Elli dört Senatörün 9 Şubat’ta ABD Başkanı Joe Biden’e mektup yazarak Türkiye’deki demokrasi ve insan hakları konusunu gündeme getirmesi ardından şimdi de 170 Temsilciler Meclisi üyesinin 26 Şubat’ta Dışişleri Bakanı Antony Blinken’e benzeri talepte bulunduğu ortaya çıktı. Hem iktidardaki Demokrat hem de muhalefetteki Cumhuriyetçi partiye mensup 170 milletvekilin “Türkiye müttefik ama Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ilişkileri
İngiltere eski Ankara Büyükelçisi Peter Westmacott, Dışişleri ve İngiliz Milletler Topluluğu Ofisi’ndeki kariyeri sürecince edindiği deneyimleri ve tanıklık ettiği olayları daha geniş kitlelerle paylaşmaya karar vermiş. “They Call It Diplomacy: 40 Years of Representing Britain Abroad – Buna Diplomasi Derler: Britanya’yı Temsil Ettiğim 40 yıl” isimli kitabı, anlık iletişimin diplomatik teamülleri zoraki dönüştürdüğü teknoloji çağında,
Rusya’dan S-400 füzesi alınmasına misilleme olarak ABD, Türkiye’yi ortak üreticisi olduğu F-35 savaş uçağı programından çıkarmış, şu ana dek üretim hattından çıkan 8 uçağına da el koymuştu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile liderden-lidere ilişkiler kurup “dostum” diyen Donald Trump, bununla da yetinmemiş, giderayak Savunma Sanayii Başkanlığına (SSB) ek yaptırımlar uygulamıştı. Erdoğan bunun üzerine Rusya’da Su-57 uçağı
NATO Savunma Bakanlarının 17-18 Şubat toplantısı Türkiye’nin Batı ile ilişkileri bakımından önem taşıyordu. Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füzeleri satın almasına misilleme olarak ABD’nin Türkiye’yi -ortağı olduğu- F-35 savaş uçağı programından çıkarıp uçaklarına el koyması NATO’nun ortak savunma sorunuydu. Bu toplantıysa ABD’de Joe Biden’ın iktidara gelmesi ardından yapılan ilk NATO toplantısıydı. Bu toplantıda ABD ile Türkiye arasında
ABD ile ilişkilerin tam gaz duvara doğru gitmekte olduğunu sonunda Beştepe de kabul etmiş görünüyor. Joe Biden döneminde işlerin Donald Trump’ın karakucak diplomasi yöntemiyle geçiştirilemeyeceğini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da sonunda anlamış bulunuyor. Ne oldu da S-400 konusunda “Yeter ki konuşalım” diye ABD’nin peşine düşmeye başladık? Bunu da nereden mi çıkarıyorum? Bunu Erdoğan’ın sözcüsü ve aynı
Joe Biden, Donald Trump’ın Beyaz Saray’ı devir teslim törenine katılmadan terk etmesinden birkaç saat sonra düzenlenen törenle ABD’nin 46’ıncı başkanı olarak göreve başladı. Trump yanlılarının askeri sokağa döken Kongre baskınına rağmen Biden sakindi ve sakin bir konuşma yaptı. Belki en köşeli ifadesi beyaz ırkçılığını terörizm sayarak mücadele sözü vermesiydi. Ülke tarihin seçilen ilk kadın ve
Ankara dış politikada revizyon işaretleri veriyor. Bu yalnızca Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 12 Ocak’ta Avrupa Birliği’nin Ankara Büyükelçilerine hitabından değil, ABD’ye verilen mesajlardan da anlaşılıyor. Bunu son olarak Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Türkiye’nin “F-35 programına dönmek istediği” demecinden de çıkarabiliyoruz. Keza Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD’nin yeni başkanı Joe Biden ile aradaki sorunları “yoluna koyma” isteğini
Yeni ABD yönetiminde yer alacak kişilerin Türkiye-ABD ilişkileri açısından isim isim tahlili, Türk dış politikasında halihazırdaki en sorunlu alanın ABD ile ilişkiler olması bakımından önemli. O alanda da en önemli sorun S-400 krizi. ABD, Rusya’dan alınan füzeler nedeniyle Türkiye’ye yaptırımlar uyguluyor. Önce Türkiye’nin de üreticilerinden olduğu F-35 programından dışlanması ve şimdiye dek -parası da ödenen-
Seçimleri kaybeden Donald Trump’ın Başkanlığı Joe Biden’e devretmesine günler kala Türkiye’ye uygulanan yaptırımlar Türkiye-ABD ilişkilerinde yeniden çalkantılı günlerin yaklaşmakta olduğunu gösterdi. Mevcut tablonun NATO’ya da olumsuz yansımaları oldu.Yaptırımlar, Rusya’dan alınan S-400 füzeleri nedeniyle ABD’deki Amerika’nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasasını (CAATSA) ihlal gerekçesine dayandırıldı. S-400 meselesinde ilk kriz 2019 yılında Türkiye’nin F-35 projesinden dışlanmasıyla
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Türkiye’ye ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası’na (CAATSA) göre yaptırım uygulayacağını açıkladı. Gerekçe Türkiye’nin Rusya’da aldığı S-400 füzesinden vaz geçmemesi. Yaptırımın dört bürokrata yönelik kısmının öne çıkması, Ankara’nın gelişmeyi pek önemsemiyormuş gibi davranmasına yol açtı. Oysa son Avrupa Birliği (AB) sonrasında da tanık olduğumuz “bir şey olmaz” tutumunun Türkiye’yi dış