Bu yazıya başladığım 3 Mayıs sabah saatlerinde uluslararası gözlemciler Şam üzerinde İsrail İHA’larının yeniden görüldüğünü haber veriyordu. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi 2 Mayıs’ı 3 Mayıs’a bağlayan gece İsrail savaş uçaklarının Başkent Şam ve Hama’ya yürüttüğü 20’den fazla saldırının şimdiye kadarki an ağırı olduğunu duyurmuştu. Lazkiye’den da İsrail saldırısı haberleri geliyordu. Özellikle Suriye’nin elinde kalan son
Ortadoğu’nun enerji haritası Türkiye’yi devre dışı bırakabilecek Irak-Suriye petrol boru hattı projesiyle değişebilir. Irak’ın 2003’ten bu yana pasif bekleyen Kerkük–Baniyas petrol boru hattını tekrar canlandırma kararı, yalnızca bir altyapı yatırımı değil; bölgedeki güç dengelerini sarsacak stratejik bir hamle anlamına geliyor. Türkiye, bu koridorun devreye alınması halinde hem transit gelirlerini hem de bölgedeki “enerji dağıtım merkezi”
Ankara’da sabırsızlık artıyor, sinirler geriliyor. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin önerisi üzerine PKK’nın kurucu lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı Cezaevinden örgütüne yaptığı “silah bırakma ve kendini fesih” kongresi toplama çağrısına PKK yönetiminden “Öcalan yönetmeden Kongre toplamayız” yanıtı geldi. Örgüt yönetimi 28 Nisan’da yaptığı 1 Mayıs kutlamasında Öcalan’ın “özgür yaşar ve çalışır koşullara kavuşarak parti kongresini yönetir hale
Doğru adını kim koyacak diye bir süredir dikkatle izliyordum. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan koydu. Bakırhan’ın 8 Nisan günü DEM Meclis Grubuna hitabındaki şu cümle, iktidara sıradan bir öneri gibi görünse de sürecin gerçek adını bütün çıplaklığıyla içinde barındırıyordu: “Silahsızlandırma süreci özel bir yasayı gerekli kılmaktadır.” Silahsızlandırma… Daha da açık söylersek PKK’yı silahsızlandırma
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve cezaevine konulması ile gelişen olaylar, başta ekonomik meseleler ve hayat pahalılığı olmak üzere, muhtelif nedenlerle zaten sıkıntılı olan Türkiye’yi daha da gerdi ve halkı ayrıştırdı. Türk halkının büyük bir bölümü, Türkiye’de adalet sisteminin tarafsızlığını ve bağımsızlığını kaybettiği, siyasi baskının arttığı ve özgürlüklerin giderek sınırlandığı görüşüyle, çok kaygılı
Arap Alevilerinin/Nusayrilerin yaşadığı sahil şeridinde meydana gelen kanlı olaylar, Nusayri sivillere yönelik toplu katliamlar ülkenin tekrar kaosa sürüklendiği korkularını depreştirmişken, geçici Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara ve SDG/YPG komutanı Mazlum Abdi arasında bir anlaşma imzalandığı haberi geldi ve bu defa da umutlar yeşerdi. 10 Mart tarihinde imzalanan 8 maddelik anlaşmaya göre, Kürtler tüm hakları garanti altına alınmış