Hayatın güzelliği, eskinin yeniyi, kötünün iyiyi ve gidenin geleni içinde barındırmasıdır. Merkez medya bütün dünyada çözülüyor, biçim değiştiriyor. Bunun dijital teknolojinin bilgi edinme ve tüketim alışkanlıklarını değiştirmesinden gelir modellerinin hızlı dönüşümüne bildik yapıların ayak uyduramamasına dek nedenleri var. Türkiye’de (ve başka bazı ülkelerde) bu genel sorunların üzerine bir de siyasi atmosferdeki değişim eklendi. Medyadaki sahiplik
Murat Yetkin Türk F-16’larının Suriye topraklarında iki Suriye Su-24 jetini düşürmesiyle bölgedeki gerilim daha da tırmanırken ABD Başkanı Donald Trump, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 5 Mart’ta Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüşmesi öncesinde yönetimin kilit bir ismini Türkiye’ye gönderiyor. Diplomatik kaynakların YetkinReport’a verdiği bilgiye göre, ABD’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Kelly Craft’ın 2 Mart’ta Türkiye’de
Utku Perktaş Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bundan bir süre önce bir “Disease-X / X-Hastalığı” uyarısında bulundu. Bilim-kurgu filmlerindeki korku senaryolarına andıran ismiyle “X-Hastalığı” Kırım Kongo kanamalı ateşi hastalığı, Ebola, MERS ve SARS gibi solunum yolu hastalıkları sınıfına dahil; DSÖ bunu gelecekte büyük bir salgına neden olacak, ama henüz bilinmeyen bir hastalık olarak isimlendiriyordu. Yani bilim
Soli Özel Bir insanlık utancı olan mülteciler konusunu unutmadan, Suriye’deki baş döndürücü son gelişmeleri tahlil edelim. Suriye krizi, Türkiye’deki manik-depresif sendromları patlatacak bir kapasiteye sahip olduğunu daha önce de göstermişti. Ancak son dört günün gelişmeleri bu konuda tüm kriterleri alt üst etti. 27 Şubat akşamı yüksek sayıda askerin şehit olduğu ya da ağır yaralandığı, Rusya’nın
Selva Demiralp 28 Şubat günü açıklanan büyüme rakamı ile dördüncü çeyrek büyümesi yüzde 6 olarak gerçekleşirken 2019 yılı genelinde büyüme yüzde 0.9 oldu. Büyümenin bileşenlerine baktığımızda son çeyrekteki büyümenin itici gücünün tüketim ve kamu harcamaları olduğunu görüyoruz. Yatırımlardaki daralma ise önceki çeyreklere göre yavaşlamış ki bu olumlu. İleriye yönelik olarak bu trendin devam edip etmeyeceği
Gönenç Gürkaynak Beni yüz yüze yakalayan, bana daima umutla ilgili cümleler kurduruyor. Kendi umutsuzluklarından bahsedip sonra “hadi beni bundan kurtar” der gibi gözlerime bakarak benden cümlelerimi bekleyenler, umut durumumun ne oldugunu soruyor. İnsanlara umut verdiğim iddia ediliyor. Umut vermeye yahut umuttan bahsetmeye teşvik ediliyorum. Gençlerle tüm konuşmalarımda da bunu yaptığımdan herhalde, umut, beni tanımayan insanların
Zeynep Miraç Bir İtalyan mimarın şöyle dediği rivayet edilir: “Türkler, İstanbul’u 1453’te fethettiler ama hâlâ yerleşemediler.” Yalan değil. 567 yıllık bir şantiye bu şehir. Son zamanlarda ağzımıza sakız ettiğimiz, “Coğrafya kaderdir” saptaması yalnız insanlara mı ait? Kader, bazen mekanların da yakasını bırakmıyor. Taksim Meydanı’nın çilesi de bir türlü bitmiyor. Yıllardır şekilden şekle giriyor, her gelen
Behlül Özkan Nisan 1986’da Suriye’de yolcu otobüslerine ve Lazkiye-Halep seferini yapan yolcu trenine bombalı saldırılar düzenlenir. Türkiye’de gazeteler saldırılarda onlarca kişinin öldüğünü duyurur. Suriye televizyonuna göre saldırıyı düzenleyen 5 kişi, 9 Mayısta Halep’te El Faruk otelinde yakalanır. Sanıklardan ikisi Türkiye vatandaşıdır: Hatay’ın Suriye sınırındaki Bohşin köyünde yaşayan amcaoğulları Mustafa ve Mehmet Albayrak. Suriye televizyonuna göre








