Önce şunu söylemek lazım. Adaletsizlik sadece yargıda yok. Adaletsizlik yaz ortasında gelen yüzde 15 elektrik zammında da var. Kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinin kaldırılmasında da var adaletsizlik. Kurtuluş Savaşını verip Cumhuriyeti kuran TBMM’nin oy makinasına çevrilmesinde de var. Ama adalet arayışı en çok yargıda var. İktidarın gayrı resmi ama sözü daha çok geçen ortağı MHP’nin
Haftalardır Türkiye’nin gündeminde Sedat Peker’in milyonlarca kişi tarafından izlenen videoları ve sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalar var. Peker çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmekten yargılanıp hüküm giymiş biri. Cezasının Yargıtay’ca onanmasıyla 4.5 yıl hapis yatmış, 2014’te tahliye edilmişti. Suç örgütü lideri Peker’in cezaevinden çıktıktan sonra iktidarı neden desteklediği, hatta bu uğurda binlerce kişinin katıldığı
Türkiye’nin siyasi ve ekonomik gündemi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden ile 14 Haziran’daki NATO zirvesi çerçevesinde yapacağı görüşmeye kilitlenmiş durumda. Bu görüşme sadece son yıllarda ciddi krizlerle sınanan Türkiye-ABD ilişkilerinin geleceği açısından önemli olmakla kalmıyor. Nitekim, Erdoğan’ın 13-14 Haziran Brüksel seferinde NATO zirvesi ve Biden görüşmesi dışında önemli ikili temasları da var. Almanya
Roller tersine döndü. Yakın zamana dek Erdoğan siyaseten her zorluk yaşadığında “haydi seçime” diyen, “haydi halk oylamasına” diyen taraftı. 2019 yerel seçimlerine dek kazanıyordu da. Ama şimdi adeta muhalefet “erken seçim” diye kovalıyor, Erdoğan kaçıyor.Sadece CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu değil, İYİ Parti lideri Meral Akşener de “hemen sandık” diyor. Kapatılması için yeniden dava açılan HDP’den
Kadim Rus taktiği dediğim alında güçlü hissesi olan bir kıssa; gençler için çıkarılacak ders, mizah faktöründen önde olan bir fıkra diye de anlatabiliriz.Hissesi, yani çıkarılacak dersi o kadar çarpıcı ki örneğin iyi istihbaratçılar, casuslar dünyasının vazgeçilmez taktiği olmuş. Zaman zaman siyasetçilerin, işler sarpa sardığında şirket yöneticilerinin de.Kıssa şu:Artık sonbaharın sertleşmeye başladığı günlerde Rus köylüsü hızlı
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan artık her Cuma bir başka cami açılışını seçim “müjdesine” çeviriyor. Son örneği 4 Haziran’da Zonguldak’ta Uzun Mehmet Camiinin açılışında gördük. Aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı, muhalefetin “seçime gidelim” çağrılarına kulak tıkasın, hem de her Cuma bir cami konuşmasını seçim konuşmalarına çevirsin, kendisine muhalefeti sanki cami, bayrak düşmanlığı gibi göstersin,
İşe bir açıdan baktığınızda şu yoruma varmak mümkün: CHP ve İYİ başta olmak üzere muhalefet sıkıntı içindeki esnafa, üreticiye, işçiye, işsize hitap ettikçe Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan AK Parti’nin dayandığı oy tabanının, özellikle de esnaf tabanının erimekte olduğunu gördü. Esnafın tek sorununun yetersiz pandemi destekleri, ekonomik durgunluk, alım gücünün düşmesi değil de faiz olduğunu düşündüğü için
B-planının mafyacılıktan siyasi muhalifliğe terfi edip bir yerlerden iltica almak olduğu anlaşılan Sedat Peker’in dahi dilinde olan bir masal var. Türkiye’de siyaseti daha Cumhuriyet öncesinden esir almış bir ikiyüzlülük bu. “Kendisi iyi de çevresi kötü” masalı.Başta kim varsa onu doğrudan hedef almak istemeyen, hala baştakinden bir çıkar gözetenlerin en büyük sığınağı bu söylem. Peker de