Gazeteci-Yazar
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2 Mart’ta açıkladığı Eylem Planı ne kadar insan hakları reformu sayılırsa, 12 Mart’ta açıkladığı da o kadar ekonomide beklenen yapısal reform sayılır.Erdoğan’ın 2 Mart’ta açıkladığını Yargıda İdari Reform adı altında söylese daha doğru bir karşılığı olurdu. Ama giriş kısmına BM’nin İnsan Hakları Evrensel Bildirgesindeki maddeleri ilk defa kendi söylüyormuş gibi ekleyerek aslında
Aslında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeni Anayasa önerisi MHP, İYİ Parti lideri Meral Akşener aleyhine, toplumda tepki gören “Fosforlu Cevriye” kampanyası açmadan önce de fazla heyecan uyandırmamıştı. Hükümet medyasının zorunlu hareketlerden sorumlu köşe yazarı ve ekran yüzlerinin “12 Eylül Anayasası değişiyor” korosu pek yankı bulmamıştı. Yine de CHP ve İYİ Parti’den münferit istifalar, Erdoğan’ın “tel tel
Meral Akşener 10 Mart günü İYİ Parti grubuna hitabı, kim ne derse desin Türkiye’de kadın mücadelesi adına bir dönüm noktasıydı. Bugünün Türkiye’sinde büyük cesaret işidir siyasi rakiplerinin kendisine “Fosforlu Cevriye” lakabı takıp kampanya yaparak “fahişe” demek istediğini çıkıp Meclis kürsüsünde söylemek. Bunu söylerken kendi partililerine “önünüze bakmayın, utanıyorsunuz, biliyorum” diye cesaret vermek da az cesaret
Papa I’inci Fransis’in 5-8 Mart tarihlerindeki Irak ziyareti hem tarihi hem de etkileri uzun döneme yayılabilecek siyasi öneme sahipti. Bir Papa’nın Irak’a yaptığı bu ilk ziyaret, Ortadoğu’da suların yeniden ısınmakta olduğu bir dönemde yapıldı. Papa’nın Erbil’e de gidip Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimini yetkilileriyle görüşmesi bazı yorumcular tarafından sanki Papa bu tarihi ziyareti sadece Türkiye’ye ‘Kürdistan
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hem sözcüsü hem de Güvenlik ve Dış Politikalar Başdanışmanı İbrahim Kalın’ın 8 Mart’ta Bloomberg ekonomi kanalında yayınlanan mülakatı dış politikada revizyon işaretleri verdi. Bu revizyonun Joe Biden döneminde ABD ile ilişkileri yeni bir raya oturtma odaklı olduğu anlaşılıyor. Kalın’ın S-400 füzelerinden Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilerin düzeltilmesine dek söylediklerini bu çerçevede değerlendirmek mümkün.Kalın’ın söylediklerinde
“Görmemekçin bir özgenin yüzünü / Yüzde yoktur günah, ört gözünü”. Bu sözler bundan 800 küsur yıl önce söylendi. Ama bir 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününü daha kadınların sosyal ve ekonomik haklarından çok, en temel insan hakkı olan yaşama hakkını tartışarak idrak ettiğimiz şu günlerde her zamankinden daha anlamlı.Çünkü sadece erkek doğduğu için kendisinde her
Hemen söyleyelim. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın asıl derdi telefon değil. Donald Trump günlerinde olduğu gibi Beyaz Saray’da ağırlanıp, arada hiç sorun yokmuş gibi “Dostum Biden” demeçleri vermek. ABD Başkanı Joe Biden ile, tıpkı Trump ile olduğu gibi pazarlık usulü sorunları çözmese de zamana yaymak. Ama daha telefon dahi gelmedi. Halihazırda Cumhurbaşkanlığı makam katında hiç umursanmıyormuş edasıyla
Son haftalarda siyaseti meşgul eden iki buçuk senaryonun başında ara seçim senaryosu geliyor. “Boşuna” dememin nedeni, “çıkmaz” dememle aynı: çokça konuşuluyor ama gerçekleşebileceği ve siyasetin rotasını değiştirip rahatlatabileceği yolunda güçlü göstergeler yok.Bu senaryolar “ara seçim” senaryosu, “erken seçim” senaryosu ve hâlâ eski Türkiye alışkanlıklarıyla önemliymiş, bir şeyleri değiştirecekmiş zannedilen “kabine değişikliği” senaryosu. Zaten buçuk dediğim
Aslına bakarsanız Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından 2 Mart’ta İnsan Hakları Eylem Planı adı altında ilan edilen metin, Yargıda İdari Reform planı adı altında duyurulsa bir anlam taşıyacaktı. Zaten Adalet Bakanı Gül, planın “Benim için en önemlisi hukuk güvenliği” diyerek paketin gerçek hedefini açıkladı; hukuk güvenliğini sağlayıp sağlayamayacağı ayrı tartışma konusu. Ama Erdoğan bu düzenlemeleri “Yargıda
Elli dört Senatörün 9 Şubat’ta ABD Başkanı Joe Biden’e mektup yazarak Türkiye’deki demokrasi ve insan hakları konusunu gündeme getirmesi ardından şimdi de 170 Temsilciler Meclisi üyesinin 26 Şubat’ta Dışişleri Bakanı Antony Blinken’e benzeri talepte bulunduğu ortaya çıktı. Hem iktidardaki Demokrat hem de muhalefetteki Cumhuriyetçi partiye mensup 170 milletvekilin “Türkiye müttefik ama Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ilişkileri