PKK’nın 11 Temmuz’da silah bırakma yönünde yaptığı açıklama ve ardından 26 Ekim’de Türkiye’den çekilmeye başladığını ilan etmesi, “Terörsüz Türkiye” sürecinde sembolik olarak çok önemli iki dönüm noktasıydı. Bu çekilme kararı sonrası yapılan ilk Terörsüz Türkiye Komisyonu toplantısının ardından, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş “Nihai rapor safhasındayız” açıklamasıyla sürecin olgunlaştığı mesajını verdi. Yalnızca İç Politika değil Bunun
Rakamlar bazen kelimelerden daha çok şey anlatır. Türkiye’nin en büyük on şirketi; on Türk devi diyelim, QNB Finansbank, ASELSAN, Garanti BBVA, ENKA, Koç Holding, Türk Hava Yolları, TÜPRAŞ, Ford Otosan, BİM ve İş Bankası, toplamda yaklaşık 141,5 milyar dolar piyasa değerine sahip. Kulağa etkileyici geliyor olabilir. Fakat dünyaya baktığımızda tablo dramatik biçimde değişiyor: NVIDIA, tek
İktidardaki AK Parti, Meclis’te kendisinden sonra ikinci ve üçüncü büyük gruba sahip muhalefet partileri CHP ve DEM’i, siyasetleri açısından değerli birer kişiyi hapisten çıkarma gündemine sıkıştırıp kendi gündemine odaklanma çabasında. İç siyasette olan biteni bir cümlede özetlemeye kalkarsanız işin özeti budur. Bir cümlede ifade edilemeyecek konu yoktur. Zordur ama beyninizi bir cümlede ifade etmeye zorladığınızda
Türkiye, Mustafa Kemal Atatürk’ün 29 Ekim 1923’te Cumhuriyeti ilanıyla açtığı tarihi sayfada 102 yılı geride bıraktı. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun. Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri bugün ne yazık ki birden fazla siyasi aktörce hedef alınan Anayasanın ilk üç maddesi ve onların değiştirilemeyeceğini öngören dördüncü madde kilidiyle korunmaya çalışılmaktadır. Bu Cumhuriyet Bayramında Anayasa’nın ilk üç maddesini hatırlamakta yarar
Bundan on yıl kadar önce Batı Avrupa medyasında Sultan Erdoğan karikatürleri revaçtaydı. Türkiye Cumhuriyeti’ni, neo-Osmanlıcı, siyasi İslamcı siyasetle, Rusya’nın İran’ın eksenine sokmaya çalışan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Batı’nın antitezi gibiydi. Antipati o şiddetteydi ki 15 Temmuz 2016 darbe girişiminde Batı’dan doğru dürüst destek gelmedi. Erdoğan, Türkiye’nin Avrupa güvenliği için önemini anlatmaya çalıştıkça Batılılar demokrasiden, haklardan söz
Bazı konuları anlamak kolay olmuyor. Hele bunların bir kısmı bizleri doğrudan etkilese de gerisinde nelerin yattığını bilmek her zaman mümkün değil. Avrupa Birliği ile vize sorunumuz bunlardan biri. Bu hususta Devletin yeterince saydam olmadığı ileri sürülüyor. Ancak biraz dikkatli inceleme yapıldığında Devlet kurumlarının açıklamalarının yeterince aydınlatıcı olabildiği görülüyor. Bunun için sadece takipte bulunmak gerekir. Örneğin
Milli Savunma bakanı Yaşar Güler, Türkiye’nin İngiltere’den 20 yeni, Katar ve Umman’dan da 12’şer ikinci el olmak üzere toplam 44 Eurofighter Typhoon savaş uçağı almayı ve uçakların 2026 başında Türkiye’ye gelmesinin planlandığını açıkladı. Güler bu açıklamayı İngiltere Başbakanı Keir Starmer’in 27 Ekim’de Ankara’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile imzaladığı 8 milyar sterlin (10,7 milyar dolar) tutarındaki
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) 23 Ekim Perşembe günü toplandı ve politika faizini 100 baz puan düşürdü. Böylelikle politika faizi yüzde 39,5’e geriledi. Kararı değerlendirmek için gelin bir önceki -11 Eylül’deki- PPK kararının açıklandığı metne bakalım. O toplantıda politika faizi yüzde 43’ten yüzde 40,5’e düşürülmüştü. Karar metninde şöyle deniliyor: “Kurul politika faizine ilişkin atılacak
PKK, Türkiye’deki “tüm güçlerini” geri çekmeye başladığını açıkladı. Açıklama 26 Ekim’de PKK’nın üst kadrosundan, KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok tarafından Kuzey Irak’ta yapıldı. Ok, silahlı militanların Irak’a çekilme işleminin sürmekte olduğunu, çekilenlerden bir kısmının da açıklama sırasında hazır bulunan toplam 25 üst düzey PKK militanları arasında bulunduğunu söyledi. Açıklamaya iktidardan ilk tepkiyi veren AK









