Almanya’da geçtiğimiz hafta dört kişilik Bulgar göçmeni Türk aile sessiz sedasız katledildi. Sessiz sedasız diyorum çünkü nedenleri ve sonuçları bakımından alarm zillerini çaldıracak bir olay olması gereken bu “münferit kundaklama” hadisesi ne Almanya kamuoyunda ne de Türkiye kamuoyunda ufak haberler ve kınamalar dışında yer bulmadı. 25 Mart’ta Almanya’nın Solingen kentinde dört katlı bir evde çıkan
Telegraph gazetesinden Charles Hymas’ın haberine göre Manş Denizi’ni küçük teknelerle geçerek İngiltere’ye ulaşan göçmenler içinde Türkiye’den gelenlerin sayısı bir yılda üç katına çıktı. Habere göre, 2022 yılında 1,127 Türk Manş Denizini geçerek İngiltere’ye ulaşırken, 2023 yılında bu sayı 3,060’a yükseldi ve Türkiye Afganistan ve İran’dan sonra İngilere’ye küçük teknelerle gelen göçmenler sıralamasında üçüncü büyük ülke
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 6 yıl aranın ardından ilk kez Yunanistan’ın başkenti Atina’ya ziyarette bulundu. Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu ve Başbakan Kiryakos Miçotakis ile görüşen Erdoğan görüşmelerin ardından Türkiye ve Yunanistan arasındaki Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin 5. Toplantısına başkanlık etti. Uluslararası basında da geniş yer bulan toplantıların ardından Yunanistan ve Türkiye arasında 15 farklı anlaşma
Almanya Federal İçişleri ve Yurt Bakanı Nancy Faeser, geçtiğimiz gün Hürriyet Gazetesi’ne verdiği mülakatta Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki göç anlaşmasının yenilenmesi gerektiğini söyledi. Faeser, AB’nin Türkiye’ye daha fazla mali destek verebileceğini ifade ederken, Türkiye’den de “sorumluluklarını sürdürmesini” beklediklerini dile getirdi. Bu açıklamanın yapıldığı gün AB üye ülke temsilcileri Ortak Avrupa Göç Sistemi’nin yeni maddeleri
✍🏻 Evren Balta, Deniz Sert İngiltere Başbakanı Rishi Sunak’ın ayağının tozuyla hazırlamaya başladığı Yasadışı Göç Yasası, İçişleri Bakanı’na, ülkeye düzensiz giriş yapan göçmenlerin, koruma ihtiyaçları ve bireysel durumlarına bakılmaksızın, gözaltına alınmaları ve sınır dışı edilmeleri için düzenlemeler yapma konusunda benzeri görülmemiş yetkiler veriyor. Sınır dışı edilen kişilerin gelecekte İngiltere’ye yeniden giriş yapması yasaklanıyor; güvenli üçüncü
Geçtiğimiz hafta Avrupa Birliği Üyelerinin yeni ve tartışmalı bir göçmen politikası reformu üzerinde anlaşmasının ardından Yunanistan açıklarında kaçak göçmen taşıyan bir teknenin batarak yüzlerce kişinin ölümüne sebep olması Türkiye dahil pek çok ülkede son yıllarda önemli bir sorun haline gelen ve son seçimlere damgasını vuran düzensiz göç problemini tekrar gündeme getirdi. Peki Avrupa Birliği’nin aldığı
Hepimizi acılara boğan 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli ikiz depremin üzerinden bir ay geçmeden bu kere altılı masada siyasi bir deprem yaşandı. Üç gün boyunca televizyon ekranlarına kilitlenerek muhalefet kanadındaki siyasi gelişmeleri heyecanla izledik. Depremde ortaya çıkan aksaklıktan ekonomik krize, oradan Suriyeli sığınmacılar sorununa dek önemli konular medyada birkaç gün geri planda kaldı. 13 milyon insanımızı
Türkiye’nin göçmen politikasının belirsizliği, büyük bir karşı dalga yarattı. Geçici koruma statüsündeki sığınmacılar, kaçak göçmenler, konut satın alma karşılığı oturma izni ve yurttaşlık vaad edilenler, farklı kategoriler olsa da, hepsi beraberce değerlendiriliyor. Bunun nedeni, açıkça tanımlanmış ve halktan onay almış bir politikanın olmayışı. Göçmenlik, insani bir durum: Kimisi savaştan kaçıyor; kimisi de bizim gençlerimiz gibi,
Milli Savunma Bakıan Hulusi Akar, Türkiye sınırından kayıtsız girişlerin büyük ölçüde kontrol altında tutulduğunu, kontrolsüz geçiş sebebiyle ülkede göçmen sorunu olduğu eleştirilerinin “dezenformasyon” olduğunu söyledi. Hudut güvenliğiyle ilgili inceleme ve denetlemelerde bulunmak için Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever ile Hatay’a giden Bakan Hulusi Akar, burada Sözcü Gazetesi’nden Deniz
- 1
- 2