Ankara içişleri Siyaset Kulisleri Haber Yorumlar: Ankara’nın siyaset kulislerinden derinlemesine bilgi, analiz ve tahminler veren ancak Ankara’nın ötesinde yerel siyasetin nabzını tutan haber ve yorumlar.
O sırada sonucu henüz belli olmayan ABD başkanlık seçimi üzerine bu güncellemeyi yapmak üzere bilgisayar başına geçtiğim sırada televizyon ekranında bir son dakika gelişmesi belirdi. Başkan Donald Trump, kaybettiği Wisconsin eyaletinde seçimlerinde oyların yeniden sayılmasını istemişti. İtiraz bir haktır tabii ama “Tamam” dedim, “Bir de seçimin tekrarlanmasını isterse İstanbul belediye başkanlığı seçiminden farkı kalmayacak.” Trump
Arama kurtarma çalışmalarının sona erdiği İzmir, yaralarını sarmaya çalışıyor. AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu, çalışmaların sürdüğü son enkaz olan Rıza Bey Apartmanı’nda faaliyetin sona erdiğini, diğer çalışmaların sürdüğünü duyurdu. Depremde 17 bina yıkılırken 114 vatandaşımız hayatını kaybetti. Yaralanan 1.035 depremzedenin 137’sinin tedavisi ise hastanelerde sürüyor. AFAD, JAK, UMKE, belediye ekipleri ve sivil toplum kuruluşlarının ekiplerinin çalışmalarını
Demokrat aday Joe Biden anketlerde önde görünüyordu. Ama 3 Kasım günü yaptığımız değerlendirmede 2016 seçimlerinde de Hillary Clinton’un önde göründüğü seçimi kaybettiğini hatırlatmıştık. (ABD’nin gayet karmaşık seçim sisteminde halk oylarıyla önce ikincil seçmenler seçiliyor, onların rengine göre Başkan belirleniyor.) Başkan Donald Trump erken sonuçlara bakarak ilk demecinde “Kazanıyoruz ama seçimi çalmaya çalışıyorlar” diyerek çamura yatacağının
ABD Başkanlık seçiminde Demokrat aday Joe Biden önde görünüyor. Hatta Başkan Donald Trump’ın ateşli savunucusu Fox TV’nin yaptırdığı ankete göre de 8 puan önde. Bu fark dört yıl önce Hillary Clinton’ın anketlerde Trump’ın önünde görünmesinden daha fazla bir fark. Yine de anketlerde görünmeyen bir “Mahçup Trumpçılıktan” söz ediliyor. Kimin kazanacağı bütün dünya için olduğu kadar
Amerika seçimlerinin sonuçlarını öğrenmemize saatler kala başlık sorumuzu sormaktan kendimi alamadım. Bir yandan bakınca sanki ABD cennet Türkiyemin bir kopyası oluvermiş gibi görünüyor. Başkan adayları neredeyse birbirlerine galiz küfürler edecekler intibaını bırakıyorlar. Hani pek seçim nedeniyle olmasa da kampanya süresince şiddetin de yükseldiğini gördük. Cumhuriyetçi ve Demokratlar arasında belki memleketimdeki düzeyi aratmayacak bir kutuplaşmanın da
30 Ekim öğleden sonra İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında, Ege Denizinde meydana gelen 6,9 Richter şiddetindeki deprem 37 kişinin ölümüne 885 kişinin yaralanmasına neden oldu. (*) Deprem Türkiye’ye 2 km uzaklıkta bulunan Yunanistan’ın Samos Adasında da 2 kişinin ölümüne neden oldu.Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre Türkiye’deki can kayıplarının neredeyse tamamı İzmir içinde
Bir siyaset gazetecisi olarak cevap bulamadığım sorular arasındadır: Haziran 1996’da Refah Partisi lideri Necmettin Erbakan, koalisyonu Doğru Yol Partisi (DYP) lideri Tansu Çiller yerine Anavatan Partisi (ANAP) lideri Mesut Yılmaz ile kurmuş olsaydı, Türkiye siyasi tarihi nasıl seyrederdi? Çünkü biliniyordu Yılmaz ile Erbakan’ın görüştükleri ve anlaşamadıkları. Anlaşmazlık konusu Yılmaz’ın iki bakanlığı Erbakan’a bırakmak istememesiydi: Maliye
27 Ekim sabahı sabah uyanan Fransızlar, günlük gazetelerin manşetlerine baktıklarında, yeni Covid önlemleri hakkındaki haberleri gördüler. Şu anda Fransa’da haklı olarak tüm kamuoyu, bu salgın hastalığın ikinci dalgasına nasıl önlemler alınacağına yoğunlaşmış bulunuyor. Gazete satan kiosklara gidip hala Charlie-Hebdo almayı sürdüren az sayıda kişi ise, kapakta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan büyük boy bir
Charlie Hebdo’nun yayınları ifade özgürlüğü alanından çıkıp kışkırtıcılık alanına girdi. 2015’te El Kaide teröristlerinin Charlie Hebdo’yu basarak 5 kişiyi öldürüp 11 kişiyi yaraladıkları saldırıya terör örgütünün öne sürdüğü gerekçenin Hz. Muhammed karikatürleri olduğuna bakmaksızın ifade özgürlüğü ve şiddet karşıtlığı adına karşı çıkanlardanım. Katledilenlerin cenaze törenine Türkiye’yi temsilen dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu katılmıştı. Son dalga ise
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan koronavirüs salgını henüz geçmemişken Türkiye’nin her yerinden 350 bin kişiyi Ayasofya’da namaz için İstanbul’da toplayıp memleketlerine geri göndermişti. Aynı Erdoğan 26 Ekim’de koronavirüs salgını yeniden yayılırken 29 Ekim Cumhuriyet Bayramının cumhur tarafından kutlanmasını “kamu düzeni” gerekçesiyle yasakladı. Cumhurbaşkanının Cumhuriyet Bayramı kutlamasını tekeline aldığı gün Türk lirası Amerikan doları karşısında tarihinin en kötü









