İYİ Parti lideri Meral Akşener 28 Mayıs seçimlerinden bu yana sürdürdüğü sessizliğini bozduğu 26 Ağustos Afyonkarahisar mitinginde 31 Mart yerel seçimlerine ayrı gireceklerini ilan etti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu ismen sayarak bütün parti liderlerine de seçime ayrı girilmesi için meydan okuyan Akşener şehir özelliklerine göre işbirliği yapabilecekleri, bununsa
Dışişleri Bakanlığı son zamanların en kapsamlı personel alım sınavlarından birini açıyor. Türkiye’yi dünyada temsil etmek üzere yeni diplomat ve diplomatik uzmanlar alınacak. Bu sınava Türkiye’nin laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olarak aydınlık geleceğine inanan, ona katkıda bulunmak isteyen, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e ve insan hak ve özgürlüklerine saygılı aydın gençlerin katılmasını çok önemsiyorum. Diplomat
9 Ağustos’taki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı kamuoyuna iki medyatik gelişmeyle yansıdı. Önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a, Milli istihbarat Teşkilatını (MİT) yönettiği 13 yıl için verdiği Üstün Hizmet Madalyası. Sonra da emekli olan Kara Kuvvetleri Komutanı Musa Avsever’in katıldığı bu son MGK toplantısında Erdoğan’a şükranlarını onu kucaklayarak göstermesi. Her iki konuya da
Disney+ kanalının Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e ve Türkiye’ye ağır hakaretlerle saldırıp iptal kampanyası açan Amerika Milli Ermeni Komitesi’nin (ANCA) tehditleri ardından, yapımı tamamlanan Atatürk dizisini yayınlamama kararı alması utanç vericidir. Disney+ yetkililerinin “Ermeni Komitesiyle ilgisi yok” demesine rağmen, Türkiye ve kurucu önderine karşı nefret söylemine boyun eğdiren ANCA dünden bu yana kutlamalar yapıyor. Türkiye’de
Dışişleri Bakanlığından emekli biri olarak yeni kabinede doğallıkla en ilgimi çeken bölüm Dışişleri Bakanlığındaki değişim oldu. Hakan Fidan, Barçın Yinanç’ın köşe yazısında ifade ettiği gibi, “sahipsiz bir kurum ve sevimsiz bir miras” devraldı. Dışişleri Bakanlığı bu toprakların en köklü kurumlarındandır. Genel olarak, Türkiye’nin en iyi yetişmiş bürokrat kadrolarının önemli bölümü buradadır. Bu değerli kurum son
Sabah erkenden oyumu, oyumuzu kullanmak için sandık başındaydık. Daha saat 08.00 olmadan 2377 sayılı sandığın önünde 10-15 kişilik kuyruk birikmişti. Diğer sandıklarda da öyle; bizim mahalle sandığa hücumdaydı. Oy verme başladı; bizim ailede önce kadınlar, sandıkta ilk oy veren eşim oldu, ikinci bendeniz. “Evet” mührünü iki pusulaya da basarken bu oyu ne için kullandığımı hızla
Kendilerine Millet İttifakı demeye başlayan Altılı Masa liderleri Ortak Politikalar Mutabakat Metnini 30 Ocak’ta ilan etti. Bugün itibarıyla 103 gün sonra, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimi kazanırlarsa hükümet programı yerine geçeceğini söylüyorlar. Programın özünü parlamenter sisteme geçiş oluşturuyor. Yine de buna bir reform, inkılâp demek zor; seçimi kazanıp Anayasayı değiştirme gücüne ulaştıklarında bir inkılâptan, reformdan söz
Mustafa Kemal Atatürk’ün 99 yıl önce bugün Türkiye’nin yönetim şekli olarak ilan ettiği Cumhuriyet, böylece ilk yüzyılının son yılına girmiş oluyor. Cumhuriyet ikinci yüzyılın eşiğinde. Cumhuriyetin ilan edildiği Türkiye, Osmanlı Hanedanı yönetiminde tam anlamıyla uçurumun eşiğinde bir ülkeydi. Bugünkü iktidar sahiplerinin her itirazı bağırarak susturmaya çalışan iddialarına karşı, İkinci Abdülhamid döneminde -bugünkü- Mısır, Kıbrıs, Tunus,
İktidarın “dezenformasyonla mücadele” gerekçesini öne sürerek hazırladığı kanun teklifinin TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi, tepkilerin ardından yeni yasama dönemine bırakıldı. Ulusal ve uluslararası meslek örgütlerinin ortak açıklamalarında da vurgulandığı gibi, bu kanun teklifinin dezenformasyonla mücadele bahanesiyle seçimler öncesinde özellikle de dijital medyada gazeteciler üstünde baskıyı daha da artırmak üzere tasarlandığı çok açık. Niyetin iyi olmadığı, kanunun