Diyarbakır’da kurulu Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) 10 Haziran akşamı “Salgının ve Ekonomik krizin Kürt Meselesine Etkileri – Barış Süreci Yeniden Mümkün mü?” başlıklı bir çevrimiçi toplantı düzenledi. KONDA Araştırma Şirketi genel Müdürü Bekir Ağırdır konuşmacıydı. Başlıktaki soru konusundaki tartışmalara da geleceğim. Ama önce iki buçuk saatlik toplantının ana ekseninin kısa sürede “İktidar bloku oy
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 14 Haziran’da ABD Başkanı Joe Biden ile yapacağı ikili görüşmeden çıkacak en muhtemel senaryo belli olmaya başladı.En muhtemel senaryoyu gerçekçi olarak değerlendirmek için önce bu görüşmeyi yerli yerine oturtmak gerekiyor.1- Bu görüşme sadece Türkiye-ABD ilişkileri, ya da görüşmenin Türk iç siyaseti ve özellikle de ekonomisinin gidişi bakımından önemli olmakla kalmıyor. Bölgesel ve
Hükümet kontrolündeki Anadolu Ajansının bir muhabirinin iki bakanın 21 Mayıs’taki ortak basın toplantısı sırasında sorduğu bir soru ortalığı karıştırdı. Daha doğrusu AK Parti’den tüten dumanları biraz daha görünür hale getirdi. Soruyu sorduğu için derhal işten atılan muhabir Musab Turan’ın daha sonra video aracılığıyla söyledikleri ise adeta röntgen filmi, ya da kan tahlili gibi AK Partinin
Köylülerin doğal koruma alanına taş ocağı yapımına karşı çıktığı Rize’nin İkizdere ilçesine gider İYİ Parti lideri Meral Akşener, üzerine yürüyen bir grubun saldırısından polisin engellemesiyle kurtulabildi. Olayların büyümemesi amacıyla İkizdere programını yarıda keserek protestoların yapıldığı Cevizlik ve Gürdere köylerine gitti. Taşocağı ruhsatı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yakınlığı nedeniyle çoğu kamu ihalesini aldığı öne sürülen müteahhit Mehmet
ABD Başkanı Joe Biden’ın “Ermeni Soykırımı” demesiyle Türkiye’de esen 24 Nisan fırtınası çabuk dindi. ABD Başkanlarının “S” sözcüğünü kullanmaması, yıllardır Türk dış politikasının birkaç temel amacından biri olmuştu. Biden’ın İngilizce “genocide – soykırım” deyip durumu ABD mahkemelerince yasallık kazandırması halinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın buna sert tepki vereceği söyleniyordu. Bu durumda daha önce Süleyman Demirel’in yaptığı
HDP’nin önceki eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın avukatları, 18 Nisan Pazar günü internet ortamında bir basın toplantısı düzenledi. Konu 26 Nisan’da Ankara’da görülmeye başlanacak “Kobani olayları davasıydı”. Ankara 22’inci Ağır ceza mahkemesinde görülecek davada Demirtaş ve önceki eş-başkanlardan Figen Yüksekdağ ile birlikte 108 sanık yargılanacak.Bu davaya konu olan 2014 Kobani olaylarının hem iç hem dış boyutu
Son üç günde Türkiye-ABD ilişkilerine dair üç önemli gelişme kaydedildi. Bu gelişmeler, sadece Türkiye-ABD ilişkilerini değil, bölgesel ve küresel siyasi dengeleri de ilgilendiriyor. Gelişmeler Türkiye’nin üzerindeki uluslararası ilişkiler yükünü bir nebze rahatlatsa da Türkiye-ABD ilişkilerindeki asıl sorun olan S400 gerilimine nasıl etki edeceği henüz açık değil.Gelişmelerin sonuncusundan başlayalım. 1- ABD gemilerinin Karadeniz’e geçişi iptal edildi
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının açtığı HDP’yi kapatma davası Anayasa Mahkemesinden (AYM) döndü. Gerekçe, Partiye “atfedilen” eylemlerle bölücülük “odağı” olma iddiası arasında somut bağ kurulamamış olması. Yani AYM, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına bir anlamda “Doğru dürüst dosya hazırlayın, öyle gelin, gelecekseniz” demiş. Bu belki de dosyanın aceleye gelmesinden olmuştur. Öyle ya… MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ısrarlı talebini karşılamak
Papa I’inci Fransis’in 5-8 Mart tarihlerindeki Irak ziyareti hem tarihi hem de etkileri uzun döneme yayılabilecek siyasi öneme sahipti. Bir Papa’nın Irak’a yaptığı bu ilk ziyaret, Ortadoğu’da suların yeniden ısınmakta olduğu bir dönemde yapıldı. Papa’nın Erbil’e de gidip Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimini yetkilileriyle görüşmesi bazı yorumcular tarafından sanki Papa bu tarihi ziyareti sadece Türkiye’ye ‘Kürdistan
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hem sözcüsü hem de Güvenlik ve Dış Politikalar Başdanışmanı İbrahim Kalın’ın 8 Mart’ta Bloomberg ekonomi kanalında yayınlanan mülakatı dış politikada revizyon işaretleri verdi. Bu revizyonun Joe Biden döneminde ABD ile ilişkileri yeni bir raya oturtma odaklı olduğu anlaşılıyor. Kalın’ın S-400 füzelerinden Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilerin düzeltilmesine dek söylediklerini bu çerçevede değerlendirmek mümkün.Kalın’ın söylediklerinde









