Ankara içişleri Siyaset Kulisleri Haber Yorumlar: Ankara’nın siyaset kulislerinden derinlemesine bilgi, analiz ve tahminler veren ancak Ankara’nın ötesinde yerel siyasetin nabzını tutan haber ve yorumlar.
İsrail’in İran’a 13 Haziran’da başlattığı hava harekâtı, sadece birkaç gün içinde klasik savaş tanımlarını aştı. Bu, konvansiyonel çatışmadan öte; altyapı yıkımı, istihbarat hâkimiyeti ve rejim hedefli sistematik bir yıpratma operasyonuydu. Füze atışlarının oluşturduğu denge algısının ötesinde, uluslararası analizler İran’ın hızla çözüldüğüne işaret ediyor. Ancak bu savaşın en belirgin özelliği, etkisinin İran sınırlarını aşması. Türkiye, sadece
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “İran’da yaşanan son olaylar nedeniyle sınırlarımızdaki güvenlik tedbirleri artırılmıştır” dedi. Güler bu açıklamayı, Genelkurmay Başkanı Metin Gürak ve üst düzey komutanlarla Van’da İran sınırında yaptığı inceleme ve denetlemelerden sonra yaptı. Savunma kaynakları, YetkinReport’un sorusu üzerine arttırılan önlemlerin “Askeri bir tehdide yönelik teyakkuz değil, olası kitlesel göç ihtimaline karşı bir teyakkuz”
İsrail’in İran’a saldırmasıyla başlayan ABD’nin doğrudan dahliyle tırmanan krizle hem Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hem MHP lideri Devlet Bahçeli, “iç cepheyi güçlendirme” söylemini daha güçlü dillendirmeye başladı. Bunun kendi içinde bir mantığı olabilir; her ülkede iktidarlar dış sorunlarla başa çıkmaya çalışırken içeride daha rahat hareket etmek ister. Ama birincisi, gerçekçi olmak lazım ki tarih boyunca hemen
İran, İsrail’in saldırılarına İsrail şehirleri üzerine füze yağdırarak yanıt veriyor, İsrail ise hava saldırılarına ek olarak her gün İran İslam Cumhuriyetinin birkaç kilit ismini daha öldürüyor. Son olarak daha iki gün önce göreve atanan Genelkurmay Başkanı öldürüldü. ABD İran’ı bombalayacak mı? İsrail’in füze kapasitesi, İran’ın toprağın derinliklerindeki uranyum zenginleştirme tesislerine erişmeye yetmiyor. Natanz ve Ferda
Uluslararası sistem yalnızca krizde değil—serbest düşüşte. Bir zamanlar uluslararası hukuk, çok taraflı kurumlar ve ortak normlara dayalı olan kurallı düzen, gözlerimizin önünde dağılmakta. Egemenlik, hukuk, insan hakları ve kolektif güvenlik gibi temel ilkeler, artık daha çok geçmişin hayaletleri gibi—yalnızca zirve bildirilerinde hatırlanıyor. Yerine geçen şey ise çıplak güç ve stratejik caydırıcılık. Rusya, Ukrayna ve Gürcistan’da
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan İsrail-İran krizinde gerilimi düşürebilmek için iki gün üst üste, 14 ve 15 Haziran’da ABD Başkanı Donald Trump ile görüştü. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan son olarak Rus ve İngiliz meslektaşlarıyla aynı konuda temastaydı. Tıpkı Ukrayna-Rusya krizi gibi İsrail-İran krizi de Türkiye’nin ekonomik ve siyasi çıkarlarına aykırı. Bu nedenle Binyamin Netanyahu “Savaşa devam” dedikçe
Nice’teki 3’üncü BM Okyanus Konferansı’nda 9 Haziran’da konuşan Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis “Yunanistan’ın ilk iki deniz parkının kurulmasına ilişkin yasal işlemlerin Haziran ayı içerisinde başlayacağını” açıklamıştır. Yunan Başbakan bu konuda şunları söylemiştir: “Yunanistan’ın ulusal düzeyde deniz koruma konusunda çok önemli bir adım attığını duyurmaktan mutluluk duyuyorum. Bu ayın sonundan önce, ilk etapta İyon Denizi’nde ve
Türkiye, uluslararası sistemde giderek daha ihtiyaç duyulan ve çok yönlü bir aktör haline geliyor. Dahası, dış politika Türkiye için hem bir meşruiyet kalkanı hem de etki alanını genişleten stratejik bir araç işlevi görüyor. İsrail-İran krizi tırmanırken Türkiye, krizi yumuşatabilmek için ABD Başkanı Donald Trump ile iki gün üst üste konuşuyor. Ukrayna-Rusya savaşı özelinde ise Karadeniz
İsrail’in İran’a saldırıyı başlattığı 13 Haziran günü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’teki genişletilmiş Bayram Tatili bitmek üzereydi. O nedenle aynı gün öğleden sonra Ankara’da yapılan güvenlik toplantısına fiziki olarak başkanlık edemedi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı Metin Gürak ve MİT Başkanı İbrahim Kalın, kurmaylarıyla birlikte toplandı. Dört saatlik toplantı ardından
“Yağmur başladı, doluya çevirdi, korktum” dedi CHP lideri Özgür Özel Bayburt’ta binlerce kişiye sırılsıklam seslenirken; “Bayburtlular buraya kadar geldi ama dağılır mı?’ diye. Doluda bile dağılmayan Bayburt’a helal olsun, selam olsun.” CHP örgütü günlerdir Bayburt’ta çalışıyordu. Özel, “Artık kimsenin kalesi kalmadı” diyor ama Bayburt gerçekten AK Parti’nin kalesi gibi. CHP Bayburt’ta en son 2011 seçimleri