Akbelen vakasını ayrıntılarıyla tartışmaya başlamadan önce şunu söylemek gerek: Yüzlerce yıllık orman stokumuzu, su ve tarım kaynaklarımızı, turizm değerlerini, arkeolojik mirasımızı, insanlarımızın esenliğini heba edemeyiz sırf enerji üretimine kaynak sağlama amacıyla. “Karbon Sıfır” 2053 hedefi doğrultusunda kömürden tedricen çıkış bir yana kömürle çalışan termik santrallarını beslemek için Akbelen vakası özelinde linyit yataklarının genişletilmesini anlamak son
Recep Tayyip Erdoğan, 2017’de değişen Anayasaya göre 24 Haziran 2018’de yeniden Cumhurbaşkanı seçilerek tüm yürütme yetkilerini tek başına elinde topladı. Hazine ve Maliye bakanlıklarını birleştirerek başına damadı Berat Albayrak’ı getirdi. İlaveten uyumsuz bulduğu Merkez Bankası başkanlarını değiştirmeye başladı. O günden beri ekonomi gittikçe kötüleşiyor. Halka ve göreve ihanet 2019’da Murat Çetinkaya’yı, 2020’de Murat Uysal’ı, 2021’de
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın açıkladığı son enflasyon raporuyla TCMB’nin “uzun zaman sonra nihayet asli görevini hatırlamış göründüğünü söyledi. Kılıçdaroğlu, Erkan’ın açıkladığı yüzde 58’lik yıl sonu enflasyon beklentisini ise yüzde 70 öngören analizlerin altında olmasına rağmen daha gerçekçi bulduğunu buna karşı özellikle “kademelendirme” ve Kur korumalı Mevduat (KKM) gibi
CHP Genel Merkezinde sinirler iyiden iyiye bozuk görülüyor. Buna en açık kanıt, protestoculara destek vermek için gittikleri Akbelen’deki halleri oldu. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu hem toplumdaki çevreci tepkiyi siyaseten değerlendirmek hem de dikkatleri İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu etrafındaki kümeleşmeden dağıtmak için genişçe bir heyetle kesimin yapıldığı bölgeye gitti. Ancak gerekli hazırlık ve senaryo çalışması yapılmadan
Dünya bir yok oluşa doğru sürükleniyor. Şakası kalmadı: sıklaşan sıcak hava dalgaları, artan seller ve müthiş bir boş vermişlik. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres geçenlerde “Küresel ısınma sona erdi, küresel kaynama başladı” diye ülkeleri acil önlem almaya çağırdı. Kimse üstüne alınmıyor. Elimizden geleni ardımıza koymadan ekosistem bırakmadık, gözle görmediğimiz bir omurgasız canlıdan kendi türümüze kadar
‘Dış politika’ dönüşüme açıktır, fakat doğası gereği ani dönüşlere, keskin, riski yüksek ve maceracı virajlara yatkın bir şey değildir. Dış politikanın yapısal hedefleri ve çerçevesi bellidir. Günden güne değişmez. O halde, belki de Türkiye bakımından ‘dış politika’ yerine ‘dış ilişkiler’ dememiz daha doğru olacaktır. İkisi arasındaki fark nedir? Birincisi, ilkelerden ve değerlerden beslenir, uzun vadeli
2023 seçimleri, muhalif seçmen gruplarının siyasetten parça parça kopmasıyla anılacak bir seçim olarak tarihe geçecek gibi duruyor. Değişim söylemlerine rağmen gidişata “tesir edebilme” duygusunu hızla yitiren muhalif seçmende “apati,” yani siyasi ilgisizlik, her gün artıyor. Muhalefet partileri bu kopuşu durduramazsa 2024 seçimlerine 2019’dan çok daha dezavantajlı bir durumda girecekleri kesin gibi. 2023 seçimlerinin bir kader
Merkez Bankası (TCMB) 27 Temmuz’da yılın üçüncü enflasyon raporunu yayınladı. ‘Raporun tanıtıma ilişkin bilgilendirme toplantısında’ TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın yapacağı konuşma büyük bir merakla bekleniyordu. Acaba TCMB enflasyon tahminlerini gerçekçi bir düzeye yükseltecek miydi? Konuşmadan sonra sorulacak sorulara nasıl yanıtlar verecekti? Hem enflasyon raporuna hem de soru-cevap kısmına ilişkin izlenimlerimi aşağıda belirteceğim. Ama öncelik
Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan 2023 sonu enflasyon tahminini yüzde 22,3’ten yüzde 58’e çıkardıklarını açıkladı. Bugün (27 Temmuz) Ankara’da düzenlediği basın toplantısında konuşan Erkan, Merkez Bankasının 2024 yılı tüketici enflasyonu tahmini ise yüzde 8,8’den yüzde 33’e yükselttiğini, 2025 yıl sonunda ise enflasyonun yüzde 15’e düşeceğini tahmin ettiklerini söyledi. Başkan Erkan’ın TCMB’nin yıl sonu
İsrail, yargı reformu tartışmalarıyla başlayan derin bir siyasi krizin içinden geçiyor. Binyamin Netanyahu liderliğindeki koalisyon hükümeti tartışmalı yargı reformu kapsamında Yüksek Mahkeme’nin yetkilerini sınırlayan yasal düzenlemeyi -içeriden ve dışarıdan gelen tepkilere kulak tıkayarak- meclisten (Knesset) geçirince kritik bir eşik aşılmış oldu. Kararı protesto etmek amacıyla ülkenin dört bir yanında binlerce kişi sokağa döküldü. Yolları kesen