Önceden söyleyeyim: “Batı kendini batırırken Çin Batının ekonomi-politik putlarını kırıyor” demek, ne Komünist Parti yönetimindeki Çin’e övgü, ne kendi değerlerini batırmakta olan Batının halinden memnuniyet duymak anlamına geliyor. Bu yazı daha çok 21’inci yüzyılın ilk çeyreğini bitirirken geldiğimiz ve aşmak üzere olduğumuz eşiğin fotoğrafını çekme gayretidir. Batı kendi kurallarını çiğnerken Son örnekten başlayalım. Fransa’da Michel
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, ABD’nin Türkiye’nin elindeki Rus yapımı S-400 füzelerine rağmen F-35 satış programına yeniden dahil edebileceğini, F-35’ler için yeni başvuru yapıldığını açıkladı. Güler bu açıklamayı 26 Kasım’da TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının 2025 yılı bütçesini savunurken yaptı. Sadece F-35’ler de değil, ABD ve NATO ile savunma dengelerinin değiştiğine işaret eden, örneğin
Angela Merkel, Almanya başbakanlık görevini 2021’de bıraktıktan üç yıl sonra “Der Spiegel” dergisine çarpıcı bir demeç verdi. Spiegel dergisinin Olaf Scholz başkanlığındaki koalisyonun bozulması konusunda ne düşündüğünü sorması üzerine, “Doğaçlama düşüncem: işte erkekler oldu” diye bir karşılık verdi. Merkel’e göre, erkekler işleri kişiselleştiriyordu ve politikada engel olunması gereken bir şeydi. Görünürde Angela Merkel’in “Spiegel” dergisiyle
Modern siyasi söylemde Adolf Hitler’in sıklıkla anılması, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde, sıkça eleştirilere neden olmaktadır. Donald Trump gibi isimlerin Hitler ile eş tutulması, iki figürün tartışmalı doğası dışında pek bir ortak noktası olmayan, oldukça saçma ve indirgemeci bir yaklaşımdır. Ancak, bu pratik, çeşitli jeopolitik çıkarlar ve belirli güç dinamiklerini sürdürmek amacıyla Almanya ve küresel güçler
Şimdi okuyacağınız ifadelerin bana ait olmadığını muhatap alınması gereken biri varsa onun da ilayiyat doktoru Ali Erbaş yönetiminde, vergilerimizle yaşayan Diyanet İşleri Başkanlığı olduğunu trol terörü ihtimaline karşı baştan belirtmek isterim. “Hamas tarafından İsrail halkına karşı işlenen vahşetin kayıtsız şartsız kınanması ve rehinelerin Hamas tarafından derhal serbest bırakılması gerektiği konusunda mutabık kalınmıştır. Derhal serbest bırakılmalıdır.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan G7 toplantıları için İtalya’da, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler NATO toplantıları için Belçika’da. Bir de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 15-16 Haziran’da İsviçre’de toplanacak Ukrayna Barış Zirvesi katılımı var bu temaslara eklememiz gereken. Ukrayna toplantısı eğer gerçekten ateşkes ve barış amaçlı olsaydı, Rusya’nın da bir şekilde muhatap alınması gerekirdi. Oysa daha çok Ukrayna’ya
Almanya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Franck- Walter Steinmeier’in üç günlük Türkiye ziyareti zamanlı ve yararlı oldu. Türkiye ile Almanya arasındaki diplomatik ilişkilerin başlamasının yüzüncü yılı vesilesiyle gerçekleşen bu ziyaretin sembolik boyutu doğal olarak öne çıktı. 31 Mart yerel seçim sonuçlarının beraberinde getirdiği ülkemizdeki siyasi dönüşüm ortamının ve doğurduğu “daha iyi bir gelecek, daha iyi bir yönetim”
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier üç günlük Türkiye ziyaretine İstanbul’da başladı. 22 Nisan öğlen saatlerinde İstanbul Havalimanı’na gelen Cumhurbaşkanı’nı İstanbul Valisi Davut Gül, Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Jürgen Schulz, Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen ve diğer yetkililer karşıladı. Steinmeier, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin başlamasının 100. yılı dolayısıyla Türkiye’ye yaptığı bu ilk ziyarette İstanbul, Gaziantep ve









