Covid-19 salgınının etkileri durulduktan sonra küresel planda meydana gelebilecek gelişmeler Türkiye’nin bölgesel konumunu ve uluslararası ilişkilerini etkileyecektir. Bu ilişkiler arasında Türkiye’nin ABD ve Rusya ile ilişkilerinin yanı sıra üyesi olduğu savunma örgütü NATO’nun ve güçlü siyasi ve ticari bağları bulunan Avrupa Birliği (AB) ile ilişkileri öne çıkıyor. Orta Doğu’daki belirsizlik ve çatışma ortamı da yeni
ABD’nin önemli düşünce kuruluşlarından Atlantic Council 30 Nisan’da sadece ABD ile ilişkiler bakımından değil, Türkiye’deki ekonomik gidişi bakımından da dikkat çekici bir video toplantı düzenledi. Toplantı dikkat çekiciydi çünkü hükümetin ekonomiye döviz girişini rahatlatmak için ABD’nin SWAP (takas) kolaylığı sağlanacak ülkeler listesine girmek istediği de biliniyordu, ABD’nin Türkiye’yi Rusya yaptırımlarının dışında tutmak ve F-35 programında
Uluslararası ajanslar ABD’de görülen Halkbank davasında savcıların, bundan böyle Halkbank avukatlarının duruşmalara katılmayacağı her gün için 1 milyon dolar ceza kesilmesini talep ettiklerini 21 Ocak’ta duyurdular. Aynı gün ABD Başkanı Donald Trump, Davos Dünya ekonomik Forumunda, ABD’nin “açık arayla evrenin en büyük gücü” olduğunu iddia ediyordu; dünyanın değil, kibrinin boyutlarını anlatabilmek adına dikkatinizi çekmek isterim,
Mezarlıkta ıslık çalmak fayda vermedi. Uyarılara kulak tıkandı, küçümsendi ama uyaranlar haklı çıktı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisi gibi tek yetkili sanıp Kongre’yi aradan çıkartarak ABD ile her sorunu çözeceğini düşündüğü Donald Trump, Kongre’nin Bütçe manevrası karşısında çaresiz kaldı. Trump’ın Erdoğan ile özel ilişkisi nedeniyle yaptırımları onaylamayacağını, en azından geciktireceğini hesaba katan Kongre üyeleri, Rus S-400