Güncel siyaseti zaman zaman fotoğraflardan, video kayıtlarından okumaya gayret ediyorum. Beyan ve rakamların ötesinde gelişmelere daha nesnel bakmama imkân verdiğini düşünüyorum. Örneğin 29 Ocak’ta Adalet Bakanlığındaki devir teslim töreninde çekilen yukarıdaki fotoğrafın Ankara’da bir süredir yayılmaya başlayan “kaçan kurtuluyor” algısını güçlendirdiğine inanıyorum. Her algı gerçek olmayabilir ama algı bu ve siyaset de algılar üzerinden yürüyor.Belki
Geceyarısı Resmi Gazete’de yayımlanan 28 Ocak tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün yerine eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, TÜİK başkanı Erdal Dinçer yerine Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkan Yardımıcsı Erhan Çetinkaya getirildi; medya yayınlarına “toplumsal yapıya uygunluk” kısıtlaması getirildi. 28 Ocak 2022 gece saatlerinde Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Adalet Bakanı
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu ve AFAD Başkanı Yunus Sezer’i Ankara’dan taşıyan uçak 25 Ocak’ta trafiğe kapalı tutulan İstanbul Atatürk Havalimanına indi. Çünkü yapımı üç buçuk yıl önce tamamlanıp hizmete açılan İstanbul Havalimanı pisti zamanında ve ekili biçimde temizlenmediği için uçuşlara kapalıydı. Havaalanının işletmesinden AK Parti döneminin gözde
İktidar derken sadece 2002’den bu yana tek başına hükümet kuran AK Parti’yi kast etmiyorum elbette. Anayasa değişikliği için 2017 halkoylamasından itibaren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın iktidarını fiilen MHP lideri Devlet Bahçeli’ye borçlu olduğu gibi bir gerçek var. Anayasa Mahkemesinden çıkması gün meselesi olan HDP’nin kapatılması davası da MHP’nin zorlamasıyla gündemde.Bunu söylerken AK Parti yönetimi ve Erdoğan’ın
AK Parti iktidara gelirken “3Y” ile, Yasaklar, Yoksulluk ve Yolsuzluk ile mücadele sözü verdi. İktidarının ilk yıllarında, Avrupa Birliği (AB) umutları adına bu alanlarda belli ilerleme sağlandı. AB umutları kararınca yolsuzlukla mücadele alanında ilk gedik ihale kanununda yapılan değişikliklerle açıldı. Bugün kamu ihalelerinin bir avuç şirkete verilmesinde dünya şampiyonu Türkiye. Bazı yasaklar kalkarken yerine yenileri
Tuhaf bir denklem var ortada. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun devlet dairelerinin kapısına dayanma taktiğine karşı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ya da ona yaranmak isteyenler ana muhalefet liderini kapılardan çevirerek halkın gözünden düşürdüklerini düşüyorlar. Bir zamanlar kapılardan çevrile çevrile siyasi iktidara yükselen AK Parti, müttefiki MHP’nin desteğiyle muhalefete haddini devlet zoruyla bildirme siyaseti güdüyor.Bir zamanlar İstanbul Büyükşehir
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 28 Aralık’ta Bursa’da konuşuyor: “Sadece bizim yaptıklarımıza bakmayın. Biz kendimiz yapmıyoruz. Biz inanıyoruz ki; bize yaptıran Allah’tır, bize yaptıran Allah’tır, bize yaptıran Allah’tır!” Bakan “Yaptıran Allah’tır” diyerek bugünkü icraatına laf söylemesini mi önlemek istiyor, gelecekteki yasal sorumluluktan kaçınmak için önleyici atış mı yapıyor? Belli değil. Ama şu belli: Soylu’nun İstanbul Büyükşehir
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yanında bütün CHP’li büyükşehir Belediye başkanları olduğu halde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya “Eğer terörist tespit ettiysen, tut kulağından” dedi. Niye Belediye’ye soruşturma açıyordu? Kaldı ki eğer İçişleri İBB’de en az 557 çalışanın terör örgütleriyle bağlantısını saptadıysa neden yasal işlem yapmıyordu? İmamoğlu CHP Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında bu nedenle
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dün bir grup gazeteciye siyasi cinayetler işleneceğinden kaygı duyduğunu açıkladı. Muhalefet lideri bu kaygısını da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a dayandırıyor.Kılıçdaroğlu’nun sözleri şöyle:• “Erdoğan gerilimi doruk noktasına çıkarıp seçime gitmek ister. Bu gerilimden olabildiğince uzak durmamız lazım. Milletvekili, il başkanlarına söylüyorum, sakin olacağız. İttifakı oluşturan diğer partiler de gerilim istemiyorlar.• “Eğer iş belli