Avrupa Birliği’nin 17 Nisan’daki özel Konsey oturumunda uzun bir süreden sonra Türkiye ile ilişkiler ele alındı. Gerçekten ele alındı mı onu saptamak zor. Zira Zirve sonrasındaki açıklamayı okuyunca Türkiye’nin ciddiyetten uzak yüzeysel bir şekilde değerlendirildiğini anlıyorum. Geçtiğimiz yaz AB liderleri, dış politikadan sorumlu Yüksek Temsilci Josep Borrell’den Türkiye ile ilişkilerin nasıl düzeltilebileceğine ilişkin bir rapor
Türkiye, Soğuk Savaş sonrası Rusya ve Avrupa’nın karşılıklı silah kontrolünü sağlamak için 1990 yılında imzalanan “Avrupa Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Anlaşması’nı” uygulamayı askıya aldı. 5 Nisan’da Resmi Gazetede yayımlanan kararda anlaşmanın 8 Nisan 2024 tarihinden itibaren uygulanmasının durdurulmasına karar verildiği belirtildi. Kararda, “19/11/1990 tarihinde Paris’te imzalanan ve 1/7/1992 tarihli 92/3250 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan
Bu sabah çok erken saatlerde Dubai’ye, merkezi orada olan dünyanın önde gelen enerji düşünce kuruluşlarından Gulf Intelligence’a, bağlandım. Dünya, bölgemiz ve Türkiye ile ilgili son gelişmeleri anlattım, sizlerle de kısa bir özetini paylaşmak istiyorum. Enerji geçiş sürecinin hızlandırılması bir “fantezi” Yeşil enerji dönüşümü elbette ki hepimizin istediği ve gerçekleştirmek için çaba harcadığımız bir süreç. Ama
Rus makamları Moskova’da bir konser salonuna 22 Mart akşamı yapılan saldırı sonucu öldürülenlerin sayısının 25 Mart akşam saatleri itibarıyla 139’er ulaştığını açıkladı; 140’a yakın yaralı var. Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin IŞİD’in (DAEŞ) üstlendiği terör eylemini üçüncü gün “radikal İslamcıların” yaptığını kabul etti ama Ukrayna’yı suçlamayı da sürdürdü. Moskova mahkemesinin tutukladığı Tacikistan kökenli 4 IŞİD militanından
Rusya’nın başkenti Moskova’da 22 Mart gece saatlerinde Crocus Belediye Binasında düzenlenen rock konserine giren kişiler izleyicilere silah ve el bombalarıyla saldırdı. Rus yetkililerin açıklamalarına göre 140’tan fazla kişinin de yaralandığı saldırı sonucunda 25 Mart akşamı itibarıyla öldürülenlerin sayısı 139’a yükseldi. (*) 22 Mart gecesinde kamuflajlı olduğu belirtilen en az beş kişi rock grubu Picnic konserinin
Rusya’nın Ukrayna savaşıyla birlikte NATO’nun Türkiye’nin coğrafi merkezinde bulunduğu askeri-siyasi faaliyetlerindeki artış dikkat çekici boyutlara ulaştı. Romanya’da kurulacağı açıklanan Avrupa’daki en büyük NATO üssünden NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan’ı kapsayan Kafkaslar turuna ve Türkiye’nin Irak’la stratejik işbirliğine doğru yol alan yakınlaşmasına kadar bu faaliyetin Rusya ve İran odaklı olduğu da görülüyor.
Rusya’da bir kez daha genel seçimler yapıldı. Seçimleri Putin beklenildiği gibi açık bir farkla kazandı. Zira Rusya’da Putin’e yönelik anlamlı ve kazanabilir bir muhalefet yok. Üstelik Putin bu seçimleri kendisine yönelik en güçlü muhalif olan ve daha önce suikast girişiminden kurtulan Alexi Navalni’nin hapisteyken şüpheli ölümünün gölgesinde kazandı. Daha da önemlisi Putin bu zaferi geçtiğimiz
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 8 Mart’ta Vaşington’da ABD’li karşıtı Antony Blinken ile görüşmesi ve diğer temaları ardından düzenlediği basın toplantısında “Pozitif bir gündemle yeni bir sayfa açarak yolumuza devam etme imkânı var” dedi. Türkiye-ABD ilişkileri “mazisi olan” bir ilişkiydi, “Geçmişte pek çok krizler” yaşamıştı ve o “krizleri yönetme” konusunda da iki ülke arasında bir “hafıza
Papa Francis, Ukrayna’nın muhtemel bir yenilgiyle karşı karşıya olduğunu ileri sürerek, daha büyük bir yıkımı önlemek için Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’nin “Beyaz bayrağı çekecek cesareti” gösterip savaşı bitirmek için Rusya’yla masaya oturması gerektiğini söyledi. 10 Mart’ta İsviçre radyosu RSI’ya konuşan Papa Françis, bu konuda aracı olmaya hazır olduğunu söyleyen Türkiye gibi ülkeler bulunduğunu, “işler daha