Suriye’nin geçiş dönemi Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara ve başında bulunduğu Hayat Tahrir el Şam (HTŞ), halen Birleşmiş Milletlerin terör listesinde yer alıyor. Ama Türkiye, Arap ülkeleri, ABD, AB ve diğer uluslararası camia, Şara’yı geçiş dönemini yönetecek ve ülkeyi serbest seçimlere götürecek devlet başkanı olarak kabul etti. El-Şara, geçiş dönemi yol haritasını açıkladı ve bu dönemin 3-4
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin’in 8 Şubat günü “X” hesabından yayınladığı mesaj Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki baskının bir başka eşiğe geldiğini gösteriyordu. Şahin, özetle televizyonların hükümet açısından pembe haberler yapmasını istiyor, haber sunucularının da parti sözcüsü gibi konuşmaya devam ederlerse kanalların “en üst” dereceden cezalandırılacağını söylüyordu. Şahin’in AK Parti etkisindeki
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) medya kuruluşlarını gereğinden fazla olumsuz haber yayınladığı gerekçesiyle uyardı, üst sınırdan yaptırım uygulanacağını belirtti. Uyarıya paralel olarak Milli Savunma Komisyonu’ndan geçen Siber Güvenlik Yasası ile basın özgürlüğü tartışmaları bir kez daha alevlendi. “Olumsuz haber” uyarısı RTÜK, 8 Şubat’ta yaptığı yazılı açıklamada ana haber bültenlerinde çok sayıda olumsuz haber yayınlanarak
Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi için yapılacak ön seçim hazırlıkları hızlanırken, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti kanadından gelen eleştirilerle siyasi atmosfer ısınıyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 9 Şubat’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile
Suriye ordusunun yeniden yapılanmasında Türkiye’nin aktif rol oynayacağı bildiriliyor. Milli Savunma Bakanlığı kaynaklarının Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın 4 Şubat’taki Ankara ziyareti ardından yaptığı açıklamaya göre teklif Suriye’den geldi ve ilk temas bir hafta önce sağlandı. Kaynakların YetkinReport’a verdiği bilgiye göre Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in talimatıyla bakanlığın Savunma ve Güvenlik Genel Müdürü Tümgeneral İlkay Altındağ başkanlığında
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın 4 Şubat’ta Beştepe’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın konuğu olduğu aynı saatlerde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da ABD Başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray konuğuydu. İkinci başkanlık döneminin ilk konuğunun Gazze’de 60 binden fazla Filistinliyi öldürtüp taş üstünde taş bırakmayan Netanyahu olması zaten kendi başına vicdansız bir tercihti. Ama ortak basın toplantısında Gazze’ye dair
Türkiye’nin modern tarihindeki en büyük doğal afeti olan ve en az 53 bin 725 kişinin hayatını kaybettiği, 107 binden fazla kişinin yaralandığı 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Depremden etkilenen 11 ilde binlerce vatandaş, kaybettikleri yakınlarını anmak için ilk depremin meydana geldiği saat olan 04:17’de anma etkinlikleri düzenledi. Sessiz yürüyüş En büyük yıkımın yaşandığı
Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın 4 Şubat Ankara ziyareti Türkiye’nin Suriye’yle ilişkilerinde yeni bir sayfa açtı. Türkiye Suriye’nin hem alt yapı hem üstyapısının yeniden inşasında etkili olacağa benziyor. Şara’nın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ortak basın açıklamasında “Stratejik işbirliği” talep ederken idareden güvenliğe, ulaştırmadan sanayiye geniş işbirliği talep ettiği açık; sadece inşaat projeleri gözlüğüyle bakmak yanıltıcı olabilir. Bu
Siyasetteki 10 Şubat sıkışmasının tek nedeni İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na siyaset yasağıyla sonuçlanabilecek bir dava daha açılması değil elbette. Yine de CHP lideri Özgür Özel dün isyan ediyordu: tutuklu Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e 100 gündür iddianame hazırlamayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu’na 5 günde iddianame yazmıştı. “Bu ne korkuymuş arkadaş” diyordu. Korku dediği
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na bir dava da İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i tehdit etmek suçlamasıyla açıldı. Başsavcının “mağdur” olarak nitelendiği iddianameyi hazırlayan da yine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı. “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret”, “tehdit” ve “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçlamalarıyla İmamoğlu hakkında istenen ceza ise 2 yıl 8 aydan