Avrupa Birliğinin iki üst düzey isminin 6 Nisan’da Ankara’daki temasları ardından yapılan açıklamalarda tek ortak nokta görüşmelerin “olumlu atmosferde” geçtiği oldu. Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel ve Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen’in Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşmelerinden somut sonuç zaten beklenmiyordu. Bu ziyaretin yapılabilmesi dahi önemseniyordu. Ancak özellikle
HDP hakkında kapatma davasının açılıp Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürüldüğü 17 Mart günü hem ABD hem AB’den tepkiler yağdı. Bu tepkilere Dışişleri Bakanlığı yine “içişimize karışmayın” yanıtı verdi. Ancak 18 Mart günü İngiliz ajansı Reuters’ın bir haberi sert tepkilerle neredeyse taban tabana zıt görüntü veriyordu. Ajans, AB liderlerinin 25-26 Mart’ta yapılacak toplantısında Türkiye’ye ekonomik yaptırım
Aslına bakarsanız Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından 2 Mart’ta İnsan Hakları Eylem Planı adı altında ilan edilen metin, Yargıda İdari Reform planı adı altında duyurulsa bir anlam taşıyacaktı. Zaten Adalet Bakanı Gül, planın “Benim için en önemlisi hukuk güvenliği” diyerek paketin gerçek hedefini açıkladı; hukuk güvenliğini sağlayıp sağlayamayacağı ayrı tartışma konusu. Ama Erdoğan bu düzenlemeleri “Yargıda
Elli dört Senatörün 9 Şubat’ta ABD Başkanı Joe Biden’e mektup yazarak Türkiye’deki demokrasi ve insan hakları konusunu gündeme getirmesi ardından şimdi de 170 Temsilciler Meclisi üyesinin 26 Şubat’ta Dışişleri Bakanı Antony Blinken’e benzeri talepte bulunduğu ortaya çıktı. Hem iktidardaki Demokrat hem de muhalefetteki Cumhuriyetçi partiye mensup 170 milletvekilin “Türkiye müttefik ama Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ilişkileri
Dün, 28 Şubat’ta Ankara Politikalar Merkezi’nin çevirim-içi toplantısında önemli bir konu tartışıldı: “İnsan Hakları ve Diplomasi”. Türkiye’de bu konuda en çok söz söylemeyi hakkedenlerden üç de konuşmacı vardı, gazeteci Özlem Akarsu Çelik yönetiminde. Oğuz Demiralp, Dışişlerinde Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler dahil, AB Genel Sekreterliği dahil insan hakları ve demokratikleşmeyi ilgilendiren pek çok konuda sorumluluk
ABD Başkanı Joe Biden, halefi Donald Trump’ın hasıraltı ettiği Cemal Kaşıkçı (İngilizce kaynaklarda Jamal Khashoggi) cinayeti raporunu açıkladı. Böylece 2 Ekim 2018’de Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda işlenen cinayetin Suudi Arabistan’ın Veliaht Prensi Muhammed Bin Salman’ın onayıyla işlendiği ABD yönetimince de resmen kabul edilmiş oldu.Buraya kadar güzel; Türkiye’nin baştan itibaren söyledikleri bir kez daha doğrulanmış oldu.
ABD Senatosu’nun 54 üyesi 9 Şubat’ta yeni Başkan Joe Biden’a Türkiye aleyhine zehir zemberek bir mektup yazdı. Mektup ilk bakışta, daha önce senatörler tarafından ABD başkanlarına yazılan “insan haklarına saygı” mektuplarının benzeri gibi duruyor. Mektupta senatörler ABD başkanından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve yönetimine “otoriter istikametten dönmesi”, insan haklarına saygılı olması, siyasi ve vicdani tutukluları serbest