Hamas’ın İsrail’e saldırmasıyla Orta Doğu’da alevlenen kriz bir haftasını doldurdu. Öldürülenlerin sayısı 1300 İsrailli 1900 Filistinliyi aştı; öldürülenlerin çoğu sivil halk. İsrail Gazze de yaşayan 1 milyon kişiye hızla güneye, Mısır sınırına gitmemeleri halinde Hamas yanlısı sayılarak öldürülecekleri uyarısında bulundu. İsrail ordusu Başbakan Binyamin Netanyahu’nun deyişiyle “eşi görülmemiş” şiddetle kara karekatına başladı. Bu kan banyosunun
7 Ekim sabahı Hamas’ın İsrail’e şok saldırısı ile başlayan gelişmeler, 5 Ekim’de bir Türk insansız hava aracının (SİHA) ABD hava kuvvetlerine ait bir F-16 savaş uçağı tarafından düşürülmesini gündemde geri plana itti. Dış politikayı takip eden birkaç köşe yazarı haricinde kimsenin fazla ilgi göstermediği aslında manşetlere çekilebilecek bu vahim olay da unutuldu gitti. Oysa 5
ABD’nin 5 Ekim’de Suriye’de PKK’yı hedef alan bir Türk SİHA’sını düşürmesine, Dışişleri Bakanlığı 6 Ekim’de “Operasyon etkilenmedi” gibi daha önce eşi görülmemiş bir açıklama yaptı.” Üstelik ABD SİHA’nın Türkiye’nin olduğunu bilerek Ürdün’deki üssünden kalkan bir Amerikan F-16’sı tarafından düşürüldüğünü açıkça söylediği halde. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ABD’li karşıtı Anthony Blinken ile telefonda konuştuğu ve terörle
Milli Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 5 Ekim saat 23:00 itibariyle Suriye’nin kuzeyindeki 30 hedefe hava harekatı düzenlendiğini açıkladı. Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “PKK/YPG ve diğer terörist unsurları etkisiz hale getirerek Suriye Kuzeyi’nden halkımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğimizi sağlamak maksadıyla; Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın 51’inci maddesinden doğan meşru müdafaa
PKK’nın üstlendiği 1 Ekim İçişleri Bakanlığı saldırısının Ankara’yı hem siyasi hem askerî açıdan daha şahin bir tutuma itti. Bu şahinleşme iki cephede, biri askeri, diğeri diplomatik planda iki operasyon Batıya meydan okuma çizgisinde gelişiyor. 4 Ekim günü önce Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ardından Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler tarafından yapılan uyarılar, Suriye ve Irak’taki PKK’ya
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD’nin Suriye’de bir Kürt “devletimsi” yapı oluşturduğunu söyledi. 26 Eylül’de Moskova’da Tunus Dışişleri Bakanı Nebil Ammar ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Lavrov, ABD’nin Fırat’ın doğusunda oluşturduğu bu yarı-devlet (İngilizcesiyle “quasi-state”) yoluyla Suriye “petrol ve tahılını kaçırdığını” da sözlerine ekledi. Rusya, Türkiye ve İran’ın Suriye konusunda yürüttüğü Astana süreci üzerine
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a seçimi kazandıktan sonra bir haller oldu. Önce “bu kardeşiniz başta oldukça” olmaz dediği faizler yükselmeye başladı. Sonra toz kondurmadığı KKM buluşundan döndü. Hindistan’daki, G20 Zirvesinde ABD Başkanı Joe Biden ile görüşüp yurda -yine- F-16 çözüldü çözülecek müjdesiyle dönme ümidi, bir de baktık Mısır Cumhurbaşkanı Abdül Fettah Sisi ile ikili görüşme haberinin gölgesinde
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 4 Eylül’de Rusya’nın Soçi kentinde bir araya geldi. Rus Sanatoryum’da yapıldığı belirtilen toplantı öncesi kısa bir basın açıklaması yapan Erdoğan ve Putin’in gündeminde Rusya’nın Temmuz ayında geri çekildiği Karadeniz tahıl mutabakatının yanı sıra ekonomik ilişkiler ve Suriye var. Tahıl Koridoru ile ilgili konuşan Erdoğan “İnanıyorum
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 31 Ağustos 1 Eylül temaslarında sadece Rus karşıtı Sergey Lavrov değil Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile de görüşmüş olması önemliydi. Birazdan ayrıntısına gireceğim ama Rusya’nın Ukrayna tahıl anlaşmasına dönüşü için henüz somut sonuç alınmadı; nitekim Şoygu anca talepleri karşılanırsa anlaşmaya devam edeceklerini söyledi. Ancak Fidan’ın Moskova temaslarında 4 Eylül’de Soçi’de