Bir süredir Avrupa’yı yeniden konuşuyoruz. Türkiye’nin Avrupa Birliğine üyelik hedefini de vurgulamayı ihmal etmiyoruz. Üstelik Avrupa’yı mevcut durumundan ancak bizim kurtarabileceğimizi düşünerek. Geleceğin inşasına ortak olalım istiyoruz. Jeopolitik vurgular söylemimize egemen durumda. Gerisi nasılsa kendiliğinden gelir anlayışındayız. Ne de olsa içimiz dolu, on yılların deneyimiyle zorlu yolun yarattığı düş kırıklıkları var. Öfke duyuyoruz. Suçluyoruz. Güvenmiyoruz.
Enerji savaşlarının şiddetini arttırarak yeniden hayatımıza girdiği; yeşil dönüşümün hızlandığı; yapay zekâ temelli teknolojilerin enerji sektöründe oyunu belirlediği; yatırım ve ticaret akışlarının, kritik minerallerin arz güvenliği haritasının değiştiği; İEA ile OPEC savaşının yeniden gündemi işgal ettiği bir dönemden geçiyoruz. İklim değişikliği, 2050 karbondan arındırma hedefleri ve siber saldırılar bu savaşı daha da karmaşık ve içinden