Gazze’deki El Ahli Arap Baptist Hastanesine yapılan saldırının ardından uluslararası tepki büyürken ABD Başkanı Joe Biden İsrail’e gitti. 18 Ekim’de Tel Aviv’e inen Biden’ın bu ziyareti bir ABD başkanının savaş zamanında İsrail’e yaptığı ilk ziyaret olma özelliği taşıyor. İsrail’in Gazze’ye yönelik hava bombardımanı devam ederken Filistin Sağlık Bakanlığı’nın 17 Ekim’de İsrail’in El Ahli Arap Babtist
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 16 Ekim’de İsrail-Filistin barışının sağlanabilmesi için yaptığı garantörlük teklifine geleceğim; önemli buluyorum. Ama önce savaş ortamında yaşanan ve ABD’nin girişimlerinde yaşanan diplomasi skandallarını aktarmak istiyorum; uluslararası ilişkiler sistemindeki eksen kaymalarını gayet iyi anlatıyorlar çünkü. Blinken’a soğuk duş Son günlerdeki en büyük skandalı ilk olarak Amerikan The Washington Post gazetesi yazdı. ABD
İsrail’in Gazze’ye yönelik hava saldırıları şiddetlenerek devam ederken, elektrik ve suyun verilmediği bölgeye Mısır üzerinden yardım ulaştırılması için Refah’ta geçici ateşkes yapılacağı yönündeki açıklamalar 16 Ekim’de hem Hamas hem İsrail hükümeti yetkililerince yalanlandı. Sabah saatlerinde Reuters haber ajansı Mısır’lı iki güvenlik kaynağına dayandırdığı haberinde yardımların Gazze’ye güvenli bir şekilde ulaştırılması ve bazı yabancı pasaport sahiplerinin
Türk-Amerikan ilişkilerinde ABD Başkanı Joe Biden ile alttan alma dönemi kapanıyor gibi. Öyle de olmalı. 7,000 km öteden gelip yanı başımızda Suriye ve Irak’ta üsler kur, NATO tarihinde ilk defa bir NATO müttefikinin askeri uçağının vurulması emrini ver. Ve bilerek vurduğunu ilan et. O müttefikinin toprak bütünlüğüne ve güvenliğine saldıran teröristleri silahlandır, IŞİD ile mücadele
14 Ekim Cumartesi günü dünyanın çoğu şehrinde olduğu gibi İstanbul’da (ve Türkiye’nin pek çok şehrinde) İsrail’i kınayan yürüyüşler yapıldı. Hamas’ın 7 Ekim saldırısıyla başlayan kanlı çatışmaların 7’inci günüydü. On binleri bulan kalabalıklar, ellerinde Filistin ve Türk bayraklarıyla Beyazıt’taki İstanbul Üniversitesi girişinden 3,5 kilometre ötedeki Ayasofya Camii’ne yürüyüş yaptılar. Kabul etmek lazım ki Türkiye çok daha
Hamas’ın İsrail’e saldırmasıyla Orta Doğu’da alevlenen kriz bir haftasını doldurdu. Öldürülenlerin sayısı 1300 İsrailli 1900 Filistinliyi aştı; öldürülenlerin çoğu sivil halk. İsrail Gazze de yaşayan 1 milyon kişiye hızla güneye, Mısır sınırına gitmemeleri halinde Hamas yanlısı sayılarak öldürülecekleri uyarısında bulundu. İsrail ordusu Başbakan Binyamin Netanyahu’nun deyişiyle “eşi görülmemiş” şiddetle kara karekatına başladı. Bu kan banyosunun
Deneyimli diplomat ve siyasetçi Mehmet Ali Bayar, Gazze yönetimini elinde bulunduran Hamas’ın İsrail’e 1973’ten beri yöneltilen en büyük saldırılarından birini yapması ile başlayan çatışmaları YetkinReport için değerlendirdi. Saldırının bir şok unsuru gibi sunulmasının politik bir propagandanın uzantısı olduğunu belirten Bayar, 6. gününe giren çatışmalarda yaşanan vahim tablonun İsrail’de tarihin en sağ hükümetini kurmuş olan Binyamin
Hamas militanları 7 Ekim sabahı İsrail’e kanlı bir saldırı eylemi gerçekleştirdi. Ardından, İsrail Gazze’yi havadan vurmaya başladı. İsrail jetleri 12 Ekim günü Suriye havaalanlarını bombaladılar. Lübnan zaten olayın başlangıcından beri İsrail’in ateşi altında. Gazze’ye İsrail kara birliklerinin de girmesi bekleniyor. Her iki taraftan çok sayıda can kaybı var. Ne yazık ki kayıplar her geçen gün
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail ile Hamas arasında süren çatışmalarda sivillerin hedef alınmasına “açıkça karşı çıktığını” belirterek İsrail’i sert sözlerle eleştirdi. 11 Ekim’de AK Parti grup toplantısında konuşan Erdoğan, “Bizim hem kendi terörle mücadelemizde hem de bölgemizdeki savaş ve çatışmalardaki tavrımız gayet açıktır. Sivil yerleştimleri hedef alan hiçbir saldırıyı doğru bulmuyoruz,” dedi. Erdoğan, “Savaşın da
Dâvut ve Câlut’un hikayesi üç kutsal kitapta, sırasıyla Tevrat, İncil ve Kuran’da yer alır. Câlut, o devirde Filistinlilerin yenilmez savaşçısıdır, her türlü zırh ve silaha sahiptir. Dâvut ise abilerinin aksine çelimsizliği nedeniyle askere dahi alınmayan genç çoban. Zalim Câlut’a o meydan okur; elinde silah namına sadece bir sapan vardır. Çelimsiz çoban o sapanla zalim devi