Sıkça duyuyoruz; ‘yerli ve milli’. İlkokuldayken hatırlıyorum, yerli malları haftası olurdu. Hatta tekerlemesi de vardı: “yerli malı kullanmalı, odur yurdumun malı.” Günümüzde de hem ‘yerli malı haftası’ hem de sorunları yerelde çözme refleksi devam ediyor.Türkiye, özellikle 1980’lerden bu yana, giderek uluslararası piyasaların parçası oldu. Hatta yerli ve milliyi savunanlar dahi, bazı ‘marka ürünleri’ yaşamlarının demirbaşı
Kriz dönemlerinde gelişmekte olan ülke para birimleri hızla değer kaybediyor. Çünkü kriz ortamında global risk iştahı azalıyor ve gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışı oluyor. Makroekonomik kırılganlıkları daha yüksek olan ülkeler bu çalkantılardan daha olumsuz etkileniyor.Türkiye özelinde, COVID-19 krizine yakalandığımız sırada halen yüksek enflasyon problemini halledememiş olmamız bugün yaşadığımız sıkıntıları artırıyor. Krizin yarattığı ekonomik daralmadan çıkmak
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adındaki eşi benzeri olmayan yönetimine “tek adam yönetimi” denilince kızıyor, öfkeleniyor.O zaman 6 Mayıs haberlerine bir göz atalım.İşte bir haber: Maske satış fiyatları Erdoğan’ın onayına sunulacak. Düne kadar Covid-19 mücadelesinde kilit önemi olan maskelerin satışının söz konusu olmadığını, dağıtılacağını söyleyen Erdoğan, karar değiştirdi. Maske fiyatları sınırını örneğin Ticaret Bakanı
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 4 Mayıs kabine toplantısından Covid-19 salgınıyla mücadeleye dair dönüm noktası sayılacak açıklamalarda bulundu. Öncelikle “Normalleşme Planının” hemen değil, Mayıs, Haziran, Temmuz aylarına yayılacağını söyledi; önlemlere uyulmazsa ya da hastalık yeniden şiddetlenirse daha sert önlemlerin geleceğini söyledi. Çünkü, önlemlerin gevşemesi demek, hastalığın bittiği, her şeyin normale dönmesi anlamına gelmeyecekti. Gerçi bunu dün trafik
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’a 2 Mayıs’ta çıktığı televizyon programında soruldu: 65 yaş üzeri ve 20 yaş altı vatandaşlar için sokağa çıkma yasağında bir gevşeme olabilir mi? Kalın “Pazartesi günü” dedi, “Cumhurbaşkanımızın bu konuda bazı güzel açıklamaları olabilir”. Bir soru daha geldi: “Ramazan Bayramı’nda (24-26 Mayıs) sokağa çıkma yasağı” olacak mıydı? Kalın buna da “İhtimal dahilinde”
Covid-19 günlerinde evdeki hayatı biraz daha bilimle iç içe geçirmek için elimizin altında çok güzel fırsatlar var. Kısıtlamalar bittiğinde izolasyonun bize kazandırdıkları arasında ilk sıralara koyabileceğimiz fırsatlar. Örneğin, pencerenizi açıp kuşların seslerini dinlerken, tabletinizi, bilgisayarınızı ya da akıllı televizyonunuzu açıp internete bağlanarak binlerce kilometre uzaktaki müzeleri gezebilirsiniz. Mesela hangilerini?… Sanat müzelerini, tabiat tarihi müzelerini, farklı
Covid-19 salgınının etkileri durulduktan sonra küresel planda meydana gelebilecek gelişmeler Türkiye’nin bölgesel konumunu ve uluslararası ilişkilerini etkileyecektir. Bu ilişkiler arasında Türkiye’nin ABD ve Rusya ile ilişkilerinin yanı sıra üyesi olduğu savunma örgütü NATO’nun ve güçlü siyasi ve ticari bağları bulunan Avrupa Birliği (AB) ile ilişkileri öne çıkıyor. Orta Doğu’daki belirsizlik ve çatışma ortamı da yeni
ABD’nin önemli düşünce kuruluşlarından Atlantic Council 30 Nisan’da sadece ABD ile ilişkiler bakımından değil, Türkiye’deki ekonomik gidişi bakımından da dikkat çekici bir video toplantı düzenledi. Toplantı dikkat çekiciydi çünkü hükümetin ekonomiye döviz girişini rahatlatmak için ABD’nin SWAP (takas) kolaylığı sağlanacak ülkeler listesine girmek istediği de biliniyordu, ABD’nin Türkiye’yi Rusya yaptırımlarının dışında tutmak ve F-35 programında
30 Nisan’da gelen Enflasyon Raporu’nda TC Merkez Bankası 2020 yılı için enflasyon tahminini yüzde 8.2’den yüzde 7.4’e düşürdü. 2021 enflasyon tahmini ise yüzde 5.4’te sabit tutuldu.Bu revizyonlar ne kadar gerçekçi? Kısa vadede daralan talep ve düşen petrol fiyatlarının yaratacağı aşağı yönlü baskı, kurdan gelen yukarı yönlü baskıdan daha büyük olabilir. Ancak orta ve uzun vadede