Öncelikle İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sonunun Irak’ta Saddam Hüseyin gibi olacağını söyleme küstahlığını havada bırakmayalım: Erdoğan’ın siyasi geleceğine sadece Türk seçmeni, sandığa atacağı oylarıyla karar verecektir. ABD ve İngiltere’nin şımarttığı Binyamin Netanyahu’nun bakanı, sadece Türkiye cumhurbaşkanını hedef almakla kalmadığının, Saddam Hüseyin’in ABD’nin Irak’ı işgali ile devrildiğini de hatırlattığının şuurunda değil görünüyor.
Kıbrıs Türk muhalefet lideri, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman 25-26 Haziran’da Ankara’daydı. Ptotokoler olarak CHP ile görüşmeye gelmişlerdi. Özgür Özel’in seçildikten sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni (KKTC) ziyaret etmesinden ve ziyaret sırasında kendileriyle de görüşmüş olmasından memnun olmuşlardı. Gelmişken AK Parti’yle görüşmek için de randevu istediler; beş yıldır iktidar CHP’nin “kardeş partisi”
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun gerçek yüzünü 2006’da yüz yüze gördüğüm tarih 12 Temmuz’du. O gün İsrail orduları Lübnan’a girmişti; Hizbullah’ın sınır bölgesinde 8 İsrail askerini öldürmesi, ikisini de rehin alması üzerine başlamıştı operasyon. Ben 10 Avrupa ülkesinden 10 gazeteciyi kapsayan bir basın turu için İsrail’deydim. O gün Likud lideri Netanyahu ile toplu söyleşimiz vardı. Likud
Hamas’ın 7 Ekim sabahı İsrail’e saldırısında öldürülenlerin sayısı 8 Ekim sabah saatlerinde 300 “kadar” İsrailli ve 300 “kadar” Filistinliye ulaşmıştı. İsrail’in bazı kasabalarında Gazze şeridinden sızan Hamas militanlarıyla İsrail asker ve polisi arasında çatışmalar devam ediyordu. ABD desteğiyle dünyanın en gelişmiş savaş teknolojisine ve Mossad ve Şin Bet gibi istihbarat ağlarının desteğindeki İsrail ordusu gafil
Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Millet İttifakı partileriyle “birleşik aday listesiyle” boğuştuğu günlerde Ekrem İmamoğlu sahayı boş bırakmadı; Isparta ve Amasya’daki mitinglerindeki kitleyi coşturmasını bildi. Mansur Yavaş da sahaya iniyor; 10 Nisan akşamı Sözcü TV’de bu süre içinde Ankara Büyükşehir Belediyesinden maaş almayacağını da duyurdu. Bugün, 11 Nisan, İmamoğlu ve Yavaş, Çanakkale’de Kılıçdaroğlu ile birlikte çıktılar halkın
Korkma! Saadet Partisinin dün yayınladığı seçim videosu ekrana gelen bu sözcükle başlıyordu. Dün, 12 Mart, İstiklâl Marşının Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Milli Marş olarak kabul edilişinin 102’inci yıldönümüydü. Sözlerini “Kahraman Ordumuza” ithafıyla Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı, Osman Zeki Üngör‘ün bestelediği marş aynı sözcükle başlar: korkma! Hem işgal ordularına hem de işgal ordularının işbirlikçisi Osmanlı
Gazeteci Uğur Mumcu bundan 30 yıl önce, 24 Ocak 1993 sabahı evinin önündeki aracına konan bombayla öldürülmemiş olsaydı o gün Cumhuriyet gazetesinde masasının başına geçip acaba ne yazacaktı? Evet, bir süre önce İran, uyuşturucu, PKK bağlantısı iddialarına dair yazacakları olduğunu söylemişti. Ama o gün muhtemelen Başbakan Süleyman Demirel’in Müsteşarı Turgut Özal tarafından hazırlanıp 24 Ocak
“Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’la nerede, ne zaman, hangi koşullarla görüşecek?” sorularının yanıtı henüz yok. Geçen yıl Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) 15 Temmuz darbesini Fethullahçılar üzerinden ABD ile birlikte desteklemekle suçlayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendisi aleyhinde yayınlar yapan Sedat Peker’i getirmek için mi Abu Dabi’ye gidip “darbeci” Muhammed bin Zeyid tarafından kabul
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, kendisine karşı kurulan demokratik ittifakın baskısıyla 12 yıldır aralıksız sürdürdüğü görevini 13 Haziran itibarıyla bırakmak zorunda kaldı.Sok dakika haberlerini okuyunca Netanyahu’nun ne tür bir siyasetçi olduğunu bütün çıplaklığıyla anlamamı sağlayan bir tablo gözümde yeniden canlandı.Tel Aviv, Temmuz 2006. On Avrupa ülkesinden birer gazetecinin davetli olduğu bir tur için İsrail’deydim. (O zamanlar