İsrail ve Hamas arasında Gazze’de 4 gün sürecek bir ateşkes, rehine takası ve insani yardım ulaştırılması anlaşması 22 Kasım’ın ilk saatlerinde ilan edildi. Böylece 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e saldırıp çoğu sivil 1200 kişiyi öldürmesiyle başlayan ve İsrail’in o tarihten bu yana Gazze’ye ateş yağdırıp çoğu sivil 13 bin kişiyi öldürmesiyle 45 gündür devam eden krize
“Biz gazeteciyiz, gazetecilik yapmaya devam edeceğiz”. Gazeteci Tolga Şardan’ın 1 Kasım’da, 31 Ekim’de T24 haber sitesinde yayınlanan haberi yüzünden tutuklanıp Ankara, Sincan cezaevine götürülürken “Tolga Abi bir şey söyleyecek misin?” diye soran genç meslektaşına yanıtı bu oldu. Savcılıkta verdiği ifade ortaya çıkınca gördük ki Tolga Şardan tutuklanma tehdidi altında verdiği ifadesinde de “ham”, yani teyit
Türkiye’nin Hamas’ın siyasi temsilcilerinden İsrail’e saldırı düzenlediği 7 Ekim günü ülkeyi terk etmelerini istediği haberi Ankara’da rahatsızlığa yol açtı. Haber ilk olarak 22 Ekim’de Washington merkezli olarak Orta Doğu ağırlıklı haberler yayınlayan Al Monitor internet sitesinde gazeteci Fehim Taştekin imzasıyla çıktı. YetkinReport’un başvuduğu ve isminin açıklanmasını istemeyen kaynaklar haberi doğruladı. Buna göre Hamas’ın İsrail’e düzenlediği
PKK’nın üstlendiği 1 Ekim İçişleri Bakanlığı saldırısının Ankara’yı hem siyasi hem askerî açıdan daha şahin bir tutuma itti. Bu şahinleşme iki cephede, biri askeri, diğeri diplomatik planda iki operasyon Batıya meydan okuma çizgisinde gelişiyor. 4 Ekim günü önce Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ardından Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler tarafından yapılan uyarılar, Suriye ve Irak’taki PKK’ya
Bazen bir fotoğraf bin kelimeden çok şey anlatır. Bunu bir süre önce denemiştik. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 14 Mayıs seçimi öncesinde, 27 Nisan’da Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesinde çekilip basına verilen bir fotoğraftan, Erdoğan’ın seçilmesi halinde kabinesinde kimlere yer verip vermeyeceğine dair işaretler bulunduğunu yazmıştım. Bu görüşme, Putin’in 29 Temmuz’da Erdoğan’la yüz yüze
Hakan Fidan 5 Haziran’da Dışişleri Bakanlığını “Bilkent Üniversitesinden sıra arkadaşı” Mevlüt Çavuşoğlu’dan devraldı. Milli İstihbarat Teşkilatını (MİT) 13 yıl yönettikten sonra aslında son 20 yıldır bir şekilde içinde olduğu Türk dış politikasının başına geçti. İstihbarat ve diplomasi dünyası çoğu zaman iç içedir. Richard Moore’un İngiltere’nin Ankara Büyükelçiliği görevinden sonra -aslında gençlik yıllarından beri parçası olduğu-
Hakan Fidan’ın Dışişleri Bakanlığına getirilmesinin ardından boşalan Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) başkanlığı koltuğuna önceki dönem Cumhurbaşkanlığı Sözcülüğü ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güvenlik ve dış politika danışmanlığını yapan İbrahim Kalın getirildi. İletişim Başkanlığı 5 Haziran’da yapılan açıklamada, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı’na Sayın İbrahim Kalın’ı atamıştır,” ifadeleriyle Kalın’ın atamasını duyurdu. Yaşar
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 3 Haziran akşamı ilan ettiği yeni kabine üyeleriyle ilk mesaisini 4 Haziran günü, bakanlıklarının devir teslim törenini beklemeden NATO Genel Sekreteriyle İsveç’in üyeliği konusunda yaptı. Erdoğan’ın İstanbul, Dolmabahçe’deki makamında NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile yaptığı görüşmeye Hakan Fidan ilk kez Dışişleri Bakanı sıfatıyla katıldı. Görüşmeye Yaşar Güler de ilk kez Milli