Sadece elektriğe zam yaparken az tüketim hesabını elektrik şirketlerinin arzusu üzerine güya yanlış yapıp, tepkiler üzerine 150 kilovatsaat sınırını 210 kilovatsaate çıkarma dönüşünden söz etmiyorum. Erdoğan’dan İtiraflar derken daha sistemik yanlışlardan da söz edeceğim. Dökülüyor tel tel dökülmekte olan saptamasındaki iddianın hakkını vermek gerekiyor.Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 31 Ocak kabine toplantısı ardından itiraflar dizisi olarak da
Güncel siyaseti zaman zaman fotoğraflardan, video kayıtlarından okumaya gayret ediyorum. Beyan ve rakamların ötesinde gelişmelere daha nesnel bakmama imkân verdiğini düşünüyorum. Örneğin 29 Ocak’ta Adalet Bakanlığındaki devir teslim töreninde çekilen yukarıdaki fotoğrafın Ankara’da bir süredir yayılmaya başlayan “kaçan kurtuluyor” algısını güçlendirdiğine inanıyorum. Her algı gerçek olmayabilir ama algı bu ve siyaset de algılar üzerinden yürüyor.Belki
Yargıtay uzunca bir zamandır ihtiyacı olan yerleşkeye nihayet yeni adli yılın başlangıcında, 1 Eylül’de kavuştu; hayırlı olsun. Törende Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca’nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’la aynı karede olduğu fotoğraf ise “Bağımsız, tarafsız ve önyargısız” yargı imajı için bir felaketti. Zira tek patronun yürütme, yargının iktidara bağımlı olduğu, gerçek
Felaketlerle geçen haftada, Konya’da öyle bir katliam yaşandı ki ülkenin dört bir yanı alevler içindeyken içten içe süren başka bir yangına, çok tehlikeli bir kopuşa işaret ediyor. Anlamazsak, anlamaya çalışmazsak bu yangına da müdahale edemeyiz. Türkiye göz göre göre gelen facialar ülkesi ve bu acı fakat aslında engellenebilir olaylar maalesef çok geniş bir yelpazede tezahür
Sedat Peker 8 Temmuz’da Twitter üzerinden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 15 Temmuz 2016 darbe girişimi esnasında ve sonrasında İstanbul ve Ankara’da AK Parti Gençlik Kollarındaki bazı kişiler üzerinden belli gruplara kayıtsız silahlar dağıttığını öne sürdü. İddiasına göre bunu yaptığı sırada Soylu İçişleri Bakanı dahi değil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanıydı. Duyan herkese “Bu kadar da
Gelin olaylara başka açıdan bakalım. Geçen yıl bu zamanları hatırlayalım. Covid-19 salgının ortaya çıkmasıyla Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın beğeni düzeyinde bir sıçrama olmuş, ama bu kısa sürmüştü. İlk aylarda biraz da nazik, saygılı tavrıyla güven veren, öne çıkan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın anketlerdeki beğeni düzeyi bir ara -kısa bir dönem de olsa- Erdoğan’ı geçti.Sonra İçişleri Bakanı
Sadece savcılar değil, belki müfettişler için de söylemeliyiz: Türkiye’de adalet peşinde savcılar, adalet peşinde hakimler yanı sıra, idarenin düzgün işleyişini halk adına denetleyecek müfettişler kaldı mı?Hayır, sadece Sedat Peker vidolarındaki önemli iddialar için sormuyorum.O ayrı bir utanç kaynağına dönüştü. Uçan kuşun kanadından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret gerekçesiyle muhalif siyasilere gazetecilere, sivil toplumculara dava açıp göze
Aslına bakarsanız Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından 2 Mart’ta İnsan Hakları Eylem Planı adı altında ilan edilen metin, Yargıda İdari Reform planı adı altında duyurulsa bir anlam taşıyacaktı. Zaten Adalet Bakanı Gül, planın “Benim için en önemlisi hukuk güvenliği” diyerek paketin gerçek hedefini açıkladı; hukuk güvenliğini sağlayıp sağlayamayacağı ayrı tartışma konusu. Ama Erdoğan bu düzenlemeleri “Yargıda