İktidar derken sadece 2002’den bu yana tek başına hükümet kuran AK Parti’yi kast etmiyorum elbette. Anayasa değişikliği için 2017 halkoylamasından itibaren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın iktidarını fiilen MHP lideri Devlet Bahçeli’ye borçlu olduğu gibi bir gerçek var. Anayasa Mahkemesinden çıkması gün meselesi olan HDP’nin kapatılması davası da MHP’nin zorlamasıyla gündemde.Bunu söylerken AK Parti yönetimi ve Erdoğan’ın
AK Parti iktidara gelirken “3Y” ile, Yasaklar, Yoksulluk ve Yolsuzluk ile mücadele sözü verdi. İktidarının ilk yıllarında, Avrupa Birliği (AB) umutları adına bu alanlarda belli ilerleme sağlandı. AB umutları kararınca yolsuzlukla mücadele alanında ilk gedik ihale kanununda yapılan değişikliklerle açıldı. Bugün kamu ihalelerinin bir avuç şirkete verilmesinde dünya şampiyonu Türkiye. Bazı yasaklar kalkarken yerine yenileri
Tuhaf bir denklem var ortada. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun devlet dairelerinin kapısına dayanma taktiğine karşı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ya da ona yaranmak isteyenler ana muhalefet liderini kapılardan çevirerek halkın gözünden düşürdüklerini düşüyorlar. Bir zamanlar kapılardan çevrile çevrile siyasi iktidara yükselen AK Parti, müttefiki MHP’nin desteğiyle muhalefete haddini devlet zoruyla bildirme siyaseti güdüyor.Bir zamanlar İstanbul Büyükşehir
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 28 Aralık’ta Bursa’da konuşuyor: “Sadece bizim yaptıklarımıza bakmayın. Biz kendimiz yapmıyoruz. Biz inanıyoruz ki; bize yaptıran Allah’tır, bize yaptıran Allah’tır, bize yaptıran Allah’tır!” Bakan “Yaptıran Allah’tır” diyerek bugünkü icraatına laf söylemesini mi önlemek istiyor, gelecekteki yasal sorumluluktan kaçınmak için önleyici atış mı yapıyor? Belli değil. Ama şu belli: Soylu’nun İstanbul Büyükşehir
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yanında bütün CHP’li büyükşehir Belediye başkanları olduğu halde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya “Eğer terörist tespit ettiysen, tut kulağından” dedi. Niye Belediye’ye soruşturma açıyordu? Kaldı ki eğer İçişleri İBB’de en az 557 çalışanın terör örgütleriyle bağlantısını saptadıysa neden yasal işlem yapmıyordu? İmamoğlu CHP Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında bu nedenle
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dün bir grup gazeteciye siyasi cinayetler işleneceğinden kaygı duyduğunu açıkladı. Muhalefet lideri bu kaygısını da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a dayandırıyor.Kılıçdaroğlu’nun sözleri şöyle:• “Erdoğan gerilimi doruk noktasına çıkarıp seçime gitmek ister. Bu gerilimden olabildiğince uzak durmamız lazım. Milletvekili, il başkanlarına söylüyorum, sakin olacağız. İttifakı oluşturan diğer partiler de gerilim istemiyorlar.• “Eğer iş belli
Öncelikle söyleyelim ki eğer çeyrek asırdan fazladır Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı biraz tanımışsak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun dünkü “uyku ve öfke nöbetleri” arasında gibi ağır sözlerinin altında kalmaz. Keza, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nun “Dava, damadı bakan yapıp zengin etmek, memleketi üç-beş müteahhide peşkeş çekmekse, ben o davayı sattım sözleri altında da. Ama gelişmeler Erdoğan’ın üst
Bu yazının yazıldığı 16 Ağustos sabah saatlerinde Batı Karadeniz’deki sel felaketinde ölenlerin sayısı 70’e yükselmişti. Yetkililer en az 77 kişinin henüz sağ olup olmadığının öğrenilemediğini söylüyor, CHP kaynakları toplan kaybın 300’ü geçebileceğini iddia ediyordu.İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, belki de Antalya ve Muğla orman yangınları ardından gelen eleştirilere atfen “Kimse ‘nerede bu devlet?’ demedi” dedi. Devlet
Yangınla mücadelede iyi sınav veremeyen hükümet, bunun haber yapılmasını engellemek için çabasını sürdürüyor. Hayır, 5 Ağustos gecesi Halk TV canlı yayınının bir grup zorba tarafından basılmasının hükümetle bir ilgisi henüz çıkmış değil. Ama bu saldırının, birkaç gün önce radyo Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK) TV kanallarına verdiği gözdağının ete kemiğe bütünmüş hali olduğu söylenebilir; RTÜK Başkanı