Ortadoğu’nun siyasi haritası değişti; ülke sınırları kâğıt üzerinde aynı kaldı ama artık yeni dengeler ve roller geçerli; ezberler altüst oldu. Geride, füzelerle yerle bir edilmiş ama henüz akıl ve işbirliğiyle yeniden kurulamamış bir bölgesel boşluk kaldı. Bu boşluğun yönetimi ise artık birkaç ülkenin değil, yalnızca iki aktörün üzerinde dönüyor: İsrail ve Türkiye. İsrail kaba gücüyle
2024 yılının Aralık ayında Suriye’deki rejim değişikliği, dünya kamuoyunu şaşırtacak kadar hızlı, on üç yıllık kanlı iç savaşa bakıldığında nispeten kansız ve dışarıdan bakıldığında oldukça düşük profilli bir biçimde gerçekleşti. Ahmed el Şara yönetimindeki Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) güçlerinin Beşar Esad’ın 8 Aralık’ta Rusya’ya kaçarak terk ettiği Baas rejiminin yerine geçmesi yalnızca Suriye merkezli
Suriye’ye uygulanan ekonomik yaptırımların kaldırılması için Suriye, Türkiye, ABD ve Suudi Arabistan’ın katılımıyla dörtlü bir toplantı yapıldı. ABD Başkanı Donald Trump’ın 13-14 Mayıs Suudi Arabistan ziyareti sırasında Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ev sahipliğinde yapılan toplantıya Suriye Geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara bizzat, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise Ankara’dan çevrimiçi katıldı. İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya
Son durumu şöyle özetleyelim: 18 Şubat’ta ABD ve Rusya Dışişleri Bakanları Suudi Arabistan’da Ukrayna’yı çağırmadan Ukrayna savaşını konuşurlarken Ukrayna Cumhurbaşkanı Ankara’da Türk Cumhurbaşkanında teselli arıyordu. Avrupa Birliği de masada yoktu, o konuya geleceğiz. ABD’nin yeni ABD Başkanı Donald Trump, bu toplantıdan kısa süre sonra Florida’daki malikanesinde gazetecilere Ukraynalıların “Davet edilmedik” yakınması üzerine “Üç yıldır durdunuz”
ABD Başkanı Donald Trump’ın 12 Şubat’ta Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’le 90 dakikalık bir telefon görüşmesi yaptı. Asıl konusu Ukrayna olan görüşme ardından iki liderin muhtemelen Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın davetlisi olarak Riyad’da yüz yüze de görüşeceği açıklandı. Bu kez Kremlin tarafından da doğrulanan görüşmeden çıkan birkaç sonuç var. Ver kurtul denilen.. Trump’ın
Suriye’deki geçici yönetimin Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın Ankara’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı ziyaret edeceği 4 Şubat günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da ABD Başkanı Donald Trump’ın yeni dönemde Beyaz Saray’da ağırlayacağı ilk lider olarak Vaşington’da. Netanyahu eşsiz bir pervasızlık örneği vererek Trump’la Ortadoğu’ya yeni bir şekil vereceklerini söyledi: haritalar yeniden çizilecekmiş. Neye niyet neye kısmet. Trump’da Netanyahu’yu
Suriye’de geçiş döneminin cumhurbaşkanı olarak atanan Ahmet eş-Şara’nın (Muhammed el Colani) Suudi Arabistan’a geçekleştirdiği ilk yurtdışı ziyaretinin ardından Türkiye’yi ziyaret etmesi bekleniyor. Milliyet gazetesinden Didem Özel Tümer’in haberine göre Şara’nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın programının uygun olması halinde 4 veya 5 Şubat tarihlerinde Ankara’ya gelmesi bekleniyor. Şara’nın ilk ziyareti Suudi Arabistan’a Şara, ilk yurtdışı ziyaretini
Suriye’de gelişmeler baş döndürücü bir hız kazandı. Beşar Esad’ın 7 Aralık akşamı Moskova’ya kaçmasından yalnızca bir hafta sonra, 14 Aralık’ta Suriye’nin geleceği konusunda ilk masa Ürdün’ün Kızıldeniz liman şehri Akabe’de kuruldu. Bu toplantı iki oturum halinde yapıldı. Sekiz Arap ülkesi (ev sahibi Ürdün, Mısır, Suudi Arabistan, Irak, Lübnan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Bahreyn) dışişleri
Dış ilişkilerde uygulanan temel politikalardan biri mütekabiliyet (karşılıklılık) ilkesidir. Size yapılan bir davranışa benzer şekilde karşılık vermektir. Bunu sadece olumsuz bir şekilde değerlendimek yanlış olur. Bazen de bir jest yapar ve karşılığını beklersiniz. O jestin karşılığı hemen gelmese bile en azından kayda geçer ve ileride kullanma ihtimaliniz olur. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin helikopter kazasından sonra
Başak Demirtaş’ın DEM Parti İstanbul adayı olmayacağı açıklaması ardından durulmuş görünen siyaset kulisleri yeniden hareketlendi. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun şansını artırdığı var sayılan bu gelişmeyle artan hareketliliğin bir göstergesi Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Tayyip Erdoğan’ın yeniden “Bay Kemal” söylemiyle CHP’deki fay hatlarına yüklenmesi oldu. Bu yansıtmanın bir nedeni, 10 Şubat’ta seçim bildirgesi ve adaylarını açıklayacak
- 1
- 2