Gazeteci-Yazar
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Çin seyahatini dünya gündemine çıkaran konu ne Türkiye’nin Çin’den yatırım çekme ve ekonomik işbirliği arzusuydu ne de 12 yıl sonra Çin’in Sincan eyaletinde Uygur Türklerini ziyaret eden en üst düzey Türk yetkili olması. BRICS konusu 4 Haziran’da Çin basınında çıkan ve anında Rusya’da memnuniyetle karşılanan bir haberle başladı. Fidan Çin seyahatine
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 4 Haziran gününe başlarken gündeminde krize doğru evrilme ihtimali olan bir sorun vardı. O da bir gün önce, 3 Haziran’da İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın tasarrufuyla Hakkari’nin daha 31 Mart’ta seçimden galip çıkmış DEM Partili Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ın önce gözaltına alınıp, ardından görevden alınarak Vali Ali Çelik’in kayyım atanmasıydı. Gün sona
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 3-5 Haziran Çin ziyaretinde sadece Filistin, Uygur Türkleri ve Tayvan gibi siyasi konuları değil, iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri stratejik düzeye yükseltme gündeminin de bulunduğu biliniyor. En çok üzerinde durulan konular arasında, Asya-Avrupa Kuşak-Yol projesinin Hazar geçişiyle Türkiye üzerinden geçişi başta olmak üzere ulaştırma projeleri ile enerji yatırımları bulunuyor.
AK Parti’nin hala TBMM Komisyonuna resmen sunmadığı 9’uncu Yargı Paketinde yer alacağı söylenen “etki ajanlığı” maddesiyle İngiltere’nin Ruanda’ya göndereceği sığınmacıların turist kisvesiyle Türkiye’ye aktarılacağı iddiaları arasında ne alaka olduğunu sorabilirsiniz. Tutarsızlık alakası var. Etki ajanlığı ve tutarsızlık Etki ajanlığı iktidardaki Cumhur İttifakının özellikle MHP kanadının çok üzerinde durduğu konu. MHP lideri Devlet Bahçeli’ye kalsa, Osman
CHP lideri Özgür Özel’in, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanlığı için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu gösterdiği 1 Haziran günü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da AK Parti’nin Kızılcahamam kampında yeniden sahaya inme kararı aldı; hem de ufukta seçim görünmediği halde. Son hafta içinde Özel ve Erdoğan’ın çıkışları, bir başka açıdan satranç maçındaki hamleler gibi de okunabilir.
“Türkiye’nin ana gündeminin Anayasa değişikliği olmadığının biz de farkındayız” diyor TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş; “Ama Türkiye’nin sivil, demokratik ve devlet değil millet odaklı bir Anayasa yapmasının koşullarının bulunduğuna inanıyoruz.” Kurtulmuş ile 30 Mayıs sabahı bir grup gazeteci arkadaşla Çankaya’daki TBMM Başkanlık Konutunun bahçesindeki kahvaltı davetinde söyleşiyoruz. Konular Anayasa, Gazze ve sokak hayvanları ama daha çok
Birgün gazetesinin 30 Mayıs manşetinde Nurcan Gökdemir imzalı çarpıcı bir haber yer alıyor. Gazeteci arkadaşımız Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdullah Uraloğlu’nun Tasarruf Genelgesine rağmen, hem de Bakanlıktan yüklü ihaleler alan Rönesans şirketi uçağıyla seyahati haberlerinden yola çıkarak bir araştırma yapmış. Bakanlığın denetiminde bulunan yüksek hızlı tren projelerinden şehir hastaneleri inşaatına dek pek çok ihale şartnamesine,
Milli Güvenlik Kurulu (MGK) son zamanların en önemli toplantısını 28 Mayıs’ta yaptı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan toplantı sonrası yayınlanan bildiri Türkiye’nin ABD ile özellikle PKK konusunda ve Suriye-Irak alanında zorlu bir dönemece yaklaştığını gösteriyordu. Türkiye bu konuyu Dışişleri Bakanı Hakan Fidan aracılığıyla 30-31 Mayıs’ta Prag’da yapılacak NATO Dışişleri Bakanları gayrı resmi toplantısı ve Cumhurbaşkanı
Evde, çarşıda, sokakta konuşulan iki konu var: hayat pahalılığı ve sokak hayvanlarına ne yapılacağı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Anayasa değişikliği konusunu hemen her gün gündeme getirmesine rağmen “Ne olacak bu Anayasa değişikliği?” diye tartışana rastlanmıyor; çünkü halkın gündeminde Anayasa değişikliği yok ama hayat pahalılığı ve sokak hayvanları var. Özellikle de sokak köpekleri. Hayvanları Koruma Kanunu çerçevesinde
Dün 26 Mayıs’ta Ermenistan’ın anlaşmalar sonucu geri çekildiği 4 sınır köyüne Azerbaycan bayrakları çekildi. Bu şart Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Ermenistan ile anlaşmaya oturmak için kırmızı çizgisiydi; hatta bunun savaş nedeni olacağını ilan etmişti. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ise Azerbaycan ile bir de bu yüzden savaşmak istemediğini beyan etmişti. 4 köy, Sovyetler Birliği devrinde, 1969’da