“Keskin bıçak olmak için çok çekiç darbesi yemek gerekiyorsa feda olsun, değil çekiç balyoza bile razıyız.” MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 3 Ekim’de Meclis grubu konuşmasında kullandı. Konuşmasında bu cümlenin önündeki ve devamındaki cümlelerle doğrudan bağını kurmak da zor; kullanılmasa da olurmuş denebilir. Ama son günlerde Ankara’da kapalı kapılar ardındaki gelişmeler göz önüne alındığında adeta
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için Nev York’a yola çıkarken Türkiye’nin Avrupa Birliğiyle yolları ayırma ihtimalinden söz etmesine AB saflarından “Gitme kal, istediğini verelim” diyen olmadı şimdiye kadar. BM çalışmaları sırasında yapılacak ikili görüşmelerde AB liderlerinin Erdoğan’a “Türkiye’siz olmaz” mesajı vereceği beklentisi var belki de Cumhurbaşkanımız ve yakın çevresinde. Erdoğan’ın ikili görüşme programında
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a seçimi kazandıktan sonra bir haller oldu. Önce “bu kardeşiniz başta oldukça” olmaz dediği faizler yükselmeye başladı. Sonra toz kondurmadığı KKM buluşundan döndü. Hindistan’daki, G20 Zirvesinde ABD Başkanı Joe Biden ile görüşüp yurda -yine- F-16 çözüldü çözülecek müjdesiyle dönme ümidi, bir de baktık Mısır Cumhurbaşkanı Abdül Fettah Sisi ile ikili görüşme haberinin gölgesinde
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de gerçekleştirilen G20 Liderler Zirvesi’nin ardından yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Joe Biden ile “ayaküstü görüştüğünü” F-16’ların satışı konusunda İsveç’in NATO üyeliğinin masaya geldiğini söyledi. 9-10 Eylül’de gerçekleştirilen zirvenin sona ermesinin ardından düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesi ile ilgili “Biden ile
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan G20 Zirvesine katılmak üzere Hindistan seyahatine başladı. 9-10 Eylül’de yeni Delhi’de yapılacak zirvesinin bu yılki konusu “Tek Dünya, Tek Aile, Tek Gelecek”. Bu yılki G20’ye çerçeve çizen tema Hindu dini kitaplarındaki eski Sanskritçe “Vasudhaiva Kutumbakam” kavramından alınmış. Resmi internet sitesinde şöyle açıklanmış: “Tema, tüm yaşamın (insan, hayvan, bitki ve mikroorganizmalar) değerini ve
ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley 25 Ağustos’ta Amman’da Ürdün televizyonu Al Mamlaka’ya özel bir mülakat verdi. Bu mülakat Türk basınında daha çok ABD’nin enerji çıkarları nedeniyle Orta Doğu’dan çıkmaya niyeti bulunmadığı yönüyle öne çıktı; Türkiye bakımından bu önemliydi. Ancak Milley’nin aynı mülakatta Rusya’nın Ukrayna savaşı üzerine yaptığı yorum, yine Türkiye’yi ilgilendirilmesine rağmen fazla ilgi
Sabah bilgisayarın başına geçtiğimde niyetim Rus Paralı asker ordusu Wagner’in başındaki Yevgeni Prigojin’i taşıdığı bildirilen uçağın Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’e karşı ayaklanıp geri çekilmesinden tam iki ay sonra, 23 Ağustos akşamı Moskova-Sen Petersburg yolunda düşmesi, ya da düşürülmesini yazmaktı. Ancak Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in 23 Ağustos’ta yaptığı konuşmanın “Osman Kavala ve Ahmet Altan’dan bahsetti” diye
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 20 Ağustos’ta günübirlik Macaristan seyahatine çıkmadan önce Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), pazar günü olmasına rağmen Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasının sonunun gelmekte olduğunu açıklamıştı. KKM’nin devlet kasasına ve bankada KKM’den yararlanacak kadar parası olmayan vatandaşın kesesine yükü taşınamaz boyutlara çıkıyordu. Aslında doğrudan politika faizini 2-3 puandan daha fazla arttırılması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aldığı siyasi kararlarda keskin değişiklikler yapma konusunda benzersiz cesarete sahip bir siyasetçi. Bazıları gerçek bir ideolojisi olmadan sadece siyasi olarak uygun bulduğu adımları attığını söylese de Erdoğan, öne çıkan dış politika konularında gittikçe daha isabetli pozisyon almaya başladı. Çünkü ne kadar eleştirirse eleştirsin, ister kendi çıkarına uygun düştüğü, isterse ülkenin geleceği
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 7 Ağustos’ta Büyükelçiler Konferansındaki konuşmasında Cumhuriyetin 100’üncü yılına girerken Ankara’nın vizyonunu “Türkiye’yi sistem kurucu aktörlerden biri haline getirmek olarak” duyurdu. Keşke Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün engellemelere karşı ikinci yüzyılına girmesinin önemini biraz daha vurgulasaydı ama ifadesinin daha açık hali şöyle: “Ülkemizin tam bağımsız, gerektiğinde oyun kuran gerektiğinde oyun bozan bir aktör olması