Ukrayna krizi, anlaşmazlıklarda silaha başvurulmasına küresel plânda ciddi bir tepki olduğunu gösterdi. Hatta, sıcak çatışmanın tarafı olan ülkelerde dahi halk silah kullanılmasına şiddetli tepki veriyor. Örneğin, Rusya halkının sadece yüzde 12’si Ukrayna’ya yönelik askeri harekâtı destekliyor. Ukrayna’daki Rus askerlerinin silah kullanmaktan çekindikleri söyleniyor. Moskova’da savaş karşıtı yaygın sokak gösterileri devam ediyor. Yani, Rusya halkının büyük
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 21 Şubat geç saatlerde Ukrayna’nın doğusundaki Donetsk ve Luhansk kukla hükümetlerini tanımasından kısa süre sonra Dışişleri Bakanlığı bu kararı tanımayacağını duyurdu. Açıklamada Rusya’nın bu kararının Ukrayna’nın egemenlik ve toprak bütünlüğünün ihlali olduğu vurgulandı. Türkiye Rusya-Ukrayna geriliminin artması üzerine askeri tebdirleri artırdı. Resmi kaynaklar, bunun bir “milli teyakkuz durumu olmadığını”, önelmlerin
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca önümüzdeki hafta maske zorunluluğunun ne zaman kaldırılacağı dahil önemli açıklamalar yapacağını söyledi. Çünkü geçen hafta zirveye ulaşan Covid-19 salgının 2-3 haftaya dek azalacağını tahmin ediyordu. Bakan Covid salgının seyrinde olumlu gelişmeler olduğunu söylediği 17 Şubat günü 258 kişinin öldüğünü de açıkladı. Salgının başından bu yana resmî kayıtlara göre Covid kaynaklı ölümler
Yakın geleceğimizin nasıl şekilleneceğini belirleyecek dört küresel oyuncu var: ABD, Avrupa Birliği (AB), Çin ve Rusya. “Mahşerin dört atlısı” olarak adlandırdığım bu oyuncular arasındaki ilişkiler, önümüzdeki dönemde dünya düzeninin alacağı şekil bakımından büyük önem taşıyor. Bugün için gelişmeler sürecin çok kutuplu bir dünya düzenine doğru evrilmekte olduğunu gösteriyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 4 Şubat’ta
Almanya’da 26 Eylül’de yapılan seçimleri Sosyal Demokrat Parti (SPD) adayı Olaf Scholz kazandı. Bundan bir yıl öncesine dek Alman sosyal demokratlarına artık siyaset sahnesinden siliniyor gözüyle bakılıyor, seçimin Hristiyan Demokratların adayı Armin Laschet ile Yeşillerin adayı Annalena Baerbock arasında geçeceği tahmin ediliyordu. Scholz, sadece Alman sosyal demokratların makûs talihini kırmakla kalmamış olabilir. Aynı zamanda Covid-19
Angela Merkel, uzun süre önce politikadaki son seçimini yapmış ve 2021 genel seçimlerinde aday olmayacağını açıklamıştı. Her ne kadar doğrudan katılmasa da 26 Eylül 2021 Pazar günü yapılacak genel seçimler, 2005 yılından beri Almanya’yı yöneten Merkel’in politik mirasının da oylanacağı bir yoklama niteliğini taşıyacak.Son kamuoyu araştırmalarına göre sosyal demokrat SPD adayı Olaf Scholz önde görünmektedir.
Avusturya Şansölyesi Sebastian Kurz, 25 Temmuz’da Alman gazetesi Bild’e Afganistan kaçanların sığınması için Avrupa Birliği ülkelerindense Türkiye gibi “komşu” ülkelere gitmesi gerektiğini söyledi. Utanç verici bir beyan. Eminim Almanya’dan İsveç’e dek AB üyesi ülkelerdeki aşırı sağcı, ırkçı partilerin doğal lideri takdirini kazanmıştır Türkiye’yi AB’nin mülteci bekçisi yerine koyan bu çıkışıyla, ama utanç verici.Okuduğumda Nazizmin köklerinin
Türkiye’ye Afgan göçünün ABD’nin çekilme kararı ve Türkiye’den Kabil’de kalmaya devam etmesini talebi ardından arttığı biliniyor. Bu yazıda ABD’nin yirmi yıl süren ve dünyanın başına yeni sınır aşan terörizm belaları açan kanlı ve başarısız Afgan seferinin sonuçlarının Türkiye’ye yıkılması riskine değinmeyeceğim, Afgan göçünün getirmekte olduğu yüksek riskler üzerinde duracağım.bu yazıda Konu Türkiye’de yalnızca iki boyutuyla
Galatasaray futbol takımının 12 Temmuz’da Olimpiakos ile hazırlık maçı için gittiği Yunanistan sınırında Covid-19 testlerinin yetersiz bulunmasını protesto ederek geri dönmesi, Türkiye’deki kovit salgının turizm sezonuyla birlikte yeniden artışa geçeceği endişelerini artırdı. Dokuz güne çıkarılan Kurban Bayramı tatili sırasında artması beklenen yurtiçi hareketlilik ekonomik sıkıntı içindeki turizm sektörünü umutlandırıyor ancak sağlıkçıları endişelendiriyor.Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi