Dünyayı sarsan Covid-19 virüsünün kökeni konusunda ABD ve Çin arasında çıkan tartışma dünya çapında diplomatik savaşa dönüşüyor. Çin, ülkelerdeki diplomatik temsilcilikleri aracılığıyla virüsün Wuhan’da bir laboratuvardan sızmış olabileceği imalarına karşı kampanya başlattı. Bu kampanya Türkiye’yi de kapsıyor. Çin’in Ankara Büyükelçiliği 2 Eylül’de düzenlediği basın toplantısıyla, kendilerini yeterince şeffaf davranmamakla suçlayan ABD yönetimininin, ülkenin biyolojik askeri
Bu fotoğraf 2 Şubat 1983’de ABD Başkanlık Sarayında, Beyaz Saray’da çekilmiş. Başkan Ronald Reagan, o zamanki deyimleriyle “Afgan özgürlük savaşçılarını” ağırlıyor. Gündem, Sovyet işgaline karşı birlikte mücadele. Kötülüğün sıfır noktası olarak belki Sovyetler Birliğinin 1979’da Afganistan’ı işgali de alınabilir. Ama Sovyet işgali, birincisi Afganistan küresel bir sorun haline getirmeyebilirdi ama ikincisi, Sovyetlerin kendi sonunu getirdi.
Önce bir konuya açıklık getirelim. Afganistan’da kendi başkenti Kabil’deki havaalanını korumaktan aciz bir hükümet var. Bu hükümetin ABD’nin desteği tamamen kalktığı anda Taliban tarafından -gerekirse kan dökülerek yıkılması ihtimali bulunuyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD ve diğer dış destekler olmadan kendi ayakları üzerinde duramayan bu hükümetin tamamen formalite icabı “daveti” üzerine işte o (Hamid Karzai) havalimanını
Çin Komünist Partisi (ÇKP) bir haftadır 100. Yıl kutlamaları yapıyor. 1921 de kurulan ÇKP “Uzun Yürüyüş” adı verilen çetin bir mücadele ardından 1949 yılında Mao Zedong önderliğinde iktidarı ele geçirdi. İktidara geliş şekli de Rusya’daki 1917 Sovyet Devriminden farklı olan Çinli komünistlerin iktidardaki çizgisi de farklı oldu. Sovyetler Birliği 1992’de dağıldı, ama Çin komünistleri hala
Doğa boşluk kaldırmaz. Amerika’nın hataları yüzünden bir alternatif arayanlar aradıklarını Rusya ve Çin’de bulmaya başlamış olabilirler. Onlar da avcılar gibi çok da iyi fırsat kolluyorlar. 2008 yılından beri Rusya Federasyonu’nun Güvenlik Konseyi Sekreteri olan Nikolai Patrushev, küresel karışıklık ve güvenlik sorunlarının çözümünün Rusya olduğuna sizi ikna edebilir. Geçen hafta katıldığı Şanghay İşbirliği Örgütü Organizasyonu’nda, “Mevcut
Kadir Has Üniversitesi’nin her yıl hazırladığı Türk Dış Politikası Kamuoyu Algıları Araştırması bu yıl da akut bir kafa karışıklığı tablosu çiziyordu ve hayli şaşırtıcı ya da bana göre açıklanması zor verilerle doluydu. Örneğin giderek milliyetçi söylemin başat konularından birisi haline gelen göçmenler konusunda rakamlar hayli şaşırtıcı. 2019 yılında mevcudiyetleri yüzde 67,7 tarafından memnuniyetsizlik sebebi olarak görülen
ABD Başkanı Joe Biden’ın 10-16 Haziran’daki Avrupa turunda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan başka iki ülke lideriyle daha ikili görüşmesi olduğu açıklandı. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre, bunlar İngiltere Başbakanı Boris Johnson ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin. Ve bir de NATO zirvesiyle ABD-Avrupa Birliği zirvesi var; onlar ikili değil, kurumsal, malum. Yani Biden’ın seçilmesi ardından denizaşırı
“Yaptığı açıklamalar ilişkilerimize ilave ek yük getirse de”, her şeye rağmen Başkanı Joe Biden ile Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir dönemin arayışında olduğu sözleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ait. Erdoğan’ın 26 Mayıs’ta önde gelen 20 Amerikan şirketinin yöneticileriyle yapılan video-konferans sırasında söylendi.Toplantı, Türkiye’nin yeni ABD Büyükelçisi Murat Mercan ile ABD Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Myron Brilliant’ın girişimleriyle
Günümüzde yaşadığımız olaylar devletlerin yaptıklarının yanlarında kar kaldığını göstermekte. İsrail’in son saldırıları, dünya ne derse desin, ne kadar bağrılıp çağırılsa da hiç kimsenin Filistinlilere yönelik darbe ve yıkıma devam edilmesinin engelleyemeyeceğini gösterdi. İsrail’i en azından yavaşlatabilecek tek ülke Amerika Birleşik Devletleri olayları seyretmeyi tercih ediyor. Hamas, İsrail’i yok etmeye kararlı bir terör örgütü olarak kabul