İktidar derken sadece 2002’den bu yana tek başına hükümet kuran AK Parti’yi kast etmiyorum elbette. Anayasa değişikliği için 2017 halkoylamasından itibaren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın iktidarını fiilen MHP lideri Devlet Bahçeli’ye borçlu olduğu gibi bir gerçek var. Anayasa Mahkemesinden çıkması gün meselesi olan HDP’nin kapatılması davası da MHP’nin zorlamasıyla gündemde.Bunu söylerken AK Parti yönetimi ve Erdoğan’ın
CHP Grup Başkan Vekili Engin Özkoç, Türkiye’deki stratejik liman işletme hakklarının özelleştirmeyle devralan ve aralarında hükümete yakınlığı ile bilinen CİNER grubu, AKFEN, LİMAK’ın ve Katarlı Qterminals ve Singapur’un da olduğu 18 şirketin işletme sürelerinin ihalesiz 49 yıla kadar uzatılmasını, “iktidar değişimi kaygısı” olarak nitelendirdi. Mecliste düzenlediği basın toplantısında yasalaşan düzenlemeyi eleştiren Özkoç, “Türkiye’de limanlar ihale
İçinden geçtiğimiz yoğun ekonomik kriz etkilerini her gün daha ağır biçimde hissettiriyor. Hayat kontrolsüzce pahalanıyor, birikimler gün gün erirken ani şoklarla da el değiştiriyor, barınma ihtiyacı dev bir sorun haline geliyor. Sıradan vatandaş için gelecek karanlıklaşıyor. Seçimlere yaklaştığımız şu dönemde bu durumun siyasete etki etmemesi düşünülemez. Siyaset literatürü, bir iktidarın yeniden seçilmesinde en büyük etkenin
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince (AİHM) tahliye kararı verilmesine karşın 4 yıl 5 aydır tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala için Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin ihlal prosedürü başlatmasına rağmen tutukluluğun devamına karar verildi. Birleştirilmiş Gezi-Çarşı Davasının üçüncü duruşması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Davanın tek tutuklu sanığı olan ve 4 yıldır tutuklu bulunan Kavala, casusluk
Güvenilir kaynaklara göre, AK Parti ve MHP’nin Cumhur İttifakının cumhurbaşkanlığı seçiminden önce Anayasa değişikliğine gitme planları fiilen rafa kaldırılıyor. Gerek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan gerekse MHP lideri Devlet Bahçeli’nin gündeminde olan seçim yasası değişikliği ise TBMM’ye getirilmesi geciktikçe sallantıya giriyor.Bunun nedeni, seçim yasası değişikliğinin, eğer bir sonraki seçimde uygulanması isteniyorsa en geç 17 Haziran 2022’ye dek
Son yapılan zamların elektrik fiyatlarına etkisi gelen faturalarla ortaya çıkmaya başladı. Ortalama bir ev için dahi yüzde 125’e varan artışlar faturalara yansıdıkça, zaten yoksullukla mücadele eden vatandaşların cebine yeni bir ateş düşmüş oldu. Zamların arkasında özelleştirmelerin etkisinin dillendirildiği bugünlerde, Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi- TEİAŞ’ın özelleştirme süreci için de geri sayımın başladığını hatırlatayım. 3 Temmuz
Türkiye son aylarda, çevresinde ve daha geniş alanlarda uzun süredir ilişkileri kopuk veya gergin olan ülkeler ve güç merkezleriyle arasını düzeltmek için ciddi girişimlere başladı. Bu çerçevede ilk aşamada Ermenistan, Mısır, Suudi Arabistan, BAE, İsrail, Libya gibi bölge ülkelerine yönelik diplomatik adımlar dikkati çekiyor. Ermenistan ile doğrudan ilk temas iki ülke özel temsilcileri arasında 14
Sanki Kazakistan’da serbest seçimle hükümet değişikliği mümkünmüş gibi bütün bölge liderleri “darbe savuşturuldu” demeçleri patlatmaya başladı birbiri ardına. Oysa Kazakistan’da 2 Ocak’ta başlayıp 5-6 Ocak’ta zirveye ulaşan olayları planlı bir ayaklanma dahi saymak mümkün görünmüyor. Belli bir liderliğin bulunmadığı, biriken bardağın otogaz fiyatlarına zam ile gelen son damlayla taştığı bir öfke patlaması. Öfkenin asıl nedeni,
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 12 Ocak akşamı vaka sayılarının bir önceki aya oranla dört kat arttığını, ama hastaneye yatışların yalnızca yüzde on arttığını söyledi. Açıklamasını da Omikron varyantının salgını hafifleteceğinden umutlu olduğu söyleyerek, bitirdi. Sağlık Bakanının iki yıllık salgın yönetiminin birçok yönlerini çok defalar eleştirdim. Ama bunların içinde en vahim bulduklarım, gerçeğe uymayan umutlar dağıtması.