Fatura derken mali faturası değil kast ettiğim. “İtibardan tasarruf olmaz” demagojisiyle şatafata saçılan milyonların faturası elbette bize çıkacak. İngiltere Başbakanı Boris Johnson ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmeye ABD’den askeri nakliye uçaklarıyla getirttiği Alman malı özel limuzinlerle gitmedi, metroyla gitti. Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise Türkiye’ye dönüşünde, daha önce hiçbir ABD Başkanından Biden’den gördüğü muameleyi
Yunan Hava Kuvvetleri, 21 Temmuz günü Fransa’nın Istres kentindeki Dassault tesislerinde düzenlenen törenle ilk Rafale tipi savaş uçağını teslim aldı. Tören sırasında konuşan, Rafale uçaklarının üreticisi Dassault firmasının CEO’su Eric Trappier, 1974’te Mirage F1, 1985’te Mirage 2000 ve 2000’de Mirage 2000-5’lerden sonra Yunan Hava Kuvvetleri’nin şimdi de Rafale’lerle uçtuğunu; Rafale’in Yunan Hava Kuvvetleri için “stratejik
Türkiye, tarihinin belki de en büyük orman yangını ile karşı karşıya. Yangınlar 28 Temmuz öğle saatlerinde Muğla’nın Marmaris ve Antalya’nın Manavgat ilçelerinde başladı. 29 Temmuz gecesi doruğa ulaştığı sırada Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli Türkiye’nin 17 ilinde 58 noktada çıkan yangınlarda o saate dek 5 kişinin öldüğünü, 38 yangının kontrol altına alınmaya başladığını açıkladı.
Galatasaray futbol takımının 12 Temmuz’da Olimpiakos ile hazırlık maçı için gittiği Yunanistan sınırında Covid-19 testlerinin yetersiz bulunmasını protesto ederek geri dönmesi, Türkiye’deki kovit salgının turizm sezonuyla birlikte yeniden artışa geçeceği endişelerini artırdı. Dokuz güne çıkarılan Kurban Bayramı tatili sırasında artması beklenen yurtiçi hareketlilik ekonomik sıkıntı içindeki turizm sektörünü umutlandırıyor ancak sağlıkçıları endişelendiriyor.Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Bakü’de gazetecilerle konuşuyor. NATO’daki temaslarını anlatıyor. En ciddi sonuçlar arasında saydığı Yunanistan Başbakanı Kiriyakos Miçotakis’le uzlaşmasını bakın nasıl anlatıyor:• “İnşallah bundan sonra Yunanistan’la devletler, kurum ve kuruluşlar araya girmek suretiyle değil, daha çok benim özel temsilcim İbrahim [Kalın] Bey ile kendi özel temsilcisi Eleni [Sourani] Hanım haberleşerek bir araya gelerek adımları da
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için 14 Haziran NATO zirvesinin en önemli anlamı ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesiydi. Biden zaten 23 Nisan’da -beş ay beklettikten sonra- Erdoğan’a 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı anma günü olarak tanıyacağını söylemek için açtığı telefona “NATO’da yüz yüze görüşürüz” diye açmıştı. Böylelikle Erdoğan’ın bu görüşmeye bütün kilitleri açacak bir anahtar olarak bakmasını
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden arasındaki günlerdir beklenen görüşme, bugün Brüksel’de gerçekleşti. NATO zirvesinde bir araya gelen iki liderin 48 dakikalık görüşmesinin ardından heyetler arası toplantıya geçildi. Afganistan ve Kabil havalimanı Toplantı ve zirve sonrasında basın toplantısında konuşan Erdoğan, Türkiye’nin Afganistan konusunda rol oynayıp oynamayacağı konusundaki soruya şu yanıtı verdi. “Afganistan
Erdoğan-Biden görüşmesine doğru Türk-Amerikan ilişkilerinin son durumu, bana, William Shakespeare’in “Hamlet”e, oyunun üçüncü perdesinde söylettiği “Olmak ya da olmamak – işte mesele bu” tiradını hatırlatıyor.İnsanın ölüme dair tereddütlerini özetleyen bu tiradın, iki hafta sonra Amerika ile yaşayacağımız yüzleşmeyi yönetmenin güçlüğünü çok iyi tarif ettiğini düşünüyorum. Aslında, bu güçlük her iki taraf için de geçerli. Ancak,
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın son beş yıldır aralarından su sızmayan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile araları bir süredir eskisi gibi değil. Rüzgâr, tam olarak Ukrayna kriziyle tersine dönmeye başladı. Dün, 31 Mayıs’ta Putin’in Türkiye’ye uçuş kısıtlamasını bir ay daha uzatmasıyla cari açığı Rus (ve Alman) turistler üzerinden kapatma hedefi yara aldı, rüzgâr biraz daha döndü.
Aslında şunu söylemek daha doğru: Kıbrıs görüşmelerinden Avrupa Birliğinin hayalini kurduğu bir sonuç beklemeyin.O tren Kıbrıs Rum topumu 24 Nisan 2004’teki halkoylamasında o zamanki BM Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından sunulan “yeniden birleşme” planına “hayır” dediğinde kaçtı. Dahası Türkiye’ye verilen sözlerin tersine, ödül olarak AB üyesi yapıldı. Hem de Kıbrıslı Türkler istemediği halde onları da