişmeler olabilir” beyanı izledi.Hatta İYİ Parti lideri Meral
AK Parti Genel Kurulu, kongresi 24 Mart’ta. Genel Kurul, Cumhur İttifakının geleceği bakımından da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın siyasi geleceği bakımında da önem taşıyor. Sadece o da değil. 18 Mart’taki MHP Kurultayı da aynı çerçevede önemli. Kulis bilgilerine bakılacak olursa, MHP kongresinin AK Parti kongresinden önce yapılması da Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli arasında konuşulmuş.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2 Mart’ta açıkladığı Eylem Planı ne kadar insan hakları reformu sayılırsa, 12 Mart’ta açıkladığı da o kadar ekonomide beklenen yapısal reform sayılır.Erdoğan’ın 2 Mart’ta açıkladığını Yargıda İdari Reform adı altında söylese daha doğru bir karşılığı olurdu. Ama giriş kısmına BM’nin İnsan Hakları Evrensel Bildirgesindeki maddeleri ilk defa kendi söylüyormuş gibi ekleyerek aslında
Aslında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeni Anayasa önerisi MHP, İYİ Parti lideri Meral Akşener aleyhine, toplumda tepki gören “Fosforlu Cevriye” kampanyası açmadan önce de fazla heyecan uyandırmamıştı. Hükümet medyasının zorunlu hareketlerden sorumlu köşe yazarı ve ekran yüzlerinin “12 Eylül Anayasası değişiyor” korosu pek yankı bulmamıştı. Yine de CHP ve İYİ Parti’den münferit istifalar, Erdoğan’ın “tel tel
Meral Akşener 10 Mart günü İYİ Parti grubuna hitabı, kim ne derse desin Türkiye’de kadın mücadelesi adına bir dönüm noktasıydı. Bugünün Türkiye’sinde büyük cesaret işidir siyasi rakiplerinin kendisine “Fosforlu Cevriye” lakabı takıp kampanya yaparak “fahişe” demek istediğini çıkıp Meclis kürsüsünde söylemek. Bunu söylerken kendi partililerine “önünüze bakmayın, utanıyorsunuz, biliyorum” diye cesaret vermek da az cesaret