Felaketlerle geçen haftada, Konya’da öyle bir katliam yaşandı ki ülkenin dört bir yanı alevler içindeyken içten içe süren başka bir yangına, çok tehlikeli bir kopuşa işaret ediyor. Anlamazsak, anlamaya çalışmazsak bu yangına da müdahale edemeyiz. Türkiye göz göre göre gelen facialar ülkesi ve bu acı fakat aslında engellenebilir olaylar maalesef çok geniş bir yelpazede tezahür
Ege ve Akdeniz’deki ormanlar yanıyor, evler, köyler yok oluyor, canlar gidiyor. Ankara’daki yangınsa siyasi; orada da koltuklar bir gidiyor, bir geliyor. Marmaris’te insanlar yangın tehdidi altındayken itfaiye, cankurtaran trafiğini konvoyuyla kesip otobüsten çay paketleri atmasıyla tepki toplayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, acısını kabine üyelerinden çıkarabilir. Bazılarının başı önde çıkacağı toplantının 2 Ağustos’ta yani bugün yapılması planlanıyordu
Sedat Peker 8 Temmuz’da Twitter üzerinden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 15 Temmuz 2016 darbe girişimi esnasında ve sonrasında İstanbul ve Ankara’da AK Parti Gençlik Kollarındaki bazı kişiler üzerinden belli gruplara kayıtsız silahlar dağıttığını öne sürdü. İddiasına göre bunu yaptığı sırada Soylu İçişleri Bakanı dahi değil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanıydı. Duyan herkese “Bu kadar da
Kaçak suç örgütü lideri Sedat Peker, attığı bir dizi tweetle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında AKP Gençlik Kolları’nı da kullanarak sivilleri silahladırmak için tüfek dağıtmakla suçladı. Peker, 8 Temmuz günü attığı tweetlerde o dönemdeki AKP Gençlik Kolları yöneticilerinin isimlerini de vererek İstanbul’un Balat semtinde, Sveti Stefan Kilisesi yakınlarında iki araç
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın AK Parti İl Başkanlarına hitabında muhalefete yüklenip “iki yıl sonraki” seçimlere start verirken “bu memleketi teslim edemeyiz” demesi hem siyaset hem ekonomi dünyasında çok tartışılacağa benziyor. Sadece bu sözler dahi Erdoğan’ın 2023 seçimini kaybetme endişesine düştüğünü gösteriyor. Öte yandan seçimi kaybederse bir şekilde iktidarı muhalefete “teslim etmemeye” çalışacağı kuşkusunu da akıllara düşürüyor.
Önce şunu söylemek lazım. Adaletsizlik sadece yargıda yok. Adaletsizlik yaz ortasında gelen yüzde 15 elektrik zammında da var. Kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinin kaldırılmasında da var adaletsizlik. Kurtuluş Savaşını verip Cumhuriyeti kuran TBMM’nin oy makinasına çevrilmesinde de var. Ama adalet arayışı en çok yargıda var. İktidarın gayrı resmi ama sözü daha çok geçen ortağı MHP’nin
Haftalardır Türkiye’nin gündeminde Sedat Peker’in milyonlarca kişi tarafından izlenen videoları ve sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalar var. Peker çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmekten yargılanıp hüküm giymiş biri. Cezasının Yargıtay’ca onanmasıyla 4.5 yıl hapis yatmış, 2014’te tahliye edilmişti. Suç örgütü lideri Peker’in cezaevinden çıktıktan sonra iktidarı neden desteklediği, hatta bu uğurda binlerce kişinin katıldığı
Türkiye’nin siyasi ve ekonomik gündemi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden ile 14 Haziran’daki NATO zirvesi çerçevesinde yapacağı görüşmeye kilitlenmiş durumda. Bu görüşme sadece son yıllarda ciddi krizlerle sınanan Türkiye-ABD ilişkilerinin geleceği açısından önemli olmakla kalmıyor. Nitekim, Erdoğan’ın 13-14 Haziran Brüksel seferinde NATO zirvesi ve Biden görüşmesi dışında önemli ikili temasları da var. Almanya